oBilet, Türkiye’nin başarılı start up’larından biri. Kurucuları Yiğit Gürocak ve Ali Yılmaz, öğrenciyken başladıkları girişimlerini 67 milyon kişinin ziyaret ettiği, 2 milyon biletin satıldığı bir platforma dönüştürdü. Geçen yıl yüzde 80 büyüdüklerini anlatan kurucular, “Bir maraton koştuğumuzun farkındayız ve bu maratonu en iyi derecede tamamlamak için önemli olan bugünkü idmanımızı iyi yapmak” diyor.
NİL DUMANSIZOĞLU [email protected]
Üniversite yıllarında tanışan Yiğit Gürocak ve Ali Yılmaz, bir girişim hikayesinin parçası olmak isteyerek bugün 67 milyon ziyaretçi sayısına ve 2 milyon bilet satışına ulaşan oBilet’i hayata geçirdi.
oBilet, kullanıcıların seyahat etmek istedikleri güzergahları belirttikten sonra bütün otobüs alternatiflerine ulaşabildikleri bir platform. oBilet’in farklılaştığı en önemli özelliklerinden biri de 7-24 canlı destek vermesi. Kullanıcı herhangi bir sorun yaşandığı zaman otobüs şirketiyle değil direkt oBilet temsilcileriyle muhatap oluyor.
En temel amaçlarının, yolculara en kolay ve en düzgün şekilde hizmet verebilmek olduğunu ifade eden oBilet kurucu ortakları Gürocak ve Yılmaz, “Bir maraton koştuğumuzun farkındayız ve bu maratonu en iyi derecede tamamlamak için bizim için önemli olan bugünkü idmanımızı iyi yapmak. Bir önceki yıl yaptığımız satışları nasıl iki katına çıkarırız, bilinirliğimizi nasıl daha çok artırırız diye düşünüyoruz” diyor.
2015’te Aslanoba Capital ve EarlyBird’den yatırım aldıktan sonra ekiplerini genişlettiklerini ve risk alabilme kapasitelerinin arttığını belirten Gürocak ve Yılmaz ile oBilet’in başarı hikayesini konuştuk:
İkinizin hayatı hangi noktada kesişti ve oBilet’i kurma fikriniz nasıl oluştu?
İkimiz de Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezunuz. Bizi buluşturan üniversite oldu. Aramızda iki dönem var. Bölümümüzün öğrenci kulübünde görev yapıyorduk ve bu dönemde tanıştık. Daha sonra birlikte geçirdiğimiz zaman arttıkça hayallerimiz de kesişmeye başladı. Bir girişim kursak bizim için nasıl olacağını konuşmaya başladık. Bir yandan öğrenciliğimiz devam ederken bir yandan da kurduğumuzşirketle bir işin muhasebesine, hukuki şartlarına ve ticari tarafına hakim olmanın bizim için iyi bir tecrübe olacağını düşünüyorduk. Bu şekilde, henüz ortada bir iş yokken ortaklığımızı kurmuş olduk. Hayatımızda karşılaştığımız her problemden bir iş fikri çıkarmaya çalışıyorduk. En sonunda otobüs bileti satın alırken yaşanan sıkıntıları fark ettik ve oBilet’i kurmaya karar verdik.
“İLK TAM ZAMANLI İŞİMİZ”
MESAİLİ İŞ İSTEMEDİK
Öğrencilik yıllarımızda stajlar dolayısıyla çalıştığımız birtakım kurumsal şirketler oldu. Onun dışında oBilet, bizim ilk tam zamanlı işimiz. Yaptığımız stajlar, verdikleriyle değil, vermedikleriyle hayatımızda etkili oldu. Herhangi bir mesai arayışında olmadığımızı fark ettik. Daha çok çalıştığımızda bize daha iyi dönüş yapabilecek bir işte çalışmak istiyorduk.
RİSK ALMAK KOLAYDI
Kurulu bir düzenden, maaş garantisinden sonra hayatta risk almanız zorlaşıyor. Bizim daha önce bir işimiz olmaması böyle bir avantaj sağladı. İlk etapta başarısız olmak bizim için çok önemli değildi. Bunu bir tecrübe olarak görüyorduk. Ancak yola çıktıktan sonra buraya çok ciddi bir efor ve zaman harcamaya başladık. Sonra bu işi sonuna kadar sürdürmeye karar verdik.
Bu alanda nasıl bir problem olduğunu düşündünüz ve fırsat gördünüz?
Ankara, konumu itibarıyla buraya okumaya gelmiş arkadaşların birçoğunun memleketine 300-500 km mesafede bir şehir. Genelde otobüsten başka alternatif yok ya da öğrenciler maddi avantajı nedeniyle daha çok otobüsle yolculuk yapmayı tercih ediyor. Aslında biz problemin içindeydik. Yemek, kıyafet, etkinlik bileti almak gibi birçok işimizi internetten hallediyorduk. Otobüs bileti alma noktasında bunu değerlendirdiğimizde tatmin edici bir platform yoktu. Girişim fikrini bulduğumuzdan bugüne 5 yıl geçti. Ama bu 5 yılda teknoloji dünyasında çok hızlı bir ilerleme oldu ve çok şey değişti. O dönemde otobüs şirketleri internet satışlarına çok önem vermiyordu. Biz de otobüs şirketlerini bir araya getiren bir platform oluşturmak istedik. Bu şekilde 2012 yılı nisan ayında oBilet’i kurduk. Eylül ayında ise site açılmıştı. Fikri oluşturduğumuzda birimiz 2’nci (Yiğit), birimiz 4’üncü (Ali) sınıf öğrencisiydik.
“YATIRIMCIYA SOMUT VERİLERLE GİTTİK”
ÖNCE FİKRİMİZE İNANDIK
Kuruluş aşamasında bazı hibe kuruluşları ve yatırımcılarla görüşmelerimiz oldu ama olumlu sonuçlanmadı. Ancak bizim bu işe inancımız tamdı ve bunun çalışan bir sistem olduğunu kanıtladıktan sonra somut istatistiklerle yatırımcı karşısına oturmaya karar verdik. Şirket çok daha önce kâr etmeye başlamasına rağmen ilk etapta yatırım almamamızın sebebi bu.
SOMUT VERİLER ETKİLEDİ
2014 itibarıyla elimizde somut rakamlar oluşmaya başlamıştı. Durum böyle olunca yatırımcıların ilgilisini çeken bir noktaya geldik. Yapmamız gerekeni biliyorduk. Bunun için ihtiyacımız olan şey artık para değildi. Belli bir seviyeye geldikten sonra artık bunun iki kişilik bir gösteri olmadığının biz de farkındaydık.
ÖNCELİĞİMİZ OBİLET OLDU
Şu an geldiğimiz noktada pek çok adımımız etkili oldu ama en önemlisi çok çalıştık ve işimize çok inandık. Hayatımızın önemli bir bölümünü oBilet’e ayıracağımızı baştan kabul ettik. Bu, bize başarı getirdi ama en zorlandığımız kısım da aynı şey oldu. İş-özel hayat dengesini kurmayı, yola devam ederken öğrendik.
Şirketi kurduğunuzda mentorlardan destek aldınız mı?
Aslında o dönemde çok fazla insanla görüştük, fakat spesifik olarak tanıştığımız ve onun sayesinde yaptık dediğimiz biri olmadı. Görüş aldığımız kişiler oldu ama tamamen kendi imkanlarımız ve kendi yönetim anlayışımızla ilerledik.
SİTE ÜZERİNDEN KAÇ BİLET SATIYORSUNUZ?
2015’te bilet satış adedimiz 2 milyona yükseldi.
İlk etapta yatırım aldınız mı? Şirketin can suyu nereden geldi?
Başvurduğumuz bazı hibeler, görüştüğümüz birtakım melek yatırımcılar oldu fakat beklediğimiz gibi sonuçlanmadı. Yine de olumsuz yanıt almak bizim işe olan inancımıza etki etmedi. Bu işi yapmak istiyorduk. Ailelerimizden bir şirket kurmak için gereken cüzi miktarda bir para aldıktan sonra şirketi tamamen kendi kazandığı parayla idame ettirdik. Bu dönemde aynı eve çıkarak kira masrafımızı azalttık. Sadece kod yazımı için dışarıdan bir şirketle anlaştık ve ona ödeme yaptık. Ofis için okulun teknoparkına başvurmuştuk ama bekleme listesi uzun olduğu için evden çalışmaya karar verdik. Ancak tesadüfen okulun teknoparkında bir şirket ofisini boşalttı ve biz onların yerine geçtik.
Pazar araştırması yaparken yurtdışındaki örnekleri incelediniz mi?
