Zurich Sigorta CEO’su Yılmaz Yıldız, Türkiye’nin ilk melek yatırımcılarından biri. 10 yıl önce melek yatırımcılığa başlayan Yıldız, dünden bugüne gelinen noktayı değerlendirirken Türkiye’de devletin de desteğiyle güçlü bir ekosistem kurulduğunu ve önemli teşviklerin olduğunu söylüyor.
“Hatta iddialı olacak ama bence iyi bir ekip ve iş fikri varsa para bulmak artık kesinlikle sorun değil” diyor. Zurich Sigorta CEO’su Yılmaz Yıldız, start up ekosisteminin en deneyimli melek yatırımcılarından.
Ekosistemin henüz yolun çok başında olduğu yıllarda girişimlere yatırım yapmaya başladı. Bugün de Hazine Müsteşarlığından onaylı melek yatırımcı olarak yurt içinde ve yurt dışında farklı girişimlere destek olmaya devam ediyor.
Son yıllarda özellikle Galata Business Angels (GBA) çatısı altında yatırımlarını sürdüren Yıldız, özellikle fintek, insurtech, CRM ve sosyal girişimlerle ilgileniyor ve “Sektörden çok girişimciler ve iş modelleri ilgimi çekiyor” diyor.
Uzun yıllar içinde bulunduğu ekosistemin gelişimini değerlendirirken, Türkiye’de devletin de desteğiyle güçlü bir ekosistem kurulduğuna dikkat çeken Yıldız, “Hatta iddialı olacak ama bence iyi bir ekip ve iş fikri varsa para bulmak artık kesinlikle sorun değil” diye konuşuyor.
Zurich Sigorta CEO’su Yılmaz Yıldız ile melek yatırımcılığa bakışını, ilgi duyduğu girişimleri ve pandeminin start up ekosistemine etkilerini konuştuk:
Melek yatırımcılığa ilginiz ne zaman başladınız?
Teknolojiye her zaman ilgim vardı. Hatta ilk yazılımım 14 yaşında o zaman çok popüler olan Basic programlama dilinde yazdığım ‘tombala’ oyunudur. Sonrasında teknolojiye ilgim hep devam etti. Melek yatırımcılığa yaklaşık 10 yıl önce başladım. Hazine Müsteşarlığından onaylı melek yatırımcıyım. Türkiye ve yurt dışında farklı yatırımlarım var. Son yıllarda özellikle Galata Business Angels (GBA) bünyesinde melek yatırımcılığı sürdürüyorum.
GBA çok deneyimli ve değerli farklı sektörlerden alanının en iyilerinin olduğu bir grup. Hem çok şey öğreniyorum hem bir arada olmaktan keyif aldığım arkadaşlarım var. Normal şartlarda 2 haftada bir 5-10 yeni girişimci sunumu dinliyoruz.
Türkiye ve çevre ülkelerden hatta Avustralya, İngiltere, Mısır gibi ülkelerden bile sunum yapmaya gelenler var. Ayrıca global olarak Zurich Inovasyon Yarışması ve bir dizi girişimcilik yarışmasında da jüri üyesi ve mentor olarak girişimcilere destek olmaya çalışıyorum.
Melek yatırımcı olarak özellikle hangi alanlar, ne tür girişimler ilginizi çekiyor?
Fintek, insurtech, siber güvenlik ve sosyal girişimler ilgili olduğum alanlar. Savunma sanayi aynı şekilde. Son dönemde dikey portaller ve çevre odaklı girişimlere de yatırım yaptım.
Sektörden çok, etkileyici girişimciler ve iş modelleri ilgimi çekiyor. Çünkü melek yatırımcılık daha ortada hiçbir şey yokken, girişimciye ve fikrine yapılan bir yatırım. Dünya ortalamalarına baktığınızda başarı şansınız sadece 1:50, 1:40.
Bu alanlarda şu ana kadar hangi girişimlere yatırım yaptınız? Bu girişimlerin gelişimini nasıl değerlendiriyor, potansiyelini nasıl görüyorsunuz?
En son iki yatırımım oldu. Bunlardan fazla gıda, gıda atığını önlemeye yönelik sosyal boyutu da olan bir girişim. Kurumsal iş deneyimi olan ve bu işe gönül vermiş, parlak bir grup girişimci tarafından hayata geçirildi. Bir sürü global ödül aldılar. Türkiye ne yazık ki gıda atığında Avrupa’da önde.
Hem bu sorunun çözümüne hem gıda zincirinin uçtan uca daha rasyonel çalışmasına katkıda bulunuyorlar. Türkiye ve Avrupa’da büyük potansiyelleri var. Dünyada da rakipleri sayılı. Yatırım yaptığım diğer bir girişim de Garaj Sepeti. ikinci el oto satışı konusunda muhtemelen Türkiye’nin en büyük portalı olma yolunda, belki de oldu bile.
Yine kurumsal iş deneyimi olan başarılı bir grup girişimcinin kurduğu bir şirket. Türkiye oto pazarı Avrupa’da 5. sırada. 2. el pazarı da benzer şekilde çok büyük. Bu sektörde alıcı, satıcı, tamirhaneler, galeriler gibