TÜSİAD’a göre büyümede yaşanan tıkanıklık, genç girişimcilerle aşılacak. Bu nedenle TÜSİAD, start up ekosistemi ve genç girişimcilerle daha yakın bir işbirliği gerçekleştirmek niyetinde. Başkan Cansen Başaran Symes’ın özellikle start up girişimcilerinden beklentisi büyük. “Aynı alanlarda daha kolaycı yatırımları olan bir ülkeyiz. Herhangi bir yerde mal ve para varsa hızla onun kopyaları geliyor ve tüketiyoruz” diyen Symes, hayalinin start up’ların Türkiye’yi sıradanlıktan kurtarması olduğunu açıklıyor.
Türkiye’nin en etkin sivil toplum örgütü TÜSİAD, son yıllarda büyümede yaşanan tıkanıklığa çözüm olarak girişimciliği ve start up’ları görüyor. Bu nedenle kuruluş, genç istihdamının ve girişimciliğinin artırılmasını odak konuları arasına aldı. Halihazırda 4 yıldır genç girişimcileri teşvik etmek için “Bu Gençlikte İŞ Var!” yarışması düzenliyor. Bu yarışmayla genç fikirlerin hayata geçmesine destek olurken deneyimli iş insanlarını da genç girişimcilerle bir araya getiriyor. Son olarak TÜSİAD Gençlik Platformu’nu oluşturdu. “Gençlere dokunup, gençlerdeki bilinirliği artırmayı ve bir diyaloğun başlamasını arzu ediyoruz” diyen TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes’ın gençlere ve start up’lara inancı tam. “Benim hayalim start up’ların Türkiye’yi sıradanlıktan kurtarması” diyen Symes, “Aynı alanlarda daha kolaycı yatırımları olan bir ülkeyiz. Herhangi bir yerde mal ve para varsa hızla onun kopyaları geliyor ve tüketiyoruz. Ben start up ekosisteminin genç beyinlerle Türkiye’yi sıradanlıktan kurtaracağına inanıyorum” diye devam ediyor. TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes ve TÜSİAD üyesi ve “Bu Gençlikte İş Var!” yarışmasının koordinatörü Can Yücaoğlu ile genç girişimciliğini ve Türkiye ekonomisinde start up’ların yerini konuştuk:
Son dönemde TÜSİAD ve gençlerin daha da yakınlaştığını görüyoruz. TÜSİAD’ın gençlere ve genç girişimciliğine yaklaşımı nedir?
Cansen Başaran- Symes: Yönetim kurulu olarak 2015 ve 2016 programını Türkiye’nin ve dünyanın içinde bulunduğu konjonktürü değerlendirerek hazırladık. Dünyada sürekli revize edilen büyüme rakamları var. Büyümede bir tıkanıklık söz konusu ve tüm global trendlere baktığımızda, son dönemde bu büyümenin kapsayıcı olmasını çok anlamlı buluyoruz. Büyümenin çok önemli dinamikleri de girişimcilik ve start up’lar. Genç istihdamının artırılması ve genç girişimcilerin teşvik edilmesi konusuna bu dönemde daha fazla ağırlık vereceğiz.
Peki bunun için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
Symes: Genç girişimcileri teşvik etmek üzere başlattığımız “Bu Gençlikte İŞ Var!” adını taşıyan fikir yarışmamız var. Bu projeyle üniversite yıllarında fikirleri olan öğrencilere hem teşvik sağlıyor hem girişimci fikirlerinin hayata geçirilmesine destek oluyoruz. TÜSİAD’ın gençlere dokunup gençlerdeki bilinirliğini artırmayı ve bu diyaloğun sürdürülebilir bir platformda olmasını arzu ediyoruz. Bu çerçevede bu yıl TÜSİAD Gençlik Platformu’nu kurduk.
Gençlik Platformu çatısı altında neler yapacaksınız? Symes: Gençlik platformu “Bu Gençlikte İŞ Var!”ın bir önceki ayağı. Gençlik Platformu bu yıl büyük bir heyecanla başladığımız dinamizmini kendi oluşumundan alan bir proje. Amacımız, gençliğe dokunmak, TÜSİAD’ın gündeminde olan konuların geleceğimizi şekillendirecek gençlerimizin gündeminde ne kadar var olduğunu görmek ve projelerimizde bize katkı vermelerini sağlamak. Bunun nasıl olması gerektiğini öğrenmek için bir çalıştay düzenledik. Bu çalıştayı ilk seferde 30 öğrenciyle yaptık. Haftaya Trabzon’a gidiyoruz. Orada da 40 öğrenciyle yapacağız. Daha sonra Antalya, İzmir ve Ankara’ya gitmek üzere planlarımızı yaptık. Bu çalıştayların sonunda bu yapıyı onların kurmasını sağlayacağız. Onlardan gelecek önerilerle bir yapı oluşacak. O platformu da gelecek yılın hemen başında lanse edeceğiz.
HEDEFİNİZ NEDİR?
Girişimciliğin bir kariyer alternatifi olabileceğini anlatmak istiyoruz.
“Bu Gençlikte İŞ Var!” yarışmasının kapsamında neler yapıyorsunuz?
Symes: 2011 yılından itibaren bu projeyi gerçekleştiriyoruz. Bir iş kurarken fikir çok önemli ama daha sonra o fikrin hayata geçmesi için bilgiye ve tecrübeye ihtiyaç var. Dolayısıyla TÜSİAD olarak o çerçevede projeleri inceleyerek, nerelerde destek olabiliriz diye bakıyoruz. Fikrin hayata geçmesi için gerçekleşecek olan tüm süreçlerde destek oluyoruz.
Can Yücaoğlu: Şu anda Türkiye’deki işsizlik oranı Temmuz ayına göre yüzde 10,4. Ama gençlerde bu oran 17,2’ye çıkıyor. Dolayısıyla bizim hep gururla anlattığımız genç ve dinamik nüfusu avantaja çevirmemiz için bu gençleri verimli, katma değer yaratan ve iş sahibi bireyler haline getirmeliyiz. Gelişmiş ülkelere baktığımız zaman son yıllarda istihdamdaki artışın büyük bölümünü bu ülkelerdeki yeni girişimlerin sağladığını görüyoruz. Yani ne devlet ne mevcuttaki büyük kurumlar, iş gücüne yeni katılımlar konusunda yeni girişimler kadar yer açamıyor. Biz de, 3 önemli öncelik gördük. İlki yeni oluşmakta olan bu ekosistemdeki oyuncuları mümkün olduğu kadar bir araya getirip işbirliklerini artırmak. İkincisi, bu ekosistemde Türkiye’nin dört bir tarafındaki öğrencilere yer vermek. Üçüncüsü de tüm bunları yaparken TÜSİAD’ın üyeleriyle fikri olan öğrencileri bir araya getirip onlara rehberlik vermek. Bu çerçevede de bu yıl üniversitelerde lisans, lisansüstü ve doktora programlarındaki öğrencilerin takımlar halinde katıldığı ve iş fikirlerini ortaya koyduğu bir yarışma yapıyoruz.
YARIŞMAYA KAÇ KİŞİ BAŞVURACAK?
Bu yıl bine yakın iş fikri almayı planlıyoruz.
Yarışmada nasıl bir değerlendirme var?
Yücaoğlu: “Bu Gençlikte İŞ Var!” projesini yürüten takım olarak melek yatırım ağlarından ve venture capital fonlarından oluşan bağımsız bir ön jüri oluşturduk. Bu ön jüri gelen başvuruları 30’a indirecek. Ardından yaklaşık 30 fikri ve 100 kadar öğrenciyi İstanbul’da eğitim kampına alıyoruz. Buradan çıkan fikirleri TÜSİAD rehberleriyle eşleştirerek 2 ay boyunca bu iş fikrini iş planına çevirmelerini sağlayacağız. Mayıs ayında jürinin seçimiyle de birinci, ikinci ve üçüncüyü belirleyeceğiz. Bu yıl ekim ayında başvuruları almaya başladık. Yarışmanın ödül töreni 5 Mayıs 2016 tarihinde gerçekleşecek.
2011’den itibaren devam eden projenin yarattığı değerden bahseder misiniz?
Yücaoğlu: 2011’de 92 iş fikri başvurmuş, bu sayı 2013’te 358’e çıkmış. Biz bu yıl bine yakın iş fikri almayı planlıyoruz. Türkiye çapında 192 üniversitede öğrenci kulüplerine ve sosyal medya üzerinden tüm bu üniversitelere ulaşmaya çalışıyoruz. Tahminimiz, bin kadar fikirle yaklaşık 2-3 bin öğrenciye yakın bir katılım sağlanacak. Ödüllere gelince… Burada maddi ödüller var ama gerçek ödül, burada sunulan bootcamp eğitimi, daha sonra TÜSİAD rehberiyle eşleşerek onunla yakın çalışma fırsatı, bir fikri iş planına dönüştürme fırsatı ve ekosistemdeki tüm aktörleri tanıma fırsatı. Tabii bunun yanında birinci, ikinci ve üçüncüye de 75 bin TL, 50 bin TL ve 25 bin TL para ödüllerimiz var. TÜSİAD’ın son Berlin seyahatinde, EMS European Management School’da hem teknoloji hem girişimcilik üzerine kurulu kürsülerle çok güçlü ilişkilerimiz oluştu. Birinci olacak ekibin Berlin’de EMS’de bu programlara katılımını temin edip ekstra ödüllendireceğiz.
