Dünyada 25 milyon bira musluğu var. Bunun 6 milyonu yüksek hacimli ve kaliteye önem veren işletmelere ait. Pubinno da yapay zeka tabanlı akıllı bira musluğu Taptronics’le bu pazarı hedefliyor. Kısa sürede İsrail, Hollanda, Amerika ve Hindistan’a ürün gönderen girişim, bu yıl 2 bin kurulumla 1 milyon dolar ciroya ulaşmayı planlıyor. Pubinno’nun kurucularından Can Algül, “6 milyonluk hedef pazarın yüzde 5’ine ulaştığımız anda ‘unicorn’ yani dünya çapında start up haline geliyoruz” diyor.
AYŞEGÜL SAKARYA [email protected]
Pubino, eğlence mekanları, restoran ve barlar için akıllı servis çözümleri geliştiren bir girişim. Kurucuları Can Algül ve Necdet Alpmen’in hikayesi, pek çok girişimciye örnek olacak cinsten… Geliştirdikleri akıllı bira musluğunu pazara sunana kadar pek çok sorunla karşılaşan Algül ve Alpmen, Türkiye’de yatırımcı bulamayınca Silikon Vadisi’ne gitmeye karar verdi. Beşinci denemeden sonra burada bir kuluçka merkezinden destek alan girişimcilerin kaderi de böylelikle değişti.
Silikon Vadisi’nde önce Fatih İşbecer tarafından fark edilen ikili, bugüne kadar 600 bin dolar yatırım topladı. Akıllı bira musluğu Taptronics ürünüyle İsrail, Hollanda, Amerika ve Hindistan’a açılmayı başardıklarını belirten Can Algül, 2018’de 2 bin kurulum yapmayı ve 1 milyon dolar ciroya ulaşmayı hedeflediklerini söylüyor. Pubinno Kurucusu Can Algül ile girişimcilik yolculuğunu ve gelecek planlarını konuştuk:
Pubinno fikri nasıl ortaya çıktı?
Pubinno, tamamen yaşadığım sorunlardan yola çıkarak ortaya çıkan bir fikir oldu. 2011’de İTÜ İnşaat Fakültesi’ni bıraktım. Çünkü inşaat mühendisliği bana göre değildi, mutsuzdum. Kafamda sürekli bir fikir vardı. O aralarda ‘design thinking’ eğitimi alıyordum.
İnsan en çok tükettiği şeye göre bir ürün bulur ya benim hikayem de böyle ortaya çıktı. 2011 yazında bira sırası beklerken sorunları görmeye başladım. 20 dakika bekleme süresi ve üzerine alabildiğim sıcak bira. O günden sonra keşke masalarda sipariş verebileceğimiz ekranlar olsa biz de hızlı ve kaliteli servis alabilsek diye düşündüm. Bunun üzerine DigiPubs fikri ortaya çıktı. 15 ay süren bir AR-GE sürecinden sonra 70 sayfalık bir fizibilite dosyası oluştu. Beş aylık bir müzakerenin sonunda sponsorluk ve yatırım alma konusunda anlaştık.
Altyapısı güçlü bir pub açmaya karar verdik. İlk şube Galata’da açılacaktı. Fakat 2013 Nisan’ında gelen yasa değişikliği ve alkol yasakları bir gecede tüm planlarımızı altüst etti.
Bir anda planlarınız altüst olunca siz ne yaptınız?
Çocukluğumdan beri basketbol antrenörlüğü yaptım, bu süreçte de antrenörlük yapayım dedim. Orada da işler istediğim gibi gitmedi. Yükselmeniz liyakatinizden ziyade ilişkilerle ilgili… Bir süre Ataköy’de çocuklara ders verdim. Sonra orada para kazanınca tekrar girişimciliğe kafa yormaya başladım. Bir otomat gibi çalışan bira makinesi fikri aklıma geldi. Projeyi götürdüğüm şirketler ilgi gösterdi. Ancak benim teknik tarafım yoktu. Bu süreçte ortağım Necdet’le tanıştık. Ardından Beer-Point ortaya çıktı. 2015 yazında üç makineyi çeşmeye koyduk.
Taptronics nasıl ortaya çıktı?
Bu ürün bizi istediğimiz noktaya götürmüyordu. Çünkü kısıtlı bir iş modeli var. Teknoloji odaklı bir iş yapmak istiyorduk. Yine de Beer-Point’in AR-GE’si sırasında birayla ilgili sıkıntıları keşfetme fırsatımız oldu. Biranın akışı, sıcaklık, basınç, fıçının içinde kalan miktar gibi 10 parametreye göre değişiyor. Standart bir lezzeti bulmanız mümkün değil. Bunun da sebebi birada fıçı, soğutucu, gaz tüpünden oluşan yarı endüstriyel bir sistem olması. Bunların üçü koordineli çalışıyor ama çoğu zaman bu insana bağlı. Buna bir çözüm bulalım dedik ve akıllı musluk yapma kararı aldık. Bu arada 2015 yazıydı ve para lazımdı. Yatırımcılarla görüşmeye başladık ama kimse ilgilenmedi.
Silikon Vadisi macerası böyle mi başladı?
Evet… Türkiye’de kimseden olumlu dönüş alamayınca Silikon Vadisi’ne gitmeye karar verdik. Orada bir kuluçka merkezine başvurduk. Bunların yılda iki başvuru imkanı var. 10 bin başvurudan 300’ünü çağırıyor, 100’ünü fonluyorlar. Merkezler iki şeye bakıyor: Pazar büyük mü? Ekip bunu yapabilir mi? Son 300’e kaldık ama 100’e kalamadığımız için yatırım alamadık. Ancak San Francisco’ya gidince yapabileceğimizi düşündük. Algımız açıldı. Sırayla tüm kuluçka merkezlerine başvurmaya başladık.
Kaçıncı başvuruda olumlu yanıt aldınız?
Beşinci de yatırım almayı başardık. 2016 yılının yazıydı. Oraya gider gitmez Fatih İşbecer’in şirketinden Emre İlke Coşar bize katıldı. Ardından Fatih İşbecer de bize yatırım yaptı. Amerika’da işleri öğrendik ve ürün üzerine çalıştık. Bu süreçte Yunanistan, Almanya ve Türkiye’den 350 bin dolarlık yatırım aldık. Ürünün betasını çıkarttık ve BBC bir programında bizden bahsetti. Şu an 42 ülkeden 87 tane distribütörlük talebi geldi. Hiç pazarlama yapmadık.
Şu ana kadar ne kadarlık bir yatırım aldınız?
Bugüne kadar 600 bin dolarlık yatırım aldık. Yatırımcılarımız arasında Fatih İşbecer’in yanı sıra Apostolos Apostakis, Rolf Schromgens, Alchemist, Highway, Emre Sayın ve Nexus Venture yer alıyor.
Peki marka ismine nasıl karar verdiniz?
‘Pub’ sözcüğü 19’uncu yüzyıl İngilizcesinde ‘public house’tan gelen bir kısaltma. Bu isim hem ‘public innovation’ misyonumuzu ifade ediyor hem odaklandığımız bira konseptini işaret ediyor.
Şu an hangi ülkelerde varsınız?
İsrail, Hollanda ve Hindistan’a satış yaptık. Amerika ve Türkiye’de kurulumlarımız var. Kurulu 50 civarında ürünümüz bulunuyor. Sahaya çok fazla ürün sürerseniz sıkıntı olur. İsrail’le bin 500 ürün için 1,5 milyon dolarlık bir kontrat imzaladık. Keza Hollanda’yla kontrat konuşuyoruz. Bir yandan demo için talep gelen ülkeler var. Rusya, Kanada ve Malezya’ya demo ürün göndereceğiz. Biz öncelikle iki adet demo gönderiyoruz, ardından kendimiz gidip üç gün eğitim veriyoruz.
Sektöre ürünü kabul ettirmekte zorlandınız mı?
En büyük rakibimiz endüstrinin kendisi. Çünkü geleneksel bir sektör. Bu açıdan pek çok ilki yapıyoruz ama bazen bariyerlerle karşılaşıyoruz. Barmenler ilk başta onların yerini alacağımızı zannediyordu ama biz onların yardımcısıyız. Yavaş yavaş alışıyorlar.
2018 yılı için büyüme hedefiniz nedir?
2018 için 2 bin kurulum, 1 milyon dolar ciro hedefliyoruz. Şu an zaten 900 sipariş var. 2018 bitene kadar da 2 bin yapabileceğimizi düşünüyoruz. Ülke olarak 12 ülkede kalmayı düşünüyoruz.
Farklı alanlara yönelik projeleriniz olacak mı?
Dünyada 25 milyon bira musluğu var. Bu rakamın 6 milyonu yüksek hacimli ve kaliteye önem veren işletmelere ait. Biz bu grubu hedefliyoruz. Bu 6 milyonluk hedef pazarın yüzde 5’ine ulaştığımız anda ‘unicorn’ yani dünya çapında start up haline geliyoruz. Yani bu pazarda hala büyük bir potansiyel var. Odağımızı burada tutacağız.
Yaşadığınız bu deneyimlerden sonra sizce Türkiye’de girişimcilik ekosistemindeki en büyük sorun nedir?
Kültür farkı önemli, garantici bir toplumuz. Uzun vadeli projeler yerine kısa vadeli projelere yöneliyoruz. Start up’ların çoğunun pazar yerinin e-ticaret olmasından da bunu görebiliyoruz. Ama kalite anlamında dünyadan geride değiliz. Sadece sayı az. Çok iyi mühendislerimiz var. Eskisine oranla yükselen bir ekosistem var. Silikon Vadisi’nde melek yatırım düzeyinde maksimum iki kere görüşürsünüz. İki görüşmeden sonra netleşir bazı şeyler. Burada 8-9 kere süren görüşmeler var.
NE KADARLIK YATIRIM ALDINIZ?
Bugüne kadar 600 bin dolarlık yatırım aldık.
“SİSTEMİMİZDE YAPAY ZEKA VAR”
VERİMLİ FIÇILAR Bizim ürünümüzde patentli bir robotik ve yapay zeka tabanlı bir işletim sistemi var. Yapay zeka tabanlı sistem verileri analiz ediyor ve biranın akış hızını ayarlıyor. Böyle olunca her seferinde ideal köpük oranı ve taşırmadan birayı alabiliyorsunuz. Fıçılar yüzde 20 verimli hale geldi.
STANDARTLAŞTI Kaliteyi standartlaştırdık. Tüm datalar cep telefonunda. Neyin bittiğini görebiliyorsunuz. Yarattığımız Internet of Beer konsepti, distribütöründen bakım ekibine tüm operasyonu uçtan uca bağlıyor; ölçülebilir ve verimli hale getiriyor. İkisi yapay zeka ve robotik olmak üzere 7 patent başvurumuz var.
“MOBİL ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ”
MODEL Gelir modelimiz şöyle… İşletmeler 65 dolar veriyor. Yurt dışında distribütörlerle çalışıyoruz. Bu sadece başlangıç. Çünkü bu işin arkasında ürünlerin tedarikinden bakımına kadar ciddi bir süreç var.
YENİ ÜRÜN Bütün bunları izleyip raporlayabiliyoruz. Şimdi mobil uygulama üzerinde çalışıyoruz. Oradan fıçı siparişi ve tüketiciye yönelik bir şeyler gelecek. Mesela hangi mekanda hangi ürün var, kalite, temizlik skoru nedir gibi verileri bir araya getirecek bir ürün tasarlıyoruz.
BU YILKİ HEDEFİNİZ NEDİR?
2018 için 2 bin kurulum, 1 milyon dolar ciro hedefliyoruz.
0 yorum