Start up’ları destekleyeceğiz


Türkiye’nin ilk ödeme sistemi şirketlerinden PayU, bu yıl iki yeni proje üzerine çalışıyor. Girişim irili ufaklı Türk şirketlerinin PayU ülkelerinde e-ihracatına aracılık edecek. Nisan ayında bir pazaryeri oluşturacaklarını belirten PayU Türkiye Genel Müdürü Emre Güzer, “Ağırlıklı start up’ları desteklemek istiyoruz, teknoloji ve el yapımı ürünlerde daha çok bağlantımız olacak” diyor. Aynı zamanda şirket, yurt dışına yapılan 1 milyar doları geçen online ödemelere de aracılık etmeye hazırlanıyor.

ELÇİN CİRİK [email protected]

PayU Türkiye, bugün aktif olarak 10 binin üzerinde şirketle çalışıyor. 2011’de pazara giren ve ödeme sistemlerinde ilk olan şirket, 2017 yılını 700 milyon dolar ciroyla kapattı. 2018 yılında cirosunu 1,1 milyar dolara taşımayı planlayan PayU, bu büyüme için 2 ana alana odaklanacak. Bunlardan biri Türkiye’deki şirketlerin e-ihracatına aracılık etmek. Bunun için nisan ayında bir pazaryeri kuracaklarını belirten PayU Türkiye Genel Müdürü Emre Güzer, “2018 yılında bu şirketler aracılığıyla yıllık 250-300 milyon dolar yurt dışına satış yapmamız lazım” diyor.

PayU’nun odağındaki diğer konu da son dönemde yarattığı PayU Hub ile dünyanın her yerine satış yapan şirketlerle çalışmak. Güzer, “PayU Hub’a entegre olan bu işletmelerin Türkiye’deki kullanıcılara dijital ürün satışını biz yürüteceğiz” diye konuşuyor.

PayU Türkiye Genel Müdürü Emre Güzer ile Türkiye’de ödeme sistemlerinin geleceğini, şirketlerinin bu yöndeki çalışmalarını konuştuk:

Emre Güzer

Emre Güzer

Türkiye’de 6 yıldır faaliyet gösteriyorsunuz. Nasıl bir büyüme hızına sahipsiniz?
PayU, 2011 yılının sonunda Türkiye’ye gelme kararı aldı. 1915’ten beri hayatımızda olan ve 130 ülkede faaliyet gösteren Naspers’ın online ödemeler tarafındaki global iştirakiyiz. Şirketin Türkiye’ye girme kararı almasının nedeni, o dönemde Türkiye’nin e-ticaret anlamında çok hızlı büyümesi. Türkiye, hala Hindistan ve Latin Amerika’nın ardından en hızlı büyüyen ülkeler kategorisinde bulunuyor. Batı Avrupa, Kuzey Amerika ülkelerinde e-ticaret pazarları, tek hanelerde büyüyor. Türkiye’de ise 2011’de yüzde 40 büyüme vardı, 2017’de e-ticaret sektörü yüzde 25-30 büyüme gösterdi.

Tabii PayU bu alanda ilk şirket olduğundan Türkiye’de herkesi, hem iş birliği içinde olduğumuz bankaları hem Mastercard ve Visa’yı hem de BDDK’yı ikna etmek zorunda kaldık. Bu çaba, 1 yıl kadar sürdü. 2012 yılı Haziran ayında PayU’yu ürün olarak ayağa kaldırdığımız zaman 1.000 işletmeye hizmet vermeye başladık. Ciddi bir açığı doldurduk. PayU dünyada Avrupa, Orta Doğu, Güney Afrika ve Latin Amerika’da 16 ülkede var. 2015 sonrası son 3 yıldır PayU Türkiye, grubun Hindistan’dan sonra en hızlı büyüyen ülkesi olarak dikkat çekiyor. PayU Türkiye 2017’yi 700 milyon dolar ciroyla kapattı.

Bu yıl hangi konulara odaklanacaksınız?
Bu yıl Türkiye’de iki konuya odaklanacağız. Öncelikle Türkiye’deki irili ufaklı işletmelerin yurt dışı ihracatlarına aracılık edeceğiz. Türkiye’deki işletmelerin ihracatının önünü açmaya çalışıyoruz. Örneğin LCWaikiki’yi yurt dışı açılımında çok farklı PayU ülkesine götürüyoruz. Bu şekilde irili ufaklı çalıştığımız birçok işletme var. Burada ağırlıklı start up’ları desteklemek istiyoruz, teknoloji ve el yapımı ürünlerde daha çok bağlantımız olacak. PayPal’ın kapanmasından sonra maalesef lisans olayları yüzünden, ihracatta çok ciddi bir açık oluştu. PayPal ile internet üzerinden satış yapan 100 binlerce insan vardı. Bu boşluğu doldurmaya yönelik bu firmalarla çalışmalarımız söz konusu.