“GİRİŞİMCİ RUHA HER ZAMAN İHTİYAÇ VAR”
REKABET ANLAYIŞIM Profesyonel olarak tanınıyorum ama aslında tüm kariyerim girişimcilik hikayesi. PwC’nin kuruluşunda işe aldığı ilk 7 öğrenciden biriyim. 13 kişilik bir ofisle başladık. 2013’te ortaklıktan ayrılırken bin 300’ün üzerindeydik. 30 küsur ortaktık. Tek başıma benim hikayem değil ama o hikayenin tümünde rol oynadım. Ayrıca tam profesyonel değil, ortaktım. PwC’nin 30’una gelmemiş en genç ortaklarından biriydim. Her zaman için rekabeti de etik ama sıra dışı ve yenilikçi şeyler üzerine oturttum. 2000’de World Economic Forum tarafından geleceğin 100 global liderinden biri olarak seçildim.
NEYE İSYAN ETTİM? Girişimcilik, insanın mutlaka gidip kendi işini yapması olarak algılandı hep. Ben ona isyan ettim. Dedim ki “Girişimciliği çok kısıtlı tartışıyorsunuz. Profesyonel olup büyük kurumların içinde de girişimci olanlar var. Eğer bu büyük kurumlar bugün rekabette ayakta duruyorsa bunların içinde olan girişimci ruhlu yöneticiler, hissedarlar sayesinde… Ben kendimi girişimci olarak tanımlıyorum.” Bugün eğer büyük kurumlar rekabette herkesten önce yenilikleri görüyorsa mutlaka orada çok girişimci ruhlu insan vardır. Girişimci ruhlu insana her yerde ihtiyaç var.
Gençler arasında girişimciliği destekleme anlamında şu ana kadar ne tür sonuçlar elde ettiniz?
Yücaoğlu: Öncelikle biz bu yarışmayı kurgularken birinci hedefimiz, girişimciliğin gençler için bir kariyer alternatifi olabileceğini anlatmaktı. Bunun yanında TÜSİAD rehberlerine ulaşabilmelerini sağlamak ve fikirlerini iş planına çevirebileceklerini göstermek de önemli bir hedefimiz. Bu yarışma geçmişte başarı hikayelerinin çıkmasına da vesile oldu. Mesela Hamsi Finger gibi gerçekten inovatif bir girişime dönüşmüş bazı fikirler var.
Bu projelerle çok sayıda gençle yakın temasta bulundunuz… Peki gençler kendi iş fikirlerini hayata geçirmek konusunda isteklimi?
Symes: Hem kariyer yapıp hem girişimci olan genç sayısı artıyor. Uluslararası bir kurumda kariyer yaparken beraberinde arkadaşlarıyla girişimci olan çok fazla genç arkadaş var. Dolayısıyla şöyle bir eğilim görüyoruz: Önce iş dünyasında deneyim kazanıp sonra girişimci olmaya karar veriyorlar. Öte yandan fikri satıp daha sonra kurumsal hayata geri dönenler de var.
Girişimcilikte gençlerin önündeki engeller neler?
Symes: Start up girişimcisi gençler büyük kurumlara gittiği zaman en büyük bariyerleri onlara, “Bu projeyi hangi kurumlara yaptın, referansların kimler” diye sorulması. Start up demek zaten, bir fikri olup arkasında referans listesi olmayan projeler demek. Biz bu bilinci artırmak istiyoruz.
Yücaoğlu: Gençlerde ve ailelerinde girişimciliğin gerçekten uygun bir kariyer alternatifi olabileceği konusundaki algıda bir sorun görüyoruz. Yavaş yavaş değişmekle beraber böyle bir problem var.
Symes: Bu işin bir ayağı daha var. Bugün parasal olarak belli kaynağı olan daha genç nesiller, birikiminin belli kısmını bu start up’lara yatırarak oradan bir geri dönüş almak için ciddi bir arayış içinde. Start up’ların finansman ayağı da çok önemli. Bugün herkes parasını daha geleneksel olan gayrimenkul gibi yatırımların yanında yaygın olarak start up’lara yatırım yapıp bu alandan bir getiri bekliyor.
