Katlanarak büyüyoruz


Tarfin, dijital bir tarım platformu. Çiftçilerin, gübre, tohum ve yem gibi tarım girdilerine uygun fiyat ve hasatta ödeme fırsatlarıyla ulaşmasını sağlıyor.

Türkiye’de 44 ilde, 220’yi aşkın bayiyle çalışan platform, bugüne kadar 12 bin çiftçiye satış yaptı. Tarfin’in kurucusu Mehmet Memecan, 100 milyon TL’yi aşan bir satış hacmine ulaştıklarını belirtiyor.

NİL DUMANSIZOĞLU
[email protected]

2017’de BIG Angels, 2018’de Wamda Capital ve Collective Spark’tan yatırım alan girişim, şimdi de Seri A turu için görüşmelerini sürdürüyor. Memecan, Türkiye’de tüm bölgelere ulaştıktan sonra yurt dışına açılmak istediklerini söylüyor.

Tarfin, Türkiye’de tarım toptancıları için geliştirilen bir finansal yönetim platformu. 2017 yılında Mehmet Memecan tarafından kuruldu. Girişim, çiftçilerinin gübre, tohum ve yem gibi tüm tarım girdilerine uygun fiyat ve hasatta ödeme fırsatlarıyla ulaşmasını sağlıyor.

Kurulduktan 1 ay sonra BIG Angels’tan 100 bin dolar civarında ilk yatırımını alan girişime sonrasında da yatırımcıların ilgisi devam etti. Eylül 2018’de Wamda Capital ve Collective Spark’tan 1,3 milyon dolarlık yatırım aldı.

Yeni bir yatırım turu için görüşmelerini sürdürdüklerini söyleyen Mehmet Memecan, “Bu yatırımla, bilançomuzu kuvvetli tutmak, teknolojimizi geliştirmek ve ekibimizi büyütmek istiyoruz.

Öncelikle Türkiye’de her bölgeye yayılma, sonrasında yurt dışına açılma planımız var” diyor. Mehmet Memecan’la Tarfin’in hedeflerini ve tarım alanındaki fırsatları konuştuk:

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Ben, uluslararası ilişkiler ve ekonomi bölümünden mezun olduktan sonra bir yıl Deloitte’ta danışmanlık yaptım. Sonra bu işin bana göre olmadığını düşünerek ayrıldım. O sırada bir tanıdığım, gübre ticareti yapan bir şirkette çalışıyordu. Orada işe başladım ve Amerika’da 4 yıl büyük toptancılara, birliklere, yem fabrikalarına gübre ve gübre hammaddeleri sattım. Sonra oradaki şirket, beni İsviçre’ye götürdü. 3 yıl kimyevi gübrenin yurt dışı tedariki ve satışını yönettim. Bu sırada sektöre makro bakma fırsatım oldu.

2013 yılında Türkiye’ye dönme kararı kaldım. Tarım sektöründe 7 yıllık tecrübem olmuştu ve aynı yoldan gitmek istedim. Arabaya atladım ve Edirne’den Mardin’e kadar gezdim. Çiftçilerle konuştum, Bakanlık’a gittim, ziraat odaları ve kooperatiflerle görüştüm. O sırada yurt dışından bir şirketle iç piyasada gübre dağıtım işine başladık. Hem bu iş hem yaptığım görüşmelerle sektörün sorunlarını daha iyi gözlemleme şansım oldu ve bir girişim kurma fikri de oluşmaya başladı.

Gözlemlerinize göre en büyük problem neydi?

En büyük sorun, çiftçinin finansmana erişimi. Çünkü tarımda nakit akışı tamamen hasada veya kesime bağlı. Çiftçi, ürünü yetiştirmek için başlangıçta tohum, gübre, yem, mazot, ilaç masrafı yapıyor. Bunun parasını, ancak 6-7 ay sonra ürünü alıp satabildiği zaman karşılayabiliyor.

işletme finansmanını bankalar, kredi kooperatifleri ve birlikler yapıyor ama en büyük yük bayilerin üzerinde. Bayiler de ürünleri çiftçilere hasat ya da kesim vadeli satıyor, ancak bu da kendisinin üzerinde yük oluyor. Çiftçi de ya bu ürünleri yüksek fiyattan alıyor ya da hiç alamıyor.

Tarfin’i nasıl bir çözüm getirmek için kurdunuz? İşleyişi anlatır mısınız?

Bu soruna teknoloji tabanlı bir çözüm sunmak istedik. Şubat 2017’de, iki ekip arkadaşımla beraber şirketi kurdum. Çiftçiye, bulut tabanlı bir platform üzerinden gübre, tohum, yem satışını, talep ettiği vadeye uygun şekilde gerçekleştiriyoruz. Arkada çalışan risk algoritmalarımız var, müşteriyi hiç görmüyoruz, tamamen teknoloji entegrasyonlarımızı kullanarak satış yapıyoruz.

