Girişimcilik ekosisteminin en önemli aktörlerinden biri de kuluçka merkezleri… Yeni bir ürün geliştirme fikri olan girişimciler, kuluçka merkezlerinden bilimsel, finansal ve danışmanlık hizmetleri alarak projelerini geliştirme süreçlerini hızlandırıyor. Koç Üniversitesi Kuluçka Merkezi, “Fikrin zamanı geldi” sloganıyla girişimcilere ve girişimci adaylarına destek veriyor. Koç Üniversitesi Kuluçka Merkezi’nde projelerini geliştiren genç girişimcilerden start up’larını dinledik…
Nil Dumansızoğlu
[email protected]
EĞİTİMDE İNOVATİF ÇÖZÜM
Lala, e-learning trendiyle birlikte kullanıcıların ihtiyaçlarına yönelik inovatif çözümlerin sunulduğu bir online platform. Lala’nın kurucuları Eray Erdoğan ve Furkan Taşel, Robert Koleji’nden tanışıyor ve Koç Üniversitesi’nde öğrenimlerine devam ediyorlar. Lala ekibi, girişimlerin kuruluş amacını ve hedeflerini şöyle anlatıyor:
“Lala olarak Girişim Fabrikası’ndaki 450 takım arasından 6 takımın seçildiği hızlandırma programındayız. MVP (Minimum Viable Product) aşamasındayız. Tasarladığımız ürünün, hedef kitlemiz için en etkin şekilde kullanılabilmesi için çalışmalar yapıyoruz. Yaptığımız işbirliğiyle Final Eğitim Kurumları projemizde çözüm ortağı olarak yer alacak ve içerik desteği sağlayacak. Lala, hem dershaneyle hem dershanesiz çalışabilecek bir proje olduğu için dershanelerin kapatılması bizim için çok önemli bir durum değil. Hedef kitlemiz, kendi seviyesini tespit edip hedeflerine göre daha etkili çalışmak isteyen öğrenciler ve öğrencilerinin sınav performansıyla ilgili olan kurumlar.
Biz girişimciliği toplumun gelişimine ve ilerlemesine katkıda bulunacak bir araç olarak görüyoruz. Dünyada her türlü kaynağın optimizasyonu ve daha efektif kullanılması için milyonlarca dolar harcanıyor. Ancak en değerli varlık olan insan için bu noktada yeterince efor sarf edilmiyor. Biz insan için en önemli olgunun eğitim olduğunu düşünüyoruz. Eğitimin kişiselleştirilmesi, öğrencilerin ilgi ve yetkinlik alanları doğrultusunda hayata hazırlanmaları, sevdikleri, tutkulu ve yetkin oldukları işlerde çalışmaları, yüksek performans göstermeleri dolayısıyla hem bireysel hem toplumsal kazancın maksimum seviyeye çıkarılması konusunda büyük bir heyecan duyuyoruz. Bunun da her geçen gün gelişen teknolojiyle mümkün olabileceğini düşünüyoruz.”
MEYDAN OKUYAN BİR PLATFORM
Kullanıcıların herhangi bir konu üzerinden iddiaya girebilmelerini sağlayan mobil bir uygulama olan YiyosaGel, Facebook ve Twitter gibi şirketlerin başarısını yakalamak istiyor. Muharrem Çiftçi, Burak Dambasan ve Alican Yılmaz’ın oluşturduğu ekip, girişimlerini “Arkadaşlarına meydan okumanın en eğlenceli yolu” diye özetliyor ve şöyle konuşuyorlar:
“İnsanlar, varoluşlarından beri birbirleriyle mücadele içerisinde. Biz de bu mücadeleleri sergileyebilecekleri, birbirlerine meydan okuyabilecekleri bir platform oluşturmayı hedefledik. Fikrimizin ortaya çıkmasında etkili olan şey, aslında ekibimizin kendi arasında iddiaya oldukça düşkün olmasıydı. Ekip olarak yaptığımız beyin fırtınalarının sonucunda, eğer bir uygulama üzerinde meydan okumayı sağlarsak kazanmanın vermiş olduğu haz duygusunun artacağını ve sosyal medyada yeni bir trend oluşturabileceğimizi düşündük. Yaklaşık 6-7 ay fikrin oluşması ve proje haline gelmesi için uğraştık. Şu an yazılım aşamasına başlamak üzereyiz.
