ePati Bilişim Teknolojileri, bugün Türkiye’nin yerli ve milli güvenlik duvarı yazılımı yapan sayılı şirketlerinden biri. Bu yılın sonunda 4 milyon TL ciro hedefleyen şirket, sağlık, eğitim ve savunma sanayi alanlarında ağırlıklı kamuyla çalışıyor. epati Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Kırık, “Beş yılda kamuyla birlikte büyük kurumsal ağların çoğunluğunda kendi ürünümüzü yerleştireceğimizi düşünüyoruz. Pazardan yerli üreticilerin yüzde 40 pay aldığı ortamda, pastadan en büyük payı alacağımızı öngörüyoruz” diyor.
ELÇİN CİRİK [email protected]
2006 yılında Mersin Üniversitesi’nde çalışan üç akademisyenin kurduğu ePati Bilişim Teknolojileri, bugün Türkiye’nin yerli ve milli güvenlik duvarı yazılımı yapan sayılı şirketlerinden biri. Antikor markasıyla yeni nesil güvenlik duvarı yazılımı, Antikor L2 tünelleme ve Antikor Loglama olmak üzere 3 ana ürüne sahip.
2018 yılını 2 milyon TL ciroyla kapatan şirket, bu yılın sonunda ciroyu ikiye katlamayı hedefliyor. “2018 ve 2019 yıllarında hükümet tarafından da yerli ürünlerin öneminin vurgulanmasıyla pazarda hareketlilik görmeye başladık” diyen Kırık, Türkiye’de siber güvenlik pazarında iş yapan üç büyük ulusal şirketin bugün yüzde 5 olan pazar payının 5 yılda yüzde 40’lara çıkacağını öngörüyor.
ePati Bilişim Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Kırık ile mevcut çalışma alanlarını, yurt içi ve yurt dışında gelecek planlarını konuştuk:
Hangi alanlarda çalışıyorsunuz?
Özellikle siber güvenlik ve ağ teknolojileri alanında yüzde yüz yerli ve yeni ürünler geliştiren bir Ar-Ge şirketiz. Ürünlerimizin ilk geliştirme sürecini akademik bir ağ olan Mersin Üniversitesi’nde yaptık, pilot çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Bu sayede bilgisayar sayısı 100 bine ulaşan büyük sistemlerde dahi yüksek verimlilik veren ürünlerimiz oldu. Ürünlerimiz Devlet Malzeme Ofisi (DMO) kataloğunda yer alıyor. Ağırlıklı olarak kamuyla çalışıyoruz. Savunma sanayi, sağlık ve eğitimde yükseköğretim kurumları gibi çok farklı sektörde özellikle büyük ağlarla çalışan ürünler geliştiriyoruz. Türkiye genelinde ürünümüz 200’ün üzerinde hastanede kullanılıyor.
Hangi şirketlerle çalışıyorsunuz?
Orta ve üstü ölçekteki şirketlerle, ortalama 100 bilgisayarı geçen kurumlarla çalışıyoruz. Antikor markasıyla yeni nesil güvenlik duvarı yazılımımız, güvenlik duvarının şubelerini birbirine uzaktan bağlamak için Antikor L2 tünelleme ve erişim kayıtları tutmak üzere bir Antikor loglama çözümümüz var. Antikor markasını her ülkede kolaylıkla akılda kalabilir olabileceği düşüncesiyle yarattık. Pazarda Antikor markamıza yatırım yapıyoruz. Çoklu dil desteği veriyoruz, Türkçe, İngilizce ve Arapça olmak üzere üç dilde hizmetimiz var. Dünyada Arapça destek veren ilk ve tek güvenlik duvarıyız.
Bu yıl için nasıl bir büyüme planınız bulunuyor?
2018 yılını 2 milyon TL ciroyla kapattık. Temmuz sonu itibarıyla bu ciroyu geçtik. 2019 sonunda 4 milyon TL ciro hedefliyoruz, bu yıl için büyümemiz yüzde 200 olacak. 2018 ve 2019 yıllarında hükümet tarafından da yerli ürünlerin öneminin vurgulanmasıyla pazarda hareketlilik görmeye başladık. Teknolojik olarak yabancı rakiplerimizden hiçbir eksiğimiz yok.
Piyasada yabancıların payı nasıl?
Bugün Türkiye’de siber güvenlik pazarının yüzde 95’ine yabancılar sahip. Türkiye’de bu işi yapan üç büyük ulusal şirket var ve üç Türk şirket, toplam yüzde 5 pazar payını paylaşıyoruz. Bölgesel olarak irili ufaklı şirketler olabilir ama bunları ülke bazında göremiyoruz.
Bu pazar payını kaça taşıma isteğiniz var?
Türk şirketleri için önemli fırsatlar var. Savunma Sanayii Başkanlığı öncülüğünde ilgili tüm kamu kurum/ kuruluşları, özel sektör ve akademi temsilcilerinin katkılarıyla Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi kuruldu. 1 yaşını bitiren bu platformun en önemli amacı, hem ülkemizde siber güvenlik ekosisteminin geliştirilmesi hem bu alandaki şirketleri uluslararası hale getirmek. Siber güvenlik üzerine hizmet veren şirketler, ciddi güvenlik soruşturmalarından sonra bu kümelenmeye dahil ediliyor. Siber güvenlik şirketlerini farklı sektörlerin temsilcileriyle bir araya getirmek ve iş birliğini artırmak için “Siber Kafe” etkinlikleri yapılıyor. Temmuz ayı sonunda savunma sanayinde siber güvenlik temasıyla bir araya gelindi, biz ürünlerimizi tanıtma fırsatı bulduk ve bu kurumların yerli ürünlere yönelik ilgilerini öğrendik. Sağlık, eğitim ve bankacılık alanlarında da benzer buluşmalar gerçekleşti. Ciddi bir emek veriliyor. Bizi doğrudan yetkili kişilerle bir araya getiriyorlar. Bu çabaların aynı hızla, aynı motivasyonla devam etmesi durumunda 5 yıl sonra pazarda Türk şirketleri yüzde 40-50 gibi bir pazar paylarına gelebilir.