Türkiye’deki start up’ların performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Symes: Biz girişimcinin doğal olarak birçok alanda tecrübe eksikliği olduğunu görüyoruz. Olay sadece girişimci fikre sahip olmak değil, bu fikri belli bir iş planı dahilinde doğru zamanda doğru kararlarla hatta zaman zaman da genişlemeyerek konsolide etmek gerekiyor. Girişimcinin hata yapmasını önleyecek mentorlar mutlaka olmalı. Küçük düşünmemek gerekiyor.
Yücaoğlu: Girişimcilik kolay ve kısa yoldan para kazanmak değil. Herkesten fazla ter, gözyaşı dökmeden başarılı girişimci olunmuyor. Bir şirketin değer haline gelmesi de uzun bir süreç ve büyük emek sonunda oluyor. Örnek olarak bugün bu kadar büyük bir başarı hikayesi haline gelen Yemeksepeti’nin kurulması 2000’lerin başında gerçekleşti. Şu anda gördüğümüz başarı hikayeleri aslında girişimcilik ekosisteminin bu kadar aktif hale gelmeden önceki kurulan şirketlerin hikayeleri. Şimdi asıl ekosistemin hareketlendiği 2009’dan sonraki yıllarda çıkan start up hikayelerinin ne kadar başarılı olduklarını görmek biraz zaman alacak. Ama emin olun önümüzdeki yıllarda enteresan başka hikayeler duyacağız. Yurtdışında olan bir e-ticaret modelini Türkiye’de uygulamak yerine gerçekten yeni teknolojileri anlayarak ve onlara ulaşarak iş fikirlerini geliştirmesi start up’ların başarısını da çok artıracak. Sadece Türkiye içinde değil, Türkiye’den bölgesel, global oyuncu olabilmek için yeni teknolojileri kucaklamak şart.
“BAŞARISIZLIK KEYİFLİDİR”
HEYECANI YİTİRMESİNLER Genç girişimcilerin karşılaştıkları zorluklarla heyecanlarını yitirmemeleri gerekir. Dışarıdan bakıldığında genellikle hep pozitif başarıları paylaşmayı seven bir toplumuz. Oysa her başarının içi bir sürü başarısızlıkla doludur. Dolayısıyla yol haritalarında birçok başarısızlık olacak.
KAPIYI AÇAN UNSUR Ben o başarısızlığı tecrübe olarak görmelerini istiyorum. Hayatta acılarla başarılı olunabileceğine inanan biri değilim. Tam aksine başarısızlıkların çok keyifli olduğunu, çünkü bir sonraki başarıya kapı açtığına inanan biriyim.
Gelecek 5-10 yılda Türkiye’de nasıl bir start up iklimi hayal ediyorsunuz?
Yücaoğlu: Bu ekosistemin gelişmesinin etkileri ve oradan çıkan başarı öykülerinin olgunlaşması zaman alıyor. Önümüzdeki yıllarda geçtiğimiz 3-5 yılda yapılmış olan yatırımların olgunlaştığını, oradan hızlı büyüyen, katma değer yaratan yeni şirketler çıktığını göreceğiz. İnşallah bu şirketlerin çıkması yeni kahramanlar yaratacak. İlham verecek yeni başarı hikayelerini gören gençler, tekrar buraya gelecek. Buradan para kazanıldığını gören melek yatırımcılar daha aktif şekilde rol oynayacak. Gençler arasında girişimcilik kültürü daha da gelişecek. Nasıl başarılı bir şirket kurulacağını anlayacaklar. Üniversiteden yeni mezun birine çeşitli kaynaklar vermek, onu desteklemek, birtakım mentorluk programları sunabilmek, ona yatırım yapabilecek kurumlarla bir araya getirebilmek, toplumda bu start up’larla çalışma arzusunu yaratmak gibi şeyler yavaş yavaş gelecek. Symes: Benim hayalim start up’ların Türkiye’yi sıradanlıktan kurtarması. Çok aynı alanlarda daha kolaycı yatırımları olan bir ülkeyiz. Herhangi bir yerde mal ve para varsa hızla onun kopyaları geliyor ve tüketiyoruz. Ben start up ekosisteminin genç beyinlerle Türkiye’yi sıradanlıktan kurtaracağına inanıyorum.
“Yurtdışında olan bir e-ticaret modelini Türkiye’de uygulamak yerine gerçekten yeni teknolojileri anlayarak ve onlara ulaşarak iş fikirlerini geliştirmesi start up’ların başarısını da çok artıracak.”
0 yorum