Kaan Karamancı 30, Mehmet Ecevit ise 33 yaşında…
İki genç girişimci oyun sektöründeki potansiyeli gördü ve birlikte Gram Games’i kurdular. Bugün 1010! adlı oyunları, 70 milyonun üzerinde kullanıcı tarafından oynanıyor. Bütün oyunları ise 100 milyon kişiye ulaşmış durumda. İsviçreli Hummingbird Ventures ve ABD’li iki melek yatırımcıdan toplam 2,5 milyon dolarlık yatırım alan şirket, global bir oyuncu olma vizyonuyla büyümesini sürdürüyor. Bu amaçla ilk ofislerini ise Londra’da açtılar.
1010!’U KAÇ KİŞİ OYNUYOR?
Dünya genelinde oyunu her gün ortalama 3,5 milyon kişi oynuyor.
Gram Games, İstanbul’da çıkan ve bugün mobil oyun pazarında global oyuncular arasına girmeyi başaran bir şirket. 2012 yılında Mehmet Ecevit ve Kaan Karamancı tarafından kurulan oyun şirketi, bugün sektöründe başarılı işlere imza atıyor. Geliştirdikleri oyunlar tüm dünyada popüler oyunlar listesinde yer alıyor. Öyle ki oyunları toplamda 100 milyonun üzerinde kullanıcıya ulaşmış durumda. Mobil platformlardan AppStore ve Google Play’den ücretsiz indirilebilen tetris benzeri bulmaca oyunu ‘1010!’ en çok ilgi gören oyunlarının başında geliyor. Oyun tutkunlarıyla buluştuğunun 20’nci gününde 1 milyon kullanıcıya ulaşan 1010!’un bugün 70 milyonun üzerinde kullanıcısı bulunuyor.
Yaklaşık 150 bin dolarlık çekirdek yatırımla yola çıkan şirket, 4 yılda İsviçreli Hummingbird Ventures’tan ve ABD’li iki melek yatırımcıdan toplamda 2,5 milyon dolarlık yatırım çekti. Geçtiğimiz günlerde Avrupa oyun endüstrisinin en önemli merkezlerinden biri olarak görülen Londra’da da ofis açan Gram Games, global büyümesini sürdürmek ve farklı oyun türleriyle portföyünü çeşitlendirmek amacıyla yurt dışı açılımına gitti. Önümüzdeki dönemde Avrupa’daki büyümesini yeni ofislerle sürdürmeyi planlayan Gram Games’in kurucuları Mehmet Ecevit ve Kaan Karamancı ile girişim öykülerinden hedeflerine kadar pek çok konuyu konuştuk:
Biraz kendinizden bahseder misiniz?
Kaan Karamancı: 30 yaşındayım. Liseyi Robert Kolej’de bitirdikten sonra ABD’ye gittim. Bilgisayar mühendisliği üzerine MIT’de okudum. Sonra New York’ta birkaç start up’ta daha çok kod tarafında çalıştım. Birkaç sosyal medya şirketinde görev aldım. 2011 yılında da Türkiye’ye döndüm. O dönem Türkiye’de hem küçük melek yatırımlar yaptım hem yapılacak enteresan bir proje arayışına girdim.
Mehmet Ecevit: Ben 33 yaşındayım. Anadolu Öğretmen Lisesi’nde okudum. Makine mühendisliğini kazandım, birinci yılın sonunda da üniversiteyi bıraktım. Birkaç post prodüksiyon şirketinde çalıştım. Kliplere görsel efektler yapıyorduk. Ardından bir iki yerde danışmanlık yaptım. Toplam 9 ay çalıştım bu tür işlerde. Sonrasında kendi şirketimi kurmam gerektiğini düşündüm. “Oyun Stüdyosu” adında Türkiye’nin ilk sanal dünyasını kurdum. Sanal bir oyun geliştirdik. 2008-2011 arasında bu ilk şirketimle uğraştım. Bu işten çıktıktan (exit) sonra 2012’nin sonlarına doğru Kaan ile tanıştık.