Bu dönemde yurtiçinde bizim yaptığımız işi yapan şirketler vardı. Ama bu işe girmemiz için engel olacak seviyede değildi. Yurtdışında da otobüsten ziyade uçak arama portalleri geliştiği için onları inceledik.
Zaten bizim potansiyel müşterilerimiz arkadaşlarımız olduğu için platformun gerekliliklerini iyi analiz edebildik.
KAÇ ZİYARETÇİYE ULAŞTINIZ?
2015’te ziyaretçi sayımız 67 milyona ulaştı.
Arkadaşlarımızla sohbet ortamımızda bile ürün geliştirme yapabiliyorduk. O dönemde birçok arkadaşımızın sıkıntısı, yaz aylarında öğlen saatlerinde güneşin vurduğu tarafta oturmaktı. Biz de seyahat etmek istediğiniz güzergahta size güneşin hangi saate kadar otobüsün ne tarafına vuracağını çıkaran bir algoritma geliştirdik. Bu sayede ulusal gazetelere bile haber olmuştuk.
İstanbul’a gelişiniz ve şirketi büyütmeniz nasıl oldu?
İstanbul’a Ağustos 2014’te geldik. Ekibi aslında İstanbul’a geldikten sonra kurmaya başladık. Eylül 2014’e kadar iki kişi olarak şirketi idame ettirmeye çalışıyorduk. Mart ayında ilk tam zamanlı çalışanımız aramıza katıldı.
Şirketin ilk kurulduğu zamanlardaki rakamları, 2015 yıl sonu rakamlarına göre kıyaslar mısınız?
oBilet üzerinden bilet almak için sisteme üye olmaya gerek yok. O nedenle ziyaretçi rakamlarını paylaşmak daha uygun olacaktır. 2013 yılında 7 milyon olan ziyaretçi sayımız, 2015 yılında 67 milyona yükseldi. Site üzerinden yapılan bilet satışı ise 2013’te 200 bin adetken 2015 yılında 2 milyon adet oldu.
2016 için hedefleriniz nedir? Önümüzdeki 5 yılda şirketi nerede görmek istiyorsunuz?
2016’nın ilk çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 80 büyüdük. Yıl sonunda da bu oranda büyüyeceğimizi düşünüyoruz.
Bizim 3-5 yıllık uzun vadeli planlarımız yok. Bir maraton koştuğumuzun farkındayız ve bu maratonu en iyi derecede tamamlamak için önemli olan bugünkü idmanımızı iyi yapmak. Bir önceki yıl yaptığımız satışları nasıl 2 katına çıkarırız, bilinirliğimizi nasıl daha çok artırırız diye düşünüyoruz. Rakamlarımız arttıkça sorumluluğumuz artıyor ve bununla beraber ekibimiz de doğal olarak büyüyor.
OBİLET’İN KIRILMA NOKTALARI
MOBİL UYGULAMA
2012’de sadece bir internet sitesi pozisyonundaydık. Şubat 2013’te mobil uygulamalarımız devreye girince bir mecraya dönüşmüş olduk. Görünürlüğümüz arttı ve ardından Etohum’a seçildik. Etohum’a seçilmemizle girişimcilik ekosisteminde söz sahibi olduk. Bizim için sadece yatırımcılarla değil, ekibe dahil edebileceğimiz potansiyel yazılımcılarla tanışmak da çok önemliydi.
MASTERCARD HAMLESİ
Şubat 2014’te MasterCard, Avrupa çapında yapmış olduğu bir incelemede, 19 farklı kategoride Avrupa’nın en iyi uygulamalarını seçti. Bu, bizim başvuru yaparak katıldığımız bir yarışma değildi. Ulaşım kategorisinde, Avrupa’nın en iyi uygulaması seçildik. Diğer kategori birincileri Booking. com, Blablacar gibi artık global olarak rüştünü ispat etmiş, ciddi yatırımlar almış şirketlerdi. Onların yanında biz biraz daha küçük çaplı olmamıza rağmen seçildik.
İLK YATIRIM
Haziran 2015’te Aslanoba Capital ve EarlyBird’den yatırım aldık. Bizim için yatırım almış olmak, maddi anlamda şirket işleyişimizi değiştirmedi. Zaten kâr eden bir şirkettik. Ama ekip kurma motivasyonumuz, risk alabilme kapasitemiz artmış oldu. Enerjimizin önemli bir bölümünü ekip kurmaya ayırdık ve şu an 25 kişilik bir ekip haline geldik.
0 yorum