Hedefimiz önce Türkiye’de, sonra globalde Facebook, Twitter gibi şirketlerin yakaladığı başarıyı yakalamak ve insanlara keyifle kullanabilecekleri bir mobil uygulama sunmak.”
“PSİKOLOJİK TEDAVİYİ EVE TAŞIYORUZ”
Bir online psikolojik danışmanlık platformu olan İşBitirici, psikologlarla danışanları buluşturuyor. Bu uygulamayla kullanıcılar, psikologlara dakikalık ücreti ödeyerek dilediği uzunlukta hizmeti bilgisayarı üzerinden alabiliyor. İşBitirici’nin kurucusu Oğuzhan Ocak, girişimini ve hedeflerini şöyle anlatıyor: “İnternette kullandığımız hizmetlerin daha çok eğlenceye ve tüketime yönelik olduğunu, Türkiye’de sağlık ve eğitim gibi alanlarda internetin yeterli düzeyde kullanılmadığını düşünüyordum. Bunun üzerine yaptığım araştırmalar sonucunda, insanların psikoloğa gitmeye çekindiğini, uzayan tedavi süreçlerinin ve yüksek masrafların insanları psikolojik terapiden alıkoyduğunu tespit ettim.
İnsanların psikolojik problemlerini evlerinden, işyerlerinden oturdukları yerden sesli, yazılı veya görüntülü olarak çözebilmeleri için bir çözüm üretmeye karar verdim. Bunun üzerine çekirdek bir ekip oluşturarak şirketimi kurdum ve ürün geliştirme sürecine başladık. 8 ay içinde gerek tasarımı gerek yazılımıyla yüzde 100 yerli bir online terapi platformu geliştirdik. Bu süreçte Borsa İstanbul Başkanı İbrahim Turhan, Akfa Holding’den Cahit Paksoy gibi isimlerden fikri destek aldık. Temmuz 2014 itibariyle de yayına girdik. Şu anda İşBitirici. com üzerinden 30 psikolog hizmet veriyor ve yaklaşık 100 aktif kullanıcımız var. Sorunsuz olarak hizmet vermeye ve yeni modüller geliştirmeye devam ediyoruz.
Hedefimiz, üye sayımızı artırarak psikolojik tedaviye imkanı olmayan insanlara ulaşmak ve ücretsiz terapi hizmetine başlamak.”
RİSK DANIŞMANLIĞI YAPACAK
Risk ve varlık yönetimi üzerine danışmanlık vermeyi hedefleyen AlgorithmX’in kurucularından Onay Batur, yatırım şirketlerinin uzun dönemdeki performanslarına katkıda bulunmayı amaçladıklarını belirtiyor. Onay Batur, girişimleri hakkında şunları söylüyor: “Web üzerinden hizmet verecek olan AlgorithmX’in şu anda risk yönetim modülü bitmiş bulunuyor. Varlık yönetimi için geliştirdiğimiz algoritmayı ise son kullanıcının görüntülemesine hazırlıyoruz. SPK’nın finansal piyasalar için getirdiği yeni risk düzenlemelerine uygun olarak düzenlenen risk yönetimi modülümüz, yatırım şirketlerine bu konuda destek sağlıyor. Yatırım için geliştirdiğimiz modülümüz ise risk yönetimi modülümüzle entegre bir şekilde çalışıyor. Fon yönetim stratejisi geliştiren algoritmamız optimal varlık dağılımını hesaplıyor. Oluşum fikrimiz takımımızın uzmanlık alanlıklarından kaynaklandı. Biz AlgorithmX’i üç takım arkadaşı olarak kuruyoruz. İki ortağımız risk ve varlık yönetimi üzerine yurtdışında yüksek lisans derecesi aldı ve doktora çalışmalarına bu alanda devam ediyor. Endüstri ve bilgisayar mühendisi olan ortağımız ise endüstri mühendisliğinden doktora derecesini aldı ve şu an yardımcı doçent olarak çalışıyor.