İş fikriniz nasıl doğdu?
K: Daha önce tanışmıyorduk. Türkiye’ye döndüğümde bir ortak arkadaşımız sayesinde tanıştık. Benim geçmişimde oyun sektörü de vardı. Özellikle mobilin büyümesiyle beraber daha küçük takımların güzel oyun projeleri geliştirebileceği bir ortam oluştu. Bu alanda bir fırsat gördük.
E: Iphone 2007 yılında çıkmıştı ve ilk şirketimdeyken mobil sektörü hep gözümün önündeydi. Bilgisayardaki oyun teknolojisi mobilde de çok ciddi gelişim içindeydi. O yüzden mobile yönelik bir oyun şirketi kurmayı istiyordum. Kaan ile tanışınca onun da bu fikirde olduğunu gördüm. Frekanslarımız uyuştu ve 2012’nin sonunda beraber bir şirket kurma kararı aldık.
Ne kadarlık bir çekirdek yatırım yaptınız şirkete?
K: Kuruluşta bir yatırımcıdan 100 bin dolarlık ilk yatırımı aldık. Ayrıca ben de 100 bin TL’lik bir yatırım yaptım.
Sonrasında şirket nasıl bir gelişme gösterdi?
E: Global olabilecek ürünler üretmek için yola çıktık. Bunu gerçekleştirebilecek bir ekip kurmaya odaklandık. İlk ürünümüz Mart 2013’te çıktı. Bir yılda yaklaşık 3-4 ürün ürettik. Her seferinde bir şeyler öğrendik. Nerelerde hatalar yaptık, neden kullanıcı alamadık, bunları gördük.
SIRA DIŞI BİR OFİS
YABANCILAR DA ÇALIŞIYOR Kurulduğunda 6 kişi olan Gram Games ekibi, bugün 40 kişiye ulaştı. Bunlar arasında Almanya, Singapur, Hollanda, Arnavutluk, ABD gibi ülkelerden 7 kişi de var. Londra ofisinin açılmasıyla birlikte orda da 40’a yakın kişilik bir istihdam sağlayacağız. Bir yıl içinde biz de Londra’ya taşınacağız.
YÖNETİCİLERİN ODASI YOK Bir yıllık bir tadilat sürecinin ardından Bostancı’daki küçük ofisimizden çıkıp Maltepe’deki yeni binamıza taşındık. Rahat ve keyifli bir yer olsun istedik. Yöneticiler olarak bizim odamız yok, bu da bizim anlayışımızı yansıtıyor.
ŞİRKET KÜLTÜRÜ GELİŞTİ Yaratıcılığın en üst seviyede tutacak bir kültür ve çalışma anlayışı üzerine gittik. Bizim şirketimizde ast üst ilişkisi yok. Müdür, patron yok. Sınırsız tatil var, mesai saati yok, isteyen istediği saatte işe gelebiliyor.
Neler öğrendiniz bu denemelerinizden?
K: Daha geniş kitlelere hitap eden, daha basit oyunlar üretmek ve oradan kendimizi belli bir noktaya taşımak gerekli diye düşündük. Bunun sonucunda da 1010!, ilk büyük oyunumuz olarak ortaya çıktı.
1010!’un ortaya çıkışını anlatır mısınız?
E: Daha kısa zamanda daha fazla oyun yapıp denememiz gerekiyor diye düşünüyorduk. Bu nedenle küçük oyunlara yöneldik. 1010! fikri de o şekilde ortaya çıktı. Birkaç hafta içinde üretildi ve dükkana koyuldu. Biz oynadık ve bağımlılık yarattı. “Dükkana koyunca bakalım ne olacak?” dedik. Bu noktada bir miktar daha bir yatırımcıdan destek aldık. Borç da diyebiliriz. Yatırımcı, ürünün iyi bir noktada olduğunu görüyor ve belli bir miktarda borç veriyor. Borç da daha sonra düşük bir değerlemeden hisseye dönüşüyor. Biz de böyle bir destek aldık.