Nisan ayında bir pazaryeri kuracağız. 2018 yılında bu şirketler aracılığıyla yıllık 250-300 milyon dolar yurt dışına satış yapmamız lazım. Tabii burada devlet tarafında da çalışılması gereken noktalar var. Biz bir ödeme kuruluşu olarak elimizden geleni yapıyoruz. Kargo şirketleri de elinden geleni yapacak. Bugün şirketler, yurt dışından bir ürün iade aldığında şirket bu ürünü ithal etmiş görünüyor ve vergi ödüyor. Bu gibi konularda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve TOBB ile çalışıyoruz. Hepsinin birbirine tutunmasıyla ihracat kartopu gibi artacak. Bir diğer konu olarak da son dönemde yarattığımız PayU Hub ile dünyanın her yerine satış yapan şirketlerle çalışıyoruz. ‘Bizimle entegre olun, dünyadaki ödemelere ilişkin tüm ihtiyaçlarınızı çözelim’ diyoruz. Ödeme sistemlerinde lokal düşünüp globale oynamazsanız ilerleyemezseniz.

Bu tip yurt dışı online ödemelerde ne kadarlık bir hacim var?
Bankalararası Kart Merkezi (BKM) raporlarına göre, Türkiye’deki kredi kartları yurt dışındaki işletmelerde online olarak 1 milyar dolar üzerinde bir tutarda kullanılıyor. Bu yurt dışı işletmeler, aslında bizim kredi kartı bilgimizi yurt dışına götürüyor. Bugün hem kişisel bilgilerin korunması kanunu hem işlemlerin Türkiye üzerinde olması üzerine kanunlar var. Biz 1 milyar doları hem yurt dışına kaçırıyoruz hem tüm datayı yurt dışına veriyoruz. Bu işletmeleri Türkiye’ye getirerek Türkiye’deki kartlara taksit yapmasını sağlayacağız, daha önemlisi Türkiye’ye vergi ödemesine aracılık edeceğiz.

Bugün kaç şirketle çalışıyorsunuz? Bu yeni projelerle 2018 yılında bu rakam ne kadara çıkacak?
Bugün aktif olarak 10 binin üzerinde şirketle çalışıyoruz. Üye sayısı çok hızlı artıyor. Bu yıl da 3-4 bin işletmeyi sisteme katacağız. Ayrıca nisan ayında Türkiye’de başlatacağımız pazaryeri ürünü ile buna ek 100 binlerce kullanıcıya farklı çözümler üreteceğiz. Ciro olarak da 2018 yılında 1,1 milyar dolar hedefliyoruz. Türk şirketlerini ihracata açarak yakalanacağını düşündüğümüz 250-300 milyon dolarlık hacmi, bu hedefe dahil etmedik.

PayU Türkiye, Orta Doğu için merkez olarak belirlendi. Bu amaçla ne gibi çalışmalarınız olacak?
Son birkaç aydır Orta Doğu’yu da Türkiye’den yönetiyoruz. Bu bölgede bazı iş birlikleri planlarımız var. Arkamızda Naspers olduğu için ihtiyaç olursa yıllık birkaç milyar dolarlık yatırım yapma gücümüz söz konusu ama önce iş birliklerine bakıyoruz. Bizim işlerimizi oraya nasıl taşırız, nasıl yeni teknolojilere açarız diye konuşuyoruz. Ayrıca grubun yeni oluşturulan organizasyonunda yeni görevler üstlendim. 16 ülkede büyüme, ürüne ilişkin stratejiler ve yatırım kararlarıyla ilgili 3 kişilik bir ekip oluşturuldu, o ekipteyim. Türkiye’de ne yaptıysak çok başarılı oldu, bunu diğer 16 ülkeye taşımak istiyoruz.

