Her yıl Avrupa’da 4 milyon yolcu 3 saatten fazla rötar ve iptal yüzünden havaalanlarında mağdur oluyor ve havayolu şirketlerinden alabilecekleri tazminatlar hakkında bilgi sahibi değiller. Oysa Avrupa Birliği, 261/2004 no’lu yönetmeliğe göre hava taşımacılık şirketi her yolcuya uçuşun 3 saatten fazla gecikmesi halinde 1.500 km’den az mesafeli uçuşlar için 250 Euro, 1.500-3 bin 500 km arası uçuşlar için 400 Euro ve 3 bin 500 km ve üzeri uçuşlar için 600 Euro para tazminatı ödemek zorunda. İptal durumundan yolcunun en az 14 gün önce haberdar edilmiş olması gerekir ki aksi halde yukarıdaki mesafelere göre aynı miktarda maddi tazminat alma hakkı var. Bu soruna ClaimCompass’ın bulduğu çözüm, Avrupa hukukunda tecrübesi olan ekibiyle havayolu şirketleriyle iletişime geçerek yolcunun vekili olarak hak ettiği tazminatı almasını sağlamak. ClaimCompass’ın sistemine kayıtlı müşteri sayısı 633, fakat değişik sebepler nedeniyle bunların hepsinin tazminat alma hakları yoktu. Bazen uçuş Avrupa Birliği dışında Avrupa’da kayıtlı olmayan havayolu şirketiyle gerçekleştirilmiş oluyor, bazen olağanüstü haller yüzünden uçuşun iptal edildiği ortaya çıkıyor, bazen de grev yüzünden yolcular uçağa alınmamış oluyor.
Tabii böyle durumlarda havayolu şirketleri tazminat ödemek zorunda değil ve ClaimCompass da yolculara yardımcı olamıyor. Fakat şu an tazminat alma haklarından emin olduğumuz daha fazla yolcuya ulaşmak için partnerlik programımızı geliştiriyoruz. Web sayfamızda seyahat acentelerinin kolaylıkla kendi profillerini açıp üye olabileceği partnerlik programımızı hayata geçireceğiz. Seyahat acentelerinin partnerliği hem bizim için hem karşı taraf için yararlı olacaktır. Bir yandan mağdur kalan müşterilerini ClaimCompass’a yönlendirerek bize de yeni müşteri kazandırmış olacaklar, diğer yandan her yönlendirilen müşteri için acente 10 Euro kazanacak. Şu ana kadar yatırım almadık ve müşterilerden gelen gelirle çalışıyoruz ama turizm sektöründen melek yatırımcı ve danışman arıyoruz.
“10 BİN ABONEYE ULAŞMAYI HEDEFLİYORUZ”
Eylül 2015’te Google’ın Kristal Elma Festivali’ndeki YouTube çıkarmasıyla YouTube’a olan bakış açımız birden bire değişti. Bizim sadece müzik dinlemek ve arada gülmek için girdiğimiz YouTube, aslında geleceğin televizyonu olma yolunda ciddi adımlar atmış da haberimiz yokmuş. Üç gün boyunca aralıksız YouTube kanallarıyla yapılan röportajları izleyip ciddi notlar aldık. Ardından Çay Kahve İnsan adında temelinde insanlara değer üreten ve faydalı içerikler oluşturmayı hedefleyen bir YouTube kanalı açmaya karar verdik. Kanalda birbirinden farklı alanlarda programlar hazırladık ve ilk olarak Ben Girişim programını yayına almaya karar verdik. Ben Girişim, girişimcilerin girişimlerini ücretsiz olarak tanıttığı bir program serisi. Belirli kriterlere göre seçimimizi yaptığımız temel olarak fayda odaklı girişimleri konuk ettiğimiz bir program. Şu an Ben Girişim programı çerçevesinde 8 tane yayınlanmış girişim tanıtım içeriğimiz bulunuyor.
Bunun haricinde çekimini ve montajını yaptığımız 6 hazır ve yayınlanmayı bekleyen içeriğimiz var. Her hafta çarşamba günü sabah saat 09:00’da yeni bir girişimi tanıtıyoruz. Girişim başvurularını caykahveinsan.com üzerindeki başvuru formundan alıyoruz. Takipçilerimizden gelen istekler doğrultusunda her cuma akşamı saat 19:00’da girişimlerin kamera arkası görüntülerini Timelapse ¬ Kamera Arkası programı formatında yayınlıyoruz. Son olarak temmuz ayında iki yeni program formatımızı yayına aldık. Bunlar, Sorularla Girişimciler ve Girişimler Hakkında İlginç Bilgiler. Ekim ayında girişim alanının dışında iki farklı program formatını yayına alacağız. Böylelikle ekim itibariyle birbirinden farklı konularda haftalık 6 formatta içerik üretmeye başlayacağız. Yıl sonuna kadar YouTube kanalımızda 10 bin aboneye ulaşmayı hedefliyoruz. Bununla beraber yıl sonuna kadar stüdyomuzu kurmayı ve çekimlerimizi stüdyomuzda yapmayı hedefliyoruz.
YENİ NESİL ANTRENMANLAR
EMS (Electro Musculer Stimilasyon-Elektriksel Kas Uyarımı Sistemi) uzun yıllardır, özellikle fizik tedavi alanında kullanılan bir sistem. 1790 yılında Luigi Galvani kurbağa deneyiyle motor sinirlerin uyarılmasının yeterli süre ve şiddette olursa kas kasılmasına yol açtığını ispatladı. 1960’lı yıllarda Rus Akımı olarak bilinen akım türüyle Rus atletler müsabakalara hazırlanırken antrenman metodu olarak EMS sistemini kullanmaya başladı. Günümüzde EMS training sistemi, yapılan araştırmalarla belirlenen optimal akım seviyelerinde sedanter kişiler için dahi uygun bir antrenman sistemine dönüştü. XBody Spor Stüdyoları ise bu sistem üzerine kurulmuş bir iş modeli. Bu iş modelinde müşteriler 20 dakikada normalde 3 saatte yapabildikleri egzersiz ve performans antrenmanını gerçekleştirebiliyor. XBody, özellikle zamansızlık nedeniyle spora vakit ayıramayan kişilerden, doğum kilolarını vermekte zorlanan kadınlara, profesyonel sporculardan, rahatsızlık yaşayan ve fizik tedaviye ihtiyacı olanlara kadar çok geniş bir kitleye hitap ediyor.
0 yorum