AlgorithmX’in esas amacı, finansal piyasaların ihtiyaçlarını karşılamak ve akademik düzeyde üstün hesaplama tekniklerini piyasa oyuncularına sunmak. Finansal piyasalarda dünya çapında yapılan araştırmaların sonuçlarını ve yöntemlerini baz alarak, yatırım şirketlerinin uzun dönemdeki performanslarına katkıda bulunmayı hedefliyoruz.”
REKLAMA YENİ NESİL YAKLAŞIM
Hazal Er ve Oğuzhan Mete Öztürk, Koç Üniversitesi Kuluçka Merkezi’nde Lucid ve ColorMe adında iki girişim üzerinde çalışıyor. Lucid, yeni nesil bir açıkhava reklam platformu. ColorMe ise görme engelli kullanıcıların hayatını kolaylaştırmaya yönelik bir mobil program. Hazal Er ve Oğuzhan Mete Öz, girişimleri hakkında şunları söylüyor: “Lucid, online reklamcılıkla özdeşleşen ölçümleme araçlarının, hedefli reklam verebilme olanağının ve şeffaflığın geleneksel reklam mecralarına uyarlama ihtiyacının fark edilmesiyle ortaya çıktı. İletişim kurduğu müşteriyi görüntü işleme yöntemiyle analiz ederek ona en uygun içeriğin gösterilmesini sağlıyor. Algoritmalarımız gün geçtikçe gelişiyor ve yeni özelliklerle çok daha isabetli hale geliyor. Koç Üniversitesi Kuluçka Merkezi’nde mentorlarımız ve akademisyenlerle yakın temas halinde projeyi ileri taşıyoruz. Katıldığımız toplantılar ve grup çalışmalarıyla farklı fikirler ve geri bildirimler toplayarak kendimizi geliştiriyoruz. Hedefimiz, farklı teknolojilerin birleşimiyle şeffaf, her aşaması ölçülebilir uçtan uca bir reklam mecrası yaratmak.
Diğer bir yandan, fotoğraf işleme konusundaki çalışmalarımızı ColorMe adıyla bir sosyal sorumluluk projesi altında da devam ettiriyoruz. ColorMe uygulaması görme engelli olan akıllı telefon sahiplerine, sesli ve yazılı uyarılarla renk/desen tanımlama, para tanımlama, tanımlanan parayı yerel kura çevirme ve yazı okuma gibi imkanlar sağlıyor.”
“HEDEF DÜNYA GENÇLİĞİ”
Mystext’in kurucusu Deniz Bilge, insanların çekingenlik sorununa onları çok bağlı oldukları telefonlarından koparmadan eğlenceli bir çözüm getirmeyi hedeflediklerini belirterek girişimini şöyle anlatıyor: “Mystext arkadaşlarınıza ve bir kilometre yakınınızdaki diğer kullanıcılara ister kendi orijinal profilinizle ister her an değiştirebileceğiniz anonim isminizle kendiliğinden silinen mesajlar atabileceğiniz bir mesajlaşma uygulaması. Fikir, sosyal hayatta biz gençlerin yaşadığı problemleri gözlemlerken ortaya çıktı. Birçok genç arkadaşımız bulunduğu sosyal ortamlarda, kampüslerde, restoranlarda, partilerde karşı cinsle uzaktan bakışır, gülümser ama yanına gidemeden ortamı terk eder. Bunun temelinde genellikle sosyal çekingenlik dediğimiz problem yatıyor. Bu noktada biz Mystext olarak kullanıcılara gerek mesaj kaydı tutulmamasıyla gerek anonim ya da normal profille mesaj atabilme imkanıyla etraflarındaki kişilere kolayca ulaşmalarını sağlayacak toplu bir çözüm sunuyoruz. Fikrin temelleri oturduktan sonra yaklaşık bir ay yazılım ekibi kurma sürecine girdim. Bu süreç biraz uzun sürdü. Çünkü takım arkadaşlarımın benimle benzer vizyonu taşıması, dinamik olması ve bir o kadar da alanına hakim olması gerekiyordu. Şubat ayında ekibimiz kuruldu ve çalışmalarımızı başlatmış olduk. Buna ek olarak pazarlama ekibimizi hızla büyütüyoruz.
Sadece Türkiye’de değil, hedef kitlemizde olan dünyadaki tüm gençlerin telefonlarında olmayı amaçlıyoruz. Türkiye’den dünyaya açılan ve dünyadaki iletişim uygulamaları arasında en güçlü marka değerine sahip uygulamalardan biri olmak istiyoruz.”
Koç Üniversitesi, kuluçka merkeziyle genç girişimcilere destek veriyor.
İLETİŞİMİ DOĞALLAŞTIRACAK
Etiketler ve kullanıcının duygu durumları üzerinden paylaşım yapılabilen sosyal bir platform olan QuickUp ekibini Uğur Baştuğ, Stephanie Yasemin Renique ve Can Poyrazoğlu oluşturuyor. Ekip, QuickUp hakkında şöyle konuşuyor:
“Pazarda bulunan diğer sosyal networking uygulamalarının yaptığına benzer bir düşünceyle yola çıktık. QuickUp etiketler yoluyla iletişim kurmayı sağlıyor. Günümüzde sosyal ağ yoluyla paylaşılan içeriklerin kategorize edilmesinin zor olduğunu fark ettik. Facebook ve Twitter üzerinden kullanıcılar durumlarını paylaşabiliyor, fakat paylaşımların içeriğini tahmin etmek, makine boyutunda pek mümkün olmuyor. Günümüzde iletişim kurmanın giderek karmaşık hale geldiğini düşünüyoruz. Kullanıcılar, çoğunlukla ünlüleri takip etmek ve gazete manşetlerini okumak için sosyal ağı kullanıyor. Bu, kullanıcıları paylaşmaktan uzaklaştırıp başkalarını takip etmeye teşvik ediyor. Biz, her bireyin kendini rahatça ifade edebilmesi için daha kişisel bir sosyal ağ uygulamasını ortaya sürdük ve bunu mümkün olabilecek en kolay ve en hızlı şekilde uygulayabilmek için etiketleri çıkardık. QuickUp sayesinde, insanların daha doğal yollarla iletişim kurabileceğine inanıyoruz. Gündemdeki konular hakkında gönderilen iletilerde kullanılan etiketlerin tipinden, farklı ve benzer görüşleri olan insanları bir noktada birleştirmeye çalışıyoruz.
Uygulamamızın İOS versiyonunu App Store’a gönderdik, şu an beta sürecindeyiz. Takımımız üç kişiden oluşuyor. Uğur Baştuğ şirkette yönetimden ve ürün geliştirmeden sorumlu. Stephanie Yasemin Renique şirketin PR, pazarlama stratejileri ve finansal işleriyle ilgileniyor. Can Poyrazoğlu ise ürün geliştirme, UI tasarımı, frontend ve backend geliştirmeden sorumlu.”
BOTTLE’IN GLOBAL HEDEFİ
Tanışalım isimli ilk girişimini sonlandırmak zorunda kalan Cihan Köseoğlu, şimdi Bottle adını taşıyan yeni start up projesi için çalışıyor. İkinci girişimini de Koç Üniversitesi Kuluçka Merkezi bünyesinde başlatmayı düşündüğünü söyleyen Köseoğlu, Tanışalım uygulamasının sürecini ve yeni girişimini şöyle anlatıyor: “Türkiye’de online dating pazarı genelde web siteleri üzerinden gidiyordu ve üyelik ücretleri pahalıydı. Bu yüzden Tanışalım isimli bir dating aplikasyonu yaptık. 2014 yılının Nisan ayında App Store’a çıktık. Organik olarak Türkiye pazarında büyüyemediğimiz için Peopleapps olarak Tanışalım’a verdiğimiz hizmeti ağustos ayı sonunda kapatmak durumunda kaldık. Çıkışımızın sonrasındaki 1 ay içerisinde Türkiye pazarında en çok indirilen dating app’i olmuştuk. Ancak aktif kullanımda problemler yaşadık ve hizmeti kapattık.
Şu an Bottle ismini verdiğim yeni start up projemi planlama aşamasındayım. Bottle bir Gamification yani ‘oyunlaştırma’ uygulaması. Gamification, insanların davranışlarını ve eğilimlerini değiştirmek için oyun mekanizmalarının, aslında oyun olmayan aktivitelere uygulanmasına deniliyor. Bottle, global pazara taşımayı hedeflediğim bir girişim olacak ve yine Koç Üniversitesi Kuluçka Merkezi ile koordine şekilde çalışmayı düşünüyorum.”
0 yorum