TEB, geçtiğimiz yıl KOBİ’lere sunduğu hizmetleri start up’ları da kapsayacak şekilde düzenleyerek Türkiye’nin en kapsamlı girişim bankacılığını başlattı. “Türkiye’de her yıl 200 bin yeni işletme, 20 milyar TL sermaye ile kuruluyor. Bunun yarısı da 5 yıl içinde kapanıyor. Bu işletmelerin daha fazlası ayakta kalmalı” diyen TEB Genel Müdür Vekili Turgut Boz, banka olarak üzerlerine düşen görevi yapacaklarını belirtiyor. “Önce değer katıp sonra değer kazanmak istiyoruz” diye konuşuyor.
Bankacılık / Turgut BOZ
Talip YILMAZ [email protected]
NEDEN START UP?
ÖNE ÇIKAN FAKTÖR Ben girişim kelimesini daha çok seviyorum. Çünkü 30 yıl önce dünyada sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş yapıldı. Bilgi toplumuna geçemeyen ülkeler, çok geride kalmaya mahkum. Sanayi toplumunda sermaye ve onun iyi yönetilmesi gerekiyordu. Bilgi toplumunda en öne çıkan ekonomik faktör girişimcilik oldu.
TEKNO GİRİŞİMCİLER İşletme sahibi olarak girişimci değilsiniz, rekabette geri kalıyorsunuz. Artık sadece üretim değil, yönetim becerisi ve bilgiyle rekabet edilmesi gereken bir yapı var. Yani bizim üzerinde durmamız gereken konu, dinamik, tekno girişimciler.
Son dönemde bankalar, kurumsal ve bireysel kredilerde istedikleri verimi sağlayamayınca, daha önce riskli olarak gördükleri KOBİ’lere yönelmeye başladı. Kamu da KOBİ bankacılığını destekleyen kararlar alındı. TEB ise KOBİ’lere 9 yıldır daha farklı bir stratejiyle yaklaşıyor. Kredi desteğinin yeterli olmadığı günümüzde KOBİ’lerin işlerini büyütebilmeleri için bilgi, eğitim ve danışmanlık desteği de sunan banka, “KOBİ’lerin danışman bankası” yaklaşımı ve “KOBİ nerede TEB orada” sloganıyla KOBİ’lere her kanaldan rekabette onları güçlendirecek bilgiyi ücretsiz olarak veriyor. TEB son olarak KOBİ bankacılığını daha da genişleterek start up’lar için TEB girişim bankacılığı faaliyetlerine başladı. Türkiye’de her yıl nette 200 bin yeni işletmenin 20 milyar TL sermayeyle hayata geçtiğini belirten TEB Genel Müdür Vekili Turgut Boz, “Bunun yarısı da 5 yıl içinde kapanıyor. Bu işletmelerin daha fazlası ayakta kalmalı” diyor. Bu işte önceliklerinin sosyal sorumluluk olduğunun da altını çizen Boz, önce değer katıp sonra değer kazanmak istediklerini söylüyor.
TEB’in KOBİ’lere bakışını ve TEB girişim bankacılığı çalışmalarını bankanın genel müdür vekili Turgut Boz ile konuştuk:
TEB, ne zamandır KOBİ bankacılığında faaliyetlerini artırmaya başladı. Şu anda KOBİ’lerin faaliyetleriniz içindeki payı nedir?
TEB, 2005 yılında KOBİ bankacılığına hız vermeye başladı. Türkiye’de KOBİ’yi ilk keşfeden ve ciddi bir segment olarak gören banka olduk. KOBİ’ler için tek başına kredi desteğinin yeterli olmadığı, KOBİ’lerin işlerini büyütebilmeleri için bilgi, eğitim ve danışmanlık desteğine de ihtiyaç duydukları gerçeğiyle hareket ediyoruz. Bu yaklaşım sayesinde sosyal sorumluluk bilinciyle sektörde birçok ilki gerçekleştirerek farklı bir konum edindik, KOBİ’lere farklı bir stratejiyle yaklaşıyoruz. 8 yıl içinde ciddi işler yaptık ve TEB, KOBİ bankası haline geldi. Bugün TEB’in kredileri içinde KOBİ kredilerinin payı yüzde 47’ye ulaştı. Son alınan KOBİ kredilerini destekleyen kararlar, TEB için bir avantaj oldu. TEB bu süreçte farklılaşmayı bilgide yakaladı. KOBİ’lerin danışman bankası anlayışıyla KOBİ Akademisi, KOBİ Destek Hattı, KOBİ Danışmanları, KOBİ TV gibi birçok projeyi hayata geçirdik. Tarım, altın bankacılığı gibi faaliyetlerde bulunduk. Son olarak danışman banka anlayışını TEB Girişim Bankacılığı alanına taşıdık ve Şubat 2013’te Türkiye’nin en kapsamlı girişim bankacılığını başlattık.
Girişim bankacılığında öne çıkan unsurlar neler?