Sonrasında ne kadarlık bir yatırım çektiniz?
E: Düzgün bir iş yaptığınızda fon bulmak zor olmuyor. Belçika merkezli Hummingbird’ten (VC) ve iki ABD’li melek yatırımcıdan yatırım çektik. Toplamda 2,5 milyon dolarlık bir yatırım aldık.
Peki oyun kaç kullanıcıya ulaştı?
K: 2014 Eylül’de Apple Store’a koyduk. 20 günde 1 milyon kullanıcıya ulaştı. Bugün ise 70 milyonun üzerinde kullanıcısı var. Bugün bütün ürünlerde toplamda 100 milyonun üzerinde kullanıcımız bulunuyor.
Çalışma şekliniz nasıl?
K: Yeni oyun fikri ya da isteği bizden gelmiyor. Bir yönetici biriminden, ‘Şunlar yapılsın’ diye bir şey gelmiyor çalışanlara. Haftalık olarak herkes bir araya geliyor ve kendi oyun fikirlerini paylaşıyor. Muhasebeci de dahil herkes fikrini paylaşabiliyor. Yapmak istediğin oyunda, seninle birlikte çalışmak isteyen çekirdek bir ekip kurabiliyorsan oyunu yapabiliyorsun.
Oyunlar nasıl üretiliyor peki?
E: Haftanın bir gününü oyun prototipleri üretilmesine ve oynanmasına ayırıyoruz. Beğenilirse 1-2 gün daha üzerinde çalışılıp dükkana koyulup test ediliyor. İyi tepkiler gelirse birkaç tur daha tasarımdan geçip sonunda bir oyun olarak dükkana koyuluyor. Bu şekilde üretim yapıyoruz.
Kazancınız nereden geliyor?
K: Oyun içinde gösterdiğimiz reklamlardan para kazanıyoruz. Oraya koyabileceğimiz reklam için, burayı kiralayabilmek için bir şirketle konuşmanız gerekiyor. ABD’de, AB’de bunu yapabileceğiniz binlerce şirket var. Ama hangisiyle çalışmalısınız, hangisi para ödeyebilir, etrafınızda sizi bu konuda bilgilendirecek kimse yok. Bu konuda oldukça sorun yaşadık. İçinde bulunduğumuz tecrübeden dolayı global ölçekte mobil pazarlama konusunda Türkiye’den çıkan en aktif şirket olabiliriz. Bu know how’a ihtiyacı olan çok fazla start up var. Onları mümkün olduğunca ağırlayıp bilgi paylaşımı yapıyoruz. Tamamen kendi pazarlama departmanımız var.
Şu anda bünyenizde kaç oyun var?
E: Benim çok daha fazla eğlendiğim oyunlar var. Ama ölçümleme testlerinden geçemediği için diğer oyunlar gibi olmadı. Şu anda 4 bulmaca oyunu, 2 de biraz daha kompleks oyun var. Kompleks oyunları daha çok Londra ofisimiz üretiyor.
Geçtiğimiz günlerde Londra’ya da ofis açtınız. Buna neden gerek duydunuz?
K: Global ölçekte bir şirket olarak Londra’da ofis açma işini hızlandırdık. Türkiye’den çok fazla gelirimiz yok. Binde birin altında gelirimiz Türkiye’den geliyor. O yüzden burası bizim için bir pazar değil. Gelirimizin yüzde 50’sinden fazlası ABD’den, kalanı da Avrupa ve Çin’den geliyor. Yarıştığımız diğer şirketlerin yeteneğe erişimi varsa sizin de olması gerekiyor. Bu konulardaki uzmanlar genellikle Londra ve çevresindeki ülkelerde oyun sektöründe çalışmış kişiler. Türkiye’de uzman yetenek sıkıntısı yaşıyoruz zaten. O yüzden Londra’ya gitmek istedik.
Buradan da ekip gidecek mi Londra’ya?
E: Evet, ilk olarak aralık ayında 15 elemanımız aileleriyle birlikte buradan Londra’ya taşınacak. Bir yıl içinde yöneticiler olarak biz de gideceğiz. Londra’da da buradaki şirket kültürümüzü devam ettireceğiz. İstanbul ofisimiz de devam edecek. İki ofiste de oyun üretilecek.
“TESTE KATILANLARA KAHVE ISMARLIYORUZ”
EN ÇOK İNDİRİLEN UYGULAMA Ayda 15-20 prototip üretebiliyoruz. Çok hızlı bir prototipleme ve çok hızlı bir üretim sürecimiz var. 1010!’dan sonra ürettiğimiz Merged! ve Six! böyle ortaya çıkan iki oyun. Marged! bu yıl şubatta, Six! de eyllüde çıktı. İçlerinde en hızlı büyüyen Six! oldu. Öyle ki Six! ile 20 günde 3 milyon kullanıcıya çıktık. Six! çıktığı hafta ABD, Almanya ve Kanada’da en çok indirilen uygulama oldu.
“OYUNLARI TEST EDİYORUZ” Kullanıcılar oyunu indirdikten sonra ertesi gün ne kadar oynuyor? Bu, oyun eğlenceli mi değil mi bunu gösteriyor bize. Bir test sistemimiz var. Prototip süreçlerinden sonra oyunlar çıktıktan sonra kendimiz deniyoruz. Ama her zaman bu belirleyici olmuyor. Bostancı’daki bir kafeye gidiyoruz. Oradaki insanlara ‘Birisini beklerken on dakika oyunumuzu oynayıp fikir verebilir misiniz?’ diyoruz. Karşılığında da kahve ısmarlıyoruz.
Başka ülkelerde de ofis açacak mısınız?
E: Buradaki ofisimiz de devam edecek. İki ofiste de oyun üretilecek. 30 kişilik bir kadro olacak orada da. Yeni ofisler de düşünüyoruz tabii. Bundan sonra Berlin’de ofis açabiliriz.
İş fikrinizi hayata geçirirken sizi zorlayan konular oldu mu?
K: Yetenek bulmakta zorlandık. Türkiye’de uzmanlaşmış insan bulmak zor. Kolay gibi görünüyor ama oyun zor bir sektör. Türkiye aslında, Avrupa’da Finlandiya’dan sonra en fazla oyun geliştiricinin olduğu ikinci ülke. Yani aslında bol sayıda oyun tasarımcısı var. Ancak bunlar daha çok bağımsız geliştiriciler. Bu kişilerin geliştirdiği oyunların ticari olarak çalışabilmesi, kazanabilecek bir noktaya gelmesi daha zor.
Şirketinizi 5 yıl sonra nerede görmek istiyorsunuz?
K: Bu kültürün çalıştığını kanıtlamak istiyoruz öncelikle. İnsanlara rahatlık verdiğiniz zaman onların bunu suistimal etmediğini görmeniz gerekiyor. Bu kültürün çalıştığını Türkiye, Londra ve ofis açacağımız diğer ülkelerde göstermek istiyoruz.
Kullanıcılarınızın dağılımı nasıl?
E: Kullanıcılarımızın yüzde 60’ı kadın ve 20-30 yaş aralığındaki kadınlar. Bunlardan yola çıkarak kadınlar için bir proje geliştirdik. Kasım ayında ofisimizde üniversite öğrencisi, oyun sektörüne girmeye hevesli mezun ve de oyun sektöründe çalışan kadınların katılacağı bir workshop gerçekleştireceğiz.
HİT OYUNLARIN KAÇ KULLANICISI VAR?
1010!’un 72 milyon, Marged!’ın 14 milyon, Six!’in ise 10 milyon kullanıcısı bulunuyor.
0 yorum