Bitaksi’yle mobil girişimciliğin Türkiye’de ilk akla gelen isimlerinden olmayı başaran Nazım Salur, şimdi de Getir ile benzer bir başarı hikayesi yakalamayı hedefliyor. Getir, 3 ayda 200 binin üzerinde kullanıcıya ulaştı.
Nil DUMANSIZOĞLU [email protected]
Silikon Vadisi’nin son dönemde yükselen trendi “on demand mobile” girişimleri. Türkiye’de de yatırımcıların ilgi odağında olan bu mobil girişimler, “kullanıcının ayağına hizmet getirme” prensibiyle faaliyet gösteriyor. Bitaksi ile Türkiye’deki “on demand mobile” girişimlere öncülük eden Nazım Salur, şimdi de yine sadece mobilden hizmet veren, lokasyon bazlı girişimi Getir ile gündemde. Temmuz ayında hayata geçen Getir’in indirilme sayısının, 3 ayda 200 binin üzerine çıkarak oldukça başarılı bir büyüme gösterdiğini söyleyen Nazım Salur, Getir’in hikayesini şöyle anlatıyor:
FİKİR NASIL OLUŞTU?
“Günlük ihtiyaç maddelerini almak için alışverişe gitmekten hoşlanmıyorum. Buradan hareketle temel ihtiyaç maddelerini tüketicilere götüren bir işin tutabileceği fikri aklıma geldi. Hedef kitle olarak şehirde acelesi olan, zamanı kısıtlı insanları hedefledik. Getir fikrini projelendirdiğimizde, 7-8 kişilik çekirdek bir kadroyla yola çıktık. Daha sonra bir yazılım ekibi oluşturduk ve uygulamayı yazmaya başladık. 8 ay süren bir geliştirme sürecinin ardından da temmuz ayında uygulama hayata geçti. Bebek bezi, çikolata, cips, içecekler, tıraş köpüğü, deterjan, deodorant, kedi-köpek maması, pil, ampul gibi yaklaşık 250 çeşit ürünü, kullanıcılarımızın bulunduğu noktaya ortalama 10 dakika içerisinde götürüyoruz. Kullanıcılar, siparişin gelişini haritadan canlı olarak izleyebiliyor ve kaç dakika içinde elinde olacağını görebiliyor.
MOBİL EN ÖNEMLİ ALAN
Mobilde önce hava durumuna baktık, mailimizi aldık, oyun oynadık. Bunlar hep insanla teknolojinin karşı karşıya geldiği şeylerdi ve tek yönlüydü. Bugün Getir’de de BiTaksi’de de çift yönlü olarak mobil uygulamayı, gerçek hayata indirgiyoruz. 20 yıl sonra bugüne baktığımızda, bugün mobilde yapılabileceklerin sadece yüzde 2-3’ünün yapılmış olduğunu göreceğiz. Mobil cihazınız sizin uzaktan kumandanız haline geliyor. Bugün en önemli alanlardan biri mobil ve en az bir 20 yıl öyle kalacak gibi duruyor.
“BAŞKA ÖRNEĞİ YOK”
Dünyanın hiçbir yerinde, uygulama üzerinden ortalama 10 dakika içerisinde ürün getiren başka bir şirket yok. Bizim farkımız, İstanbul’un büyük bölümünde istenilen ürünü ortalama 10 dakika gibi oldukça kısa bir zaman dilimi içerisinde tüketiciye 7/24 ulaştırabilmemiz. Ayrıca ürünleri kendi depolarımızdan, kendi ürünlerimizi, kendi kuryelerimizle götürüyoruz. Bu konuda herhangi bir üçüncü parti şirketle çalışmıyoruz. Öncelikli hedefimiz, yurtdışı ağı oluşturmak ve buralarda başarılı olmak. “Getir” sözcüğünü dünyaya öğretmek ve sevdirmek istiyoruz. Getir, kurucuların katkıları ve sermayeleriyle kuruldu. Bizim gibi teknoloji işleri, yatırım almaya açık işler. Yatırım almak gibi bir planımız ilerleyen zamanlar için elbette var.
DÜNYA MARKASI OLMAYI HEDEFLİYOR
Son dönemlerde gençler arasında kullanımı hızla yaygınlaşan Scorp’u kurma fikri İzzet Zakuto ve Sercan Işık’a ait… 12 kişilik genç ve dinamik bir ekiple hayata geçen Scorp, “Dünyanın en samimi sosyal medyası olma” mottosuyla hareket ediyor. 8 ayda 850 bin kullanıcıya ulaşan girişimin, günlük kullanıcı trafiği 110 bini geçmiş durumda. Hedeflerinin dünyadaki en büyük sosyal medya platformları arasında yer almak olduğunu ifade eden İzzet Zakuto, Scorp’un ortaya çıkış hikayesi hakkında şunları söylüyor: “Scorp, kullanıcıların konu başlıkları altına 15 saniyelik videolar çektikleri bir platform. Sercan Işık’la beraber Türkiye’deki insanların Ekşisözlük sayesinde sözlük formatını çok sevdiğini, Snapchat ile de video çekmeye çok alıştığını gördük. Bunları sentezleyip Scorp’u ortaya çıkardık. İlk yatırımımızı kurulduktan 2 ay sonra 5 farklı yatırımcıdan aldık. 250 bin dolar kadar olan bu yatırımı, daha çok büyümek ve ekibimizi güçlendirmek için kullandık. Şimdi 2’nci yatırımı almaya hazırlanıyoruz.”
“BÜYÜMEK İÇİN FON ARTIRIMINA GİDİYORUZ”
Volt, trafikteki araba sayısını azaltma fikriyle kurulan bir şehir içi yolculuk paylaşım uygulaması. Şirketin kurucusu Ali Halabi, İstanbul’a 3 yıl önce yerleştiğinde trafikteki araçlarda sadece 1 kişinin olduğunu görüyor ve boş araç sayısının azalmasıyla İstanbul’un trafik problemine bir nebze çözüm getirilebileceğini düşünüyor. Bu fikirle 2013 yılında Volt uygulamasını hayata geçirmeye karar veriyor. P&G’deki işinden istifa ederek hayalini kurduğu girişime odaklanıyor. Aynı yöne giden yolcuları bir araya getirdiklerini belirten Halabi, bu uygulamanın taksiye verilen ücretlerden yüzde 70 daha ucuza geldiğini ifade ediyor ve şunları söylüyor: “2014’ün Şubat ayında Emre Aydın Volt’a yatırım yapmadan önce 38 yatırımcı tarafından reddedildim. Ama Aydın’ın yatırımından 2 ay sonra Hasan Aslanoba ve Alp Saul’dan ikinci yatırımımızı aldık. Bugün kayıtlı 17 bin kullanıcımız var. Bunların 5 bini aylık, 400’ü günlük olarak uygulamayı aktif kullanıyor. Şu anda yüzbinlerce kullanıcımız olan İstanbul’da büyümek için fon artırımına gidiyoruz.” Teknolojiyle İstanbul trafiğini çözmenin, akıllı ve verimli bir şehrin inşası için en güzel yöntem olduğunu söyleyen Halabi, “Önümüzdeki yıllarda sistemimizde 100 binden fazla aktif araç sahibi olmasını hedefliyoruz” diyor.
0 yorum