Teşviki, iş fikrine mi, fikrin ticarileşmesine mi, girişimciye mi yoksa iş fikrine sahip girişimciye mi veriyorsunuz? Burada kilit başlık, girişimci. Girişimci olmadan, AR-GE ve iş fikrinin bir değeri olmuyor. TEB Girişim Evi’nde sadece iş fikrine bakmıyoruz. Kişinin girişimcinin olup olmadığına dikkat ediyoruz, iş fikrinin ticarileşebileceğini öngörüyorsak, bu fikri TEB kuluçka merkezine alıyoruz.
Türkiye’de yıllık bazda ne kadar yeni girişim oluyor, kaç işletme kuruluyor?
TÜİK’in yayınladığı rakama göre Türkiye’de 2 milyon 591 bin işletme var. Her yıl bunun yüzde 26’sı kadar işletme açılıyor. Bu da yaklaşık 600 bin civarında yeni işletme anlamına geliyor. Yine her yıl bunun yüzde 18’i yani 400 bin işletme kapanıyor. Nette yıllık bazda işletme sayısında 200 bin artış var. Sadece bu 200 bin işletme yılda yaklaşık 20 milyar TL’lik sermayeyle kuruluyor.
TEB girişim bankacılığı faaliyetlerinizi biraz açar mısınız?
Biz girişimci bankacılığını Şubat 2013’te başlattık. İlk olarak Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın genç girişimcilere verdiği 100 bin TL’lik Teknogirişim Sermaye Desteği hibelerinde desteğe başvuran girişimcilere iş planı eğitimini TEB olarak biz verdik. Bu girişimciler için danışmanlık programları başlattık ve bire bir danışmanlık verdik. Girişimcilik hayatlarının her evresinde yanlarında olmaya çalıştık. Burada elde ettiğimiz bilgiler ve girişimcilerin ihtiyaçlarının tespitiyle TEB Girişimci Bankacılığı modelini geliştirdik ve resmi olarak lansmanını 29 Ocak 2013’te yaptık.
TEB olarak KOBİ’lerde şunu gerçekleştirdik. Sizin rekabetinizi artırma yönünde eğitimler vermeliyiz. Çünkü KOBİ’lerin rekabet edebilmesi için her 3 yılda bir cirosunu 2’ye katlaması gerekiyor. Bu, kurulmuş belli bir seviyeye gelmiş işletmeler için geçerliydi. Bu bilgi birikimini, işletmelerini yeni kuracak olacak girişimcilere de aktarmak istedik. İşletmeler kurulurken şirketi doğru kurgulamak gerekiyor. Çünkü yeni kurulan bu işletmelerin yüzde 10’u ilk yıl, yüzde 20’si ikinci yıl, yüzde 50’si 5 yıl içinde kapanıyor. 20 milyar TL’lik sermaye’nin yarısı, yani 10 milyar TL’si heba oluyor.
Turgut Boz’dan dikkat çekici hesap
1- 2013 yılında 20 bin yeni girişimciye ulaştık. 180 milyon TL kredi verdik.
2- Tahminlerimizin üstüne çıkınca 5 yıllık planlarımızı revize etmeye karar verdik.
3- Türkiye’de her yıl kurulan 200 bin işletmenin 20 milyar TL sermayeye ihtiyacı var.
4- Yaklaşık 5 yılda bu sermayenin yarısı, yani 10 milyar TL’si heba oluyor.
5- İşi baştan sıkı tutup fikir aşamasında, kuruluş aşamasında doğru stratejilerin belirlenmesi gerekiyor.
6- 5 yılda son bulan işletme sayısını yüzde 50’den yüzde 25’e çeksek bile ülke olarak 2,5 milyar TL sermaye heba olmaktan kurtulur.
7- TEB’de böyle bir know how var. Biz de banka olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Önce değer katıp sonra değer kazanmak istiyoruz.
“SGK’ya kayıtlı çalışan sayısı 11,5 milyon. Bu rakamın 5,5 milyonu mikro işletmelerde çalışıyor.”
Girişim bankacılığı sürecinde 2013’te neler yaptınız?
Bu ekosistemin içine KOBİ bankacılığının altında, girişim bankacılığı olarak hızlı ve en kapsamlı şekilde girdik. Eğitimleri 4 koldan verdik. İş yönetimi danışmanlığı hizmeti verdik. Burada doğru iş modelinden, kâr analizine, doğru hedef pazarlar gibi birçok önemli konuda eğitim ve danışmanlık hizmeti gerçekleştirdik. Başta TEB Girişim Evi olmak üzere şehir şehir gezerek girişimcilere eğitimler verdik. İş fikrini sonrasında kuluçka merkezine alıyoruz. Kuluçka merkezinde birebir danışmanlık hizmetimiz var. Çalışmanın dördüncü ayağı da melek yatırımcılar. Özel bankacılık müşterilerimize melek yatırımcı platformu oluşturduk. Bu girişimcilerle teknogirişimcileri birleştirdik.