Kredi Kayıt Bürosu’yla bir veri paylaşım anlaşmamız var. Bununla beraber başka alternatifler de geliştiriyoruz. 4 yıldır sürekli veri toplayarak geliştirdiğimiz bir risk değerlendirme algoritmamız var. Kiminle çalışıp çalışmayacağımızı bu şekilde belirliyoruz. Çalışabileceğimiz müşteriyi anında onaylayıp gübrenin, tohumun, yemin vadeli satışını yapıyoruz.

Örneğin bir çiftçi, bugünden 2021 temmuz vadeli olmak üzere gübre alabiliyor. 2021’de buğdayı hasat edip eline para geçtiği zaman bize borcunu ödüyor. Çiftçinin vadeli almak istediği ürünü çok daha rekabetçi fiyatlarla satış noktalarımız üzerinden anında sunabiliyoruz.

Bayi ağını nasıl kurdunuz? Bayilere sağladığınız avantaj nedir?

Şu anda Türkiye’de 44 ilde, 220’yi aşkın çalıştığımız satış noktası var. Bizimle çalışan satış noktaları, çiftçinin talep ettiği vade yükünü sırtında taşımıyor. Ürünü Tarfin peşin ödemeli satın aldığı için eline peşin para geçiyor, bununla da tekrar ürün alıp daha çok satış yapabiliyor.

Şu anda ağırlıklı olarak Marmara, Trakya ve iç Anadolu’dayız. Bu yıl içinde Ege, Karadeniz ve Akdeniz bölgelerine de açılacağız. Hedefimiz Türkiye’de ağırlıklı olarak tarım yapılan 70 ilde bu yıl varlık göstermek.

Bugüne kadar kaç çiftçiye, ne kadarlık satış yaptınız?

Şu ana kadar bu 220 bayi üzerinden 12 bin çiftçiye 16 binden fazla satış yaptık. 100 milyon TL’yi aşan bir satış hacmine ulaştık. Tabii bu katlanarak devam eden bir büyüme.

Yatırım yaptığımız teknolojiler sonucunda satışlarda gözlemlediğimiz kuvvetli geri ödeme performansı yatırımcıların bize ve tarım sektörüne olan güvenini arttırıyor. Böylece çiftçiye piyasadan daha uygun fiyata ürün satabiliyor, üretimini destekleyebiliyoruz.

Peki böyle geleneksel bir sektörde çiftçi ve bayileri ikna ederken zorluk yaşadınız mı?

Tarım sektörünün teknolojiye adaptasyonu diğer sektörlere göre biraz daha yavaş oluyor. Bunu bir sorun olarak değil, bir fırsat olarak söylüyorum. Bu, dünyada da aynı şekilde. Biz yola çıkarken müşterilerimizin ve iş ortaklarımızın teknoloji adaptasyonunun avantajını anlayabilecekleri bir söylem geliştirdik.

Çiftçiye daha ucuz bir ürün, bayiye iş hacmini büyütme avantajı, fabrikaya peşin ödemeyle tahsilat sorununu ortadan kaldırma imkanlarını anlattık. Büyüme hızımıza da baktığımızda, basit ve anlaşılır söylemin fayda yarattığını görüyoruz.

Bir de varlığa dayalı menkul kıymet ihracı yapıyorsunuz. Bundan da bahseder misiniz?

Çiftçiye vadeli ürün sattıktan sonra bizim de alacağımız doğuyor. Bu alacaklarımızı portföyleştirip Haziran 2018’de tarım alacaklarına dayalı varlığa dayalı ilk menkul kıymet ihracını yaptık. Geçen Haziran ayında da bunun 6’ncısını gerçekleştirdik.

Yaptığımız ana iş, vade talebi olan çiftçi ile büyük sermaye finansman kaynaklarını bir araya getirmek oluyor. Yatırımcıya güvenilir bir yatırım aracı sağlarken bir yandan da bu sermaye sahiplerinin çiftçinin doğru ürüne erişmesine destek olmuş oluyoruz.

Yurt dışına açılma planınız var mı?

Avrupa’da herhangi biri bu iş modelini kurmak isteseydi, kurabileceği en büyük pazar Türkiye olurdu. Bizim yaptığımız işte aslında Avrupa’daki en büyük pazar burası. Bu tabii bizim sadece Türkiye odaklı çalışacağımız anlamına gelmiyor.