Bugün e-ticaret içinde sizin payınız ne kadar? 2018 ve sonraki 3 yılda e-ticaretin içinden ne kadarlık bir pay almak istiyorsunuz?
Bunu aslında iki türlü değerlendiriyoruz. Türkiye’de e-ticarette 4-5 milyar dolarlık bir ciro mevcut. Bir de eğitim, abonelik, sigorta şirketleri ödemeleri gibi 16-17 milyar dolarlık online ödemeler pazarı var. Bu online ödemeler pazarı hızlı büyüyor ve biz buraya dokunabiliyoruz. Kurduğumuz Ödeme ve Elektronik Para Derneği’nde (ÖDED) bu pazarda büyümek istiyoruz. Buradan pay almak istiyoruz. Bu pazar çok hızlı büyüyor. Burada ÖDED ile bu yıl bankalarla olan iş birliklerimizi daha iyiye taşımak için çalışıyoruz. Herkesin kazanacağı ortam yaratıyoruz. Bazı bankalar dünyanın her yerindeki gibi bizi rakip olarak görüyor, yapılmaması gereken hamleler yapıyorlar. Bu yıl BDDK ve Rekabet Kurumu ile çalışarak bu ilişkileri daha sağlam standartlara oturtmaya çalışıyoruz.

Peki siz ödeme sistemlerinin Türkiye’de nasıl gelişeceğini öngörüyorsunuz?
Ödeme sistemlerinin geleceği, mevcut altyapılar üzerine yeni ödeme sistemleri icat ederek oluşacak. Türkiye’de bugün bankaların dışında sadece finansman şirketleri bireylere kredi veriyor ama bu da 2 -3 yıl içinde değişecek ya da ödeme şirketleri de finansman şirketi lisansı alacak. Türkiye’de internet bankacılığı kullanan 20 milyon insan varken yüksek frekansta e-ticaret kullanan kişi sayısı 5 milyon. Neden e-ticareti beklediğimiz noktalara getiremiyoruz? Demek ki biz yeteri kadar ödeme sistemi icat edemedik. 5 milyon çok düşük bir rakam, en yakın potansiyel 20 milyon. Yeni bir şeyler icat ederek insanları netten alışverişe çekmeliyiz. Burada ödeme sistemleri şirketlerine çok fazla iş düşüyor. Ben şunu iddia ediyorum; regülasyona, kurallara uygun bir şey yapıyorsanız yeni bir şey yapmıyorsunuz, yenilik için regülasyonla birlikte çalışmak, biraz önünde olmak lazım.

HAYAL İLE GERÇEK FARKLI
DAĞLAR KADAR FARK Ödeme sistemlerine girmek isteyenler için şunu söyleyebilirim: Bu iş ilk başta hayal ettiğiniz, “teknolojiyle değiştirebilirim” dediğiniz gibi olmuyor. Regülasyon, BDDK, lisanslar derken bambaşka bir dünya ile karşılaşıyorsunuz. Hayal ettiğiniz ile gerçek arasında dağlar kadar fark oluyor.

ÇOK İYİ ANALİZ Ödeme sistemleri ekseninde bir iş düşünülüyorsa girişimciler çok iyi analiz yapsın, konunun uzmanlarıyla konuşsunlar. Benimle görüşsünler… Hemen tek başlarına yapmaktan, para aramaktansa kendilerine bir iş ortağı bulsunlar, birlikte denesinler…

FIRSAT E- İHRACATTA E-ticaret üzerinde bir iş yapacaklarsa ihracat tarafında ciddi fırsatlar var. E-ticarette pazaryerlerinde tüm tedarikçiler kendi ürünlerini satıyor. Burada gerçekten niş bir fikriniz, kendinize ait bir imalatınız yoksa sadece Türkiye’ye özel bir iş çıkarmak doğru olmayabilir.

TÜRKİYE’NİN GLOBAL İÇİNDE NASIL BİR YERİ VAR?
“Son 3 yıldır PayU Türkiye, grubun Hindistan’dan sonra en hızlı büyüyen ülkesi.”

TÜRKİYE’YE YATIRIM YAPABİLRİZ
İKİ YATIRIM YAPTIK Naspers’ın Türkiye’de gerek ödeme sistemlerinde PayU Türkiye ile gerek Naspers olarak girmek istediği yatırımlar var. Şimdiye kadar Naspers’ın Türkiye’de iki yatırımı oldu. Biri bildiğiniz gibi 100 milyon doların üzerinde yatırımla Markafoni’yi aldık. Diğeri de Letgo.

B2C’YE YENİDEN GİRERİZ Naspers dünyada birkaç dikeyde ilan sitelerine B2C ve C2C alanlarına yatırım yapıyor. Markafoni kârlılık nedeniyle kapandı. Yine B2C’de iyi bir fırsat olursa mutlaka girilir. PayU da dünyada 350 milyon dolarlık PayU dışı şirkete yatırım yaptı. Türkiye’de henüz bu ekosistem yok, burada iş birlikleri yapıyoruz ama ileride burada da yatırım yapılabilir.

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.