“MELEK YATIRIMCILARLA TEMAS HALİNDEYİZ”
İNGİLİZ FONLA GÖRÜŞME TEB girişimci bankacılığı faaliyetleri başladığında bir yıllık süreç içinde yatırımcı platformu oluşturmayı düşünmediklerini kaydeden Turgut Boz, ancak çok hızlı bir şekilde ilerleyen girişim bankacılığı faaliyetleri nedeniyle 100 milyon Euro sermayeli İngiliz bir fon ile görüşmelere başladıklarını söylüyor. “Dünyada hiç olmayan fikirler arıyorlar, biz de portföyümüzdeki girişimcileri kendileri ile paylaşıyoruz” diyor.
ÖNEMLİ MESAFE KAYDETTİK Turgut Boz, şunları söylüyor:
“Ayrıca girişimcilerimizden birisi GastroClub BIC’den yatırım aldı. Bunun yanında TEB Özel Bankacılık olarak TEB Melek Yatırım Platformu kurduk ve özel bankacılık müşterilerini, bu girişimlerle buluşturuyoruz. Galata Business Angels, Hasan Aslanoba gibi yatırımcılarla temas halindeyiz. Kısa zamanda önemli mesafe aldık.”
Bu faaliyetlerinizi rakamlara dökebilir misiniz?
Şubat 2013’ten 2013 yılı sonuna kadar 12 ayda 19 bin 658 tane yeni girişimciye ulaştık. 180 milyon TL yeni işler, start uplar için kredi limiti açtık. Bunun yüzde 70’i de teminatsız. Yani iş fikrine kredi açtık. Bu kredilerin faizleri de düşük. Yine bankacılık faaliyetleri konusunda avantajlar sunuyoruz. Toplam 68 eğitim konusunda 576 saat eğitim verdik. 2 bin 418 girişimci, bu eğitimlere katıldı. Toplam 15 ile gittik. Bu eğitimlerden 10 tanesini teknokentte, 13 tanesini üniversitede verdik. 15 oda ve sivil toplum kuruluşu ile işbirliği yaptık. 13 yatırımcıyla girişimcileri görüştürdük. 518 kişiye danışmanlık hizmeti verdik. Kuluçka merkezine 550 kişi müracaat etti ve eğitim verdik. Son olarak e-ofis ve İTÜ Arı Çekirdek ile anlaştık. İstanbul’da 9 farklı yerde girişimcilere ofis imkanı sunuyoruz. Batı Ataşehir’deki merkezimize gelen girişimci arkadaşlarımız, bu ofislerden faydalanabiliyor.
Üniversitelerle işbirlikleriniz var mı?
Çalışmalarımızda ODTÜ, Özyeğin Üniversitesi, İTÜ, Hacettepe, Marmara, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Dokuz Eylül, Kayseri Erciyes başta olmak üzere pek çok üniversitenin teknokenti ile de işbirliklerimiz var. Bunlar haricinde birçok üniversitede eğitimler verdik. 9 teknokentte bu çalışmalarımız bulunuyor. Son olarak ODTÜ ile birlikte ABD’de Silikon Vadisi’nde bir ofis açacağız ve burada bir TEB Girişim Evi noktası kurmuş olacağız.
TURGUT BOZ’DAN KRİTİK NOTLAR
KOBİ’LER İŞSİZLİĞİN ÇÖZÜMÜ KOBİ’lerin önemi ve ekonomiye katkısı, 2008 yılındaki global krizden sonra daha iyi anlaşılmaya başlandı. KOBİ’lerin dünyada GSMH’ye, ihracata katkısı yüzde 50’ler civarında. İşsizliğe katkısı ise yüzde 70’ler civarında. IFC nedeniyle gittiğimiz uluslararası toplantılarda KOBİ’lerin önemine değiniyoruz. KOBİ’ler devlet politikası haline geliyor.
MİKRO İŞLETMELERİN GÜCÜ Türkiye’de toplam işletme sayısı 2 milyon 591 bin. Bunun 2,5 milyonu mikro ölçekli. SGK’ya kayıtlı çalışan sayısı 11,5 milyon kişi. Bu rakamın 5,5 milyonu mikro işletmelerde çalışıyor. Mikro işletme başına ortalama 2 kişi düşüyor. Az gibi ama toplam 5,5 milyona bakıldığında önemi ortaya çıkıyor.
GENÇLER SÖZ SAHİBİ OLMALI Yaşı belli noktaya gelmiş bir işletme sahibi, ikinci kuşaktan gençleri işin başına geçirmek istediğinde girişimciliği ön planda olanı seçmeli. Yönetici seçerken girişimci olanların önü açılmalı. Şirketin yönetimi girişimci değilse rekabet şansınızı zora sokarsınız. Bu kurum içi girişimciliktir. Türkiye’nin bu konuyu da ciddi olarak konuşuyor olması, göz ardı etmemesi lazım.
İKİ TİP GİRİŞİMCİ VAR Bir geleneksel girişimciler var, bir de tekno girişimciler var. Bunlar, şirketin geleceğini değiştiren, yeni üretim modelleri, tedarik zincirleri oluşturuyor. 19’uncu yüzyılda dinamik girişimci olarak tanımlanan bu teknogirişimciler, o dönemde çok anlaşılamadı. Bilgi toplumuna girdikçe bunun önemi anlaşıldı. Dinamik girişimciler, bilgi toplumu oluştukça öne çıkmaya başladı.
0 yorum