Buğra Can Ekşi: Bölgenin en büyüğü olacağız

6 yıl önce Bursa’da kurduğu Buta Keçi Çiftliği ile girişimciliğe adımını atan Buğra Can Ekşi, bugün 300 keçisiyle Marmara Bölgesi’nin orta büyüklükteki keçi sütü üreticilerinden biri haline geldi. Keçi sütüne talebin artarken üretimin düştüğünü ifade eden Ekşi, “Pazarda çok ciddi bir açık söz konusu. Bu da beraberinde kârlılığı getiriyor. Marmara Bölgesi’nin en büyük işletmesi olmaya adayız” diyor.

NİLÜFER GÖZÜTOK ÜNAL ngözü[email protected]

Buğra Can Ekşi, bundan 6 yıl önce henüz 22 yaşındayken çok büyük bir sermaye gerektirmeyen ancak pazarı her zaman canlı olan gıda sektöründe girişimci olmaya karar verdi. Kendisine alan olarak da hayvancılığı seçti. Keçi sütü üretimi gerçekleştiren Buta Keçi Çiftliği’ni bu şekilde hayata geçiren Ekşi, keçi sütünü çok değerli bir ürün olduğu için tercih ettiğini söylüyor. İlk olarak 2013 yılında 70 keçiyle işletmesini hayata geçiren Ekşi, bugün 300 keçiyle üretim yapıyor. “Buta Çiftliği Marmara Bölgesi’ndeki en verimli ve orta büyüklükteki üreticilerden biri. Sağımhane ve süt hijyeni konusunda çok titiziz. Dört yıldır Türkiye’de franchise ağına sahip olan büyük bir şirkete çiğ keçi sütü tedarik ediyoruz” diyor. Pazarın hala büyüme konusunda çok ciddi bir potansiyel barındırdığına da dikkat çeken Ekşi’nin hedefi, işini daha fazla büyütmek. Yeni yatırımlarla beraber üretim kapasitesini artırıp Marmara Bölgesi’nin en büyük işletmesi olabileceklerini söylüyor. “Üretim için yeterli sağmal hayvan kapasitesine ulaştıktan sonra katma değerli bir ürünle piyasada yer almak istiyoruz. Orta Doğu ülkeleri keçi sütü ve ürünlerini çok fazla tüketiyor. İhracatta çok büyük bir potansiyel var ve bunu değerlendirmek istiyoruz” diye konuşuyor. Buta Keçi Çiftliği Kurucusu Buğra Can Ekşi, girişiminin hikayesini ve hedeflerini şöyle anlattı:

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Girişimcilik hikayeniz nasıl başladı?
1990 İstanbul doğumluyum. Yeditepe Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik bölümünden mezun oldum. Girişimcilik deneyimlerim çok küçük yaşlarda başladı diyebiliriz. Ailemin maddi durumu iyi olmasına rağmen 12 yaşındayken boş zamanlarımda, aileme ait sinemamızda müşterilere yer göstererek para kazanmaya başlamıştım. Yine okul yıllarında bilgisayarla aram iyi olduğu için boş zamanlarımda, arkadaşlarımın veya onların tanıdıklarının bilgisayarlarını tamir ederek kendime harçlığım dışında ek kazanç sağlıyordum. Ailemden aldığım para dışında, kendi paramı kazanma duygusu çok keyifliydi. Üniversite yıllarında yerli birkaç üretici için yurt dışından müşteri ve pazar bulma konusunda çalışmalarım oldu; ancak profesyonel anlamda ilk ciddi girişimim 22 yaşındayken ilk yatırımını yaptığım Buta Keçi Çiftliği.

Buta Çiftliği fikri nasıl doğdu?
Üniversite üçüncü sınıfta daha fazla tecrübe kazanabilmek adına dış ticaretle ilgili özel bir kurumda e-dış ticaret uzmanlık eğitimi aldım. Broker olarak potansiyel pazar araştırmalarım sırasında Türkiye’de birçok yerli üreticinin aslında çok kaliteli ürün yaptığını, ancak pazarlama ve markalaşma konusunda eksiklikleri olduğunu görünce başkasına ait bir ürünü pazarlamanın da zorluklarını yaşadım. Başlarken çok büyük bir sermaye gerektirmeyen ancak pazarı her zaman çok canlı olan gıda sektörü ve bu sektörde yapılabilecekle dikkatimi çekti. Hayvanları hep çok sevmişimdir, ancak İstanbul’da doğup büyümüş ve yaşayan biri olarak, köy hayatı ve küçükbaş hayvanlara çok yabancıydım. İlk başta koyun ve et sektörünü düşünsem de araştırmalarım sonrasında pazardaki açık ve çok değerli bir ürün olması sebebiyle keçi sütü üretme fikrini hayata geçirmek için kolları sıvadım.

Bunun için neler yaptınız?
İşletme için gerekli bölge ve arazi arayışına başladım. Araştırmalarım sonucunda lojistik açıdan önemi nedeniyle ve İstanbul, Eskişehir, Bursa ve Kocaeli gibi büyük şehirlerin adeta ortasında bir dört yol oluşturduğu için Bursa’nın Yenişehir bölgesinde karar kıldıktan sonra yatırımın arsa kısmını gerçekleştirdik. Bürokrasi yavaş ilerlediğinden yaklaşık bir yıl inşaat için gerekli izinleri beklerken bu süre zarfında kendimi bu konuda eğitip İngiltere’de örnek işletmeler gezerek binaların proje kısmına ve işletme yönüyle gerekli olan ekipmanlara yoğunlaştım. 2013 yılında projeyi tamamlayarak ilk 70 hayvanımızı işletmemize getirdik.

Bugün girişiminizin geldiği nokta nedir?
Buta Çiftliği, Marmara Bölgesi’ndeki en verimli ve orta büyüklükteki üreticilerden biri. Toplamda 300 keçimiz mevcut. Hayvancılıkta sayıdan çok verimlilik ve kalite önemli. 500 baş yerli ırk keçi sağılarak elde edilebilecek süt miktarı 100 baş Saanen ırkı keçi ile elde edilebiliyor. Sağımhane ve süt hijyeni konusunda ayrıca çok titiziz, Türkiye’deki en temiz sağımhanelerden birine sahibiz. Dört yıldır Türkiye’de franchise ağına sahip olan büyük bir şirkete çiğ keçi sütü tedarik etmekteyiz.

Tüm bu süreçte yatırım aldınız mı?
Hayvancılık ve üretim anlamında ülkemizde birçok destek ve IPARD gibi destekleyici programlar mevcut, ancak şimdiye kadar yatırım veya destek almadık tamamen özkaynaklarımızla yatırımı gerçekleştirdik.

Bundan sonra yol haritanızda neler var? Nasıl bir büyüme planlıyorsunuz?
Üretim için yeterli sağmal hayvan kapasitesine ulaştıktan sonra katma değerli bir ürünle piyasada yer almak istiyoruz. Orta Doğu ülkeleri keçi sütü ve ürünlerini çok fazla tüketiyor. İhracat anlamında bu alanda çok büyük bir potansiyel var ve bunu değerlendirmek istiyoruz.

“PAZARDA CİDDİ BİR AÇIK VAR”
ANNE SÜTÜNE EN YAKIN SÜT Kendi ihtiyacımız olan tecrübe kısmını çok iyi bir şekilde tamamladığımızı düşünüyorum. Keçi sütü çok değerli, anne sütüne en yakın süt olarak biliniyor. Keçi sütünün talebi, her geçen gün artış gösterirken, üretim her geçen gün düşüyor.

KAPASİTE ARTACAK Pazarda çok ciddi bir açık söz konusu, bu da beraberinde kârlılığı getiriyor. Keçi sütünde katma değerli ürün bazında da halen piyasada olmayan birçok ürün mevcut. İşletmemiz yeni yatırımlarla beraber üretim kapasitesini artırıp Marmara Bölgesi’nin en büyük işletmesi olmaya aday.