“Her özel günden ya da doğum gününden önce hediye alırken başımız ağrır. Buldumbuldum.com, işte bu anda devreye girerek sevdiklerinize, daha önce bir benzerini dahi görmediği hediyeyi sunma imkanını size veriyor.”
Berrak KUTSOY [email protected]
Güçlü Gökozan, üniversitede öğrenciyken girişimciliğe adım atan yeni neslin önemli temsilcilerinden biri…
Güçlü Gökozan, Koç Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 1. sınıf öğrencisiyken kaldığı yurt odasında işini kurarak girişimciliğe başladı. “O sıralarda öğrenciydim ve 3 yıl daha hem öğrenci hem girişimci olarak işime devam etmem gerekiyordu” diyen Güçlü Gökozan, mezun olduktan sonra da tüm zamanını işine harcamaya başladı. Buldumbuldum.com’un yaratıcısı Güçlü Gökozan, yüzlerce ürünü barındıran bir web sitesi yaratma sürecini Start Up’a şöyle anlattı: “Farklı ve hiç kimsede olmayan ürünler bulmanın zorluğundan yola çıkarak bu tür ürünlerin kolaylıkla satın alınabileceği bir internet sitesi kurma fikriyle yola çıktım. Bununla birlikte hediye alırken sıradan ürünler almaktan sıkılanlar için yüzlerce ürünü barındıran bir web sitesi kurma fikri, buldumbuldum.com’u kurmamda etkili oldu. Artık herkes babasına, annesine, arkadaşlarına ya da sevgililerine sıradan gömlek, kravat, etek, çerçeve, biblo gibi şeyler almaktan sıkıldı ve yoruldu. Her özel günden ya da doğum gününden önce hediye alırken başımız ağrır duruma geldi; çünkü bugüne kadar aldığımız sıradan ürünlerden sonra alınacak başka bir ürün kalmadı. Buldumbuldum.com, işte tam bu anda devreye girerek sevdiklerinize başka hiçbir yerde bulamayacağı ve sevdiklerinizin daha önceden bir benzerini dahi almadığı hediyeyi sunma imkanını size veriyor. Çünkü biz biliyoruz ki eğer gömlek, tişört, kravat gibi sıradan bir hediye alırsanız hediyenizin değeri, onun maddi değeriyle sınırlı kalıyor. Ancak içinde biraz espri, biraz ilginçlik barındıran bir ürün hediye ederseniz bu ürünün maddi değeri 1 TL de olsa paha biçilmez oluyor.
HEDİYE SIKINTISI
Aslına bakarsanız bu benim şahsi bir ihtiyacımdı. Çünkü BuldumBuldum. com’u kurma fikri oluşmadan hemen önce, 21. yaş günümde ikiz kız kardeşime ilginç hediye bulamamanın sıkıntısını yaşadım. O doğum gününde hediye ararken yurtdışında çok ilginç ürünlerle karşılaşmıştım ama Türkiye’de olmadığı için getirtememiştim. Doğum günündeki acı deneyimimden sonra Türkiye’ye bu tür ürünleri getirmeye karar vererek çalışmalara başladım.
MÜDAVİMLER OLUŞTU
Tüm yurtdışı konseptleri araştırdıktan sonra en ilginç, kişiye özel ve en işlevsel ürünleri buldum. Üretici ve tasarımcılarla anlaşarak, ürünleri üretmeye başladım. Çok ilginç ve hiçbir yerde bulunmayan ürünler olduğu için bir anda inanılmaz bir ilgi çekti ve çok büyük bir popülariteye ulaştı. İşin çok hızlı büyüdüğünü görünce kısa bir süre sonra siparişleri bu şekilde yetiştiremeyeceğimizi anladım. İlk ofisimi tutarak oradan işleri yapmaya başladım. Yurtdışında ilk çıkan ürünleri, aynı anda Türkiye’de de sununca çok beğenilerek takip edilmeye başladık ve bir anda her sabah ilk iş acaba bugün hangi ilginç ürün var diye bizim sitemizi açan binlerce müdavimimiz oldu.