Peki bu görüşmeler satışa döndü mü?
Görüşmeler başladı ancak hemen satışa dönüşmesini beklemiyoruz. Çünkü kurumların belli hassasiyetleri var. Yeterli güvenliğe ve sertifikalara sahip ürünleri almak istiyorlar, tedirgin yaklaşıyorlar. Ama bizim için şu an bu kurumlarla görüşmek ve kendimizi anlatmak bile önemli bir gelişme. Burada en rahat adımı savunma sanayi atıyor. Bilgi güvenliğinde hassas olduklarından yabancı ürünlere karşı uzak duruyorlar.
Farklı şirketler, kurumlarla iş birlikleriniz de var mı?
TEB ile danışmanlık noktasında iş birliğimiz var, Level Up programına katıldık. TEB Girişim Evi Mersin Teknopark’ın içinde ofisi olan bir kurum ve pazarda yayılma üzerine fikir alışverişimiz oluyor. Biz 13 yıllık bir şirketiz. Bu süreçte yeterli büyüme ivmesini yakalayamadık. Şirketin yönetim kurulu ve ortakları akademisyenlerden oluşuyor. Biz zaman yönetimini, biraz da konjonktürün değişimiyle doğru yapamadık. Ama şu anda doğru odakta, doğru yönde gidiyoruz, birkaç yıl önce bu noktada olabilirdik. Ayrıca Siber Güvenlik Kümelenmesi aracılığıyla tanıştığımız sektördeki diğer şirketlerle de iş birliklerini görüşüyoruz.
ePati Bilişim’in 5 yıl sonrası nasıl olacak?
Önümüzdeki 5 yılda kamuyla birlikte büyük kurumsal ağların büyük çoğunluğunda kendi ürünümüzü yerleştireceğimizi düşünüyoruz. Teknolojik olarak bir eksikliğimiz olmadığını fark etmeleri durumunda bize kapılar açılıyor. 5 yılda pazardan yerli üreticilerin yüzde 40 ve üstü pay aldığı ortamda, biz pastadan en büyük payı alacağımızı öngörüyoruz. Yurt dışında da siber güvenliğe ihtiyaç olan iki bölge Orta Doğu ve Türk Cumhuriyetleri’yle bizim temasta olduğumuz Güney Afrika’da pazar lideri olacağız.
“SIRADA SON KULLANICI VAR”
BULUT GÜVENLİĞİ Siber güvenlik ana odağımız, ancak bu alan da zaman içinde şekil değiştiriyor. Günümüzde bulut bilişim çok fazla konuşuluyor, çeşitli servisler bulut bilişime taşınıyor. Veri akışı değişiyor, veriyi saklayan noktalar yer değiştiriyor. Bu durumda ana işimiz siber güvenliği, bulut bilişime entegre etmemiz gerekiyor. Bulutların güvenliğini sağlamak için çalışacağız. Bu alanda önlemler alacağız. Odağımız aynı ancak şirketle bulut arasında güvenli haberleşme ihtiyacı için farklı ürünler doğacak.
BİREYSELDE PLAN Zaten teknoloji şirketleri, yeni gelişen her türlü teknolojiye ayak uydurmak durumunda yoksa silinmek durumunda kalıyorlar. Teknoloji o kadar hızlı ilerliyor ki bugün artık son kullanıcıyı da düşünmemiz gerekiyor. Son kullanıcılar akıllı telefonlarında hem kişisel hem ticari pek çok bilgi taşıyor. Dolayısıyla ileride mutlaka son kullanıcıya yönelik de çalışmalarımız olacak. Ancak bugün kaynağın doğru kullanımı anlamında büyük kurumlarla çalışıyoruz. Son kullanıcıların ödeyebileceği tutarlar maalesef daha düşük bununla birlikte problem çıkma ve şikayet oranları daha yüksek. Yani burada ciddi bir organizasyon ve daha fazla yatırım isteniyor. Biz yeterli olgunluğa ulaştığımızda son kullanıcıyı hedefleyen ürünler geliştireceğiz.
“YURT DIŞINDA DİSTRİBÜTÖRLERLE BÜYÜYECEĞİZ”
HEDEF ÜLKELER Uluslararası faaliyetlerimize 2-3 yıl önce başladık, geri dönüşleri bu yıl içinde yeni almaya başlıyoruz. Bugünkü ciromuzun içinde ihracat payı yok. Yaptığımız pazar analizleriyle Orta Doğu ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri’ni öncelikli pazarlar arasına aldık. Suudi Arabistan, Dubai ve Katar gibi ülkelerde fuarlara katıldık ve ciddi tanıtım organizasyonları yaptık.
ÇALIŞMA MODELİ Bizim yurt dışında büyüme modelimiz, bölgede güçlü distribütörlüklerle çalışmak, çünkü ürününün satılmasının ardından kurulum, teknik destek verilmesi gerekiyor ve ülkenin konjonktürünü bilen şirketlerle çalışmanın doğru olduğuna inanıyoruz. Bu süreçte Suudi Arabistan’da 12 bayili ve bölgede bilişim markalarıyla çalışan bir şirketle anlaşma yaptık. Ülkeler arası sorunlar çözülür çözülmez satışlara başlayacağız. Güney Afrika Cumhuriyet’inde de bir sözleşme imzaladık, eğitimler sonrası faaliyetler başlayacak.
0 yorum