Yine küçük ölçekli tarım alanlarının olduğu ülkeler odağımızda olacak. Örneğin Romanya, Polonya, İspanya, İtalya, Doğu Balkan ülkeleri, Doğu Avrupa ülkeleri, Endonezya, Tayland, Vietnam, Malezya gibi… Ama önce Türkiye’deki büyümemizi rayına oturtmamız lazım. Türkiye’deki coğrafi erişmemizi maksimum düzeye getirdikten sonra önümüzdeki yıl, bu işi yurt dışına taşımanın daha iyi bir zaman olacağını düşünüyorum.

Pandemi krizi sizin işlerinizi nasıl etkiledi?

Etkiledi tabii ama tarımda aslında talep düşmüyor. Çiftçi tarafında talep kaybı bu süreçte yaşanmadı, çünkü tarımsal üretim devam etti. Tedarik zincirinde de devletin desteğiyle sorun olmadı. Bankacılık sektörünün, pandemin en sert vurduğu mart-nisan aylarında biraz ortamı gözlemlemek amacıyla musluklarını kapatmasından dolayı sektörde bir likidite boşluğu oldu ama o da şu anda devlet desteğiyle açıldı. Pandemiye az zararla atlatan sektörlerden biriyiz.

“YENİ YATIRIM GÖRÜŞMELERİMİZE BAŞLADIK”

İLK YATIRIMLAR
Nisan 2017’de kurulduktan 1 ay sonra BIG Angels’tan 100 bin dolar civarında ilk yatırımımızı aldık. Hem maddi hem manevi bir destek oldu bizim için. Yatırımcılarımız, network’leriyle bize katkıda bulundu. Eylül 2018’de ise Wamda Capital ve Collective Spark’tan 1,3 milyon dolarlık yatırım aldık.

SERİ A TURU
Şimdi de bir sermaye turumuz daha var, bu Seri A yatırımımız olacak, görüşmelere devam ediyoruz. Bu yatırımla bilançomuzu kuvvetli tutmak, teknolojimizi geliştirmek ve ekibimizi büyütmeyi hedefliyoruz. Öncelikle Türkiye’de her bölgeye yayılma, sonrasında yurt dışına açılma planımız var.

“TARIMDA ÇOK FIRSAT VAR”

FİYAT
Türkiye’ deki tarım piyasası küçük ölçekli tarım alanlarından oluşuyor. Bizim gibi küçük ölçekli tarım işletmelerinin yoğunlukta olduğu ülkelerde, bence ölçek yaratacak teknolojiler gerekiyor. Örneğin aracıları minimize eden işlerde, direkt çiftçiden tabağa teknolojileri gibi alanlarda fırsat olduğunu düşünüyorum. Biz de şirket olarak ölçeklenme üzerine çalışıyor, normal şartlarda çiftçinin ulaşamayacağı bir rekabetçi fiyattan ürün satıyoruz.

ÖLÇEKLENME
Bundan sonra da ölçeklenmeye odaklanan girişimlerim hızlı büyüyebileceğini düşünüyorum. Bizim ülkede ortalama 59 dönümde tarım yapılıyor, çiftçinin ortalama 12-13 büyükbaş hayvanı bulunuyor. Büyük teknoloji yatırımı yapmak, bu ölçekteki çiftçiler için çok maliyetli. Çünkü 60 dönümlük yerlerde maliyetin karşılığını çok uzun yıllar sonra alabilir.

VERİ TABANI
Bununla birlikte kamunun da desteğiyle Türkiye’de çiftçi kayıt sistemi, gübre takip sistemi, Haybis gibi inanılmaz bir dijital veri tabanı oluşturuldu. Bu verilerin daha iyi işlenip özel sektöre açılması ve şirketlerin de çiftçiye bu verilerle ulaşması çok büyük bir ölçeklendirme yaratabilir.

“EXIT’E DAHA ZAMAN VAR”
VİZYON
Bizim hedefimiz, Türkiye ve bölgede, tarım tedariki konusunda hatırı sayılır bir dijital platform olmak. Tarımda tam anlamıyla dijitalleşme süreci 5-10 yılı aşacak. Bu süreçte kendimizle birlikte sahadaki iş ortaklarımızı da büyütmemiz gerekiyor. Tarfin’le çalışan çiftçilerin ve bayilerin her türlü talebini karşılayabilen, onlara her anlamda destek verebilen bir şirket haline gelmek istiyoruz.

EXIT
Tabii yatırımcılarımızın da bizden exit beklentisi var. Ancak buna daha zaman var diye düşünüyorum. Türkiye’de nereden baksanız yıllık 115 milyar TL’lik bir tarım girdisi var, tam bir tarım ülkesiyiz. Bu nedenle daha gidecek çok yolumuz olduğunu düşünüyoruz. Güçlü bir veri sistemimiz var; bunu, çiftçiye daha çok fayda yaratmak için kullanacağız.

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.