“OLMAZ” DİYENLER
İş çevresindeki tanıdığım insanlara ve benim yaptığım işe az çok benzeyen işler yapanlara danıştım. Ancak gördüm ki bu şekilde danışmalar, daha çok motivasyon kırıyor. Kişiye özel üretim yapmak istiyordum. Bu sebeple pasajlardaki farklı tasarımlı tişört satıcılarıyla görüştüm. Onlar, ‘Bu şekilde iş yapamazsın, yapacak olsak biz yapardık’ dediler. Ama ben yılmadım, ithalat üzerine kitaplar aldım, kişiye özel üretimi yurtdışındaki şirketler nasıl yapıyor diye araştırıp onların yöntemlerini bulmaya çalıştım. Çok yoğun bir araştırmadan sonra gerisi geldi ve aslında durumun beni yıldırmaya çalışanların anlattığı gibi olmadığını gördüm.
DOĞRU YOL
O sırada öğrenci olduğum için babam, acele etmemem gerektiğini, kendi işimi kurmak için ileride bol bol zamanımın olduğunu söyledi. Çok istekli olduğumu görünce ve belki de kendi de bir girişimci olduğu için beni destekledi. Ama derslerimi ihmal etmemem ve not ortalamamın 3’ün altına düşmemesi şartını koydu. Başarılı bir öğrenciydim ve üniversitedeki kulüplerde de çok aktiftim. O yüzden daha okurken uluslararası büyük kurumsal şirketlerden iş teklifleri geliyordu. Birçok üniversite arkadaşım için en büyük hayal, bu şirketlere girip kariyer yapmaktı. Özellikle girişimciliğimin ilk yıllarını yaşarken, ara ara kendimi sorgulayıp ‘Acaba doğru mu yapıyorum’, ‘Bu işte başarısız olursam ne olacak’ diye düşünüyordum. Öte yandan kurumsal şirketlerde çalışmanın benim için hiç uygun olmadığını, hayallerimi gerçekleştirip insanların hayatını değiştirecek farklı bir şeyler yapmam gerektiğini en baştan beri biliyordum. Ama işte aynı Kral Çıplak hikayesindeki gibi sizden başka herkes farklı bir şey söylerken, siz doğruyu bildiğiniz halde kendinizden şüphe edebiliyorsunuz. Daha üniversitedeyken işler yolunda gidip başarımız ortaya çıkınca bu tedirginliklerin yersiz olduğunu gördüm.”
“BAŞARDIM” DEDİĞİM AN
Web sitemize başlarda 3-5 tane düşen günlük siparişler 100’ü geçmeye başlayınca, alışveriş merkezlerinde şubelerimizde kuyruklar olup hiç tanımadığım kişilerden BuldumBuldum.com hakkında çok güzel övgüler almaya başlayınca, bu duyguyu hissetmeye başladım.
NEREDE ZORLANDIM?
Doğru insanları bulmak, en büyük sıkıntım oldu. İşsizlik ülkemizde çok büyük rakamlarda olsa da gerçekten özverili çalışmak isteyen, kendini benim gibi işine verecek kişiler bulmak çok zordu. İşe başladıktan yaklaşık bir yıl sonra ilk çalışanımı buldum ve o çok iyiydi. Şu an hala onunla birlikte çalışıyoruz. Ama ondan sonraki 5 kişinin hepsi fiyaskoydu. Ya en zor anda bırakıp gittiler ya beni geri götüren hatalar yaptılar ya da işlerini sahiplenmedikleri için hep arkalarından takip etmek ve kendi yapmam gereken işleri yapmak için yeterli vakit bulamamak gibi sorunlar yaşadım. Ama bu 5 kişi, bana çok şey öğretti. Girişimcilikte en önemli şeyin ekip olduğunu, ekip kurarken hızdan ziyade doğru insanları bulup bir şirket kültürü etrafında onları toplamam gerektiğini öğrendim. Daha sonra hep bu düşünceyle yeni ekip üyelerimi aldım.
KENDİMİ GELİŞTİRDİM
Koç Üniversitesi’nde okuyor olmam, benim için çok büyük bir şanstı. Ders programımı hem kendi istediğim saatlere hem kendi seçtiğim derslere göre ayarlayabiliyordum. Böylelikle sabah çok erken derslere girip öğlenden itibaren sadece işlerimle uğraşacak şekilde derslerimi ayarlayabildim. Not ortalamamı yükseltecek gereksiz dersleri almak yerine gerçekten bir şeyler öğrenebileceğim ve iş dünyasında işime yarayacak olan ekonomi, iş hukuku, sosyal psikoloji, pazarlama, pazarlama stratejisi, muhasebe gibi birçok ders alıp kendimi geliştirdim.
Bunun dışında kişi olarak babamın çok desteğini gördüm. İlk serbest muhasebecimi babam önerdi ve o muhasebeciyle dışarıdan çalışmaya başladım.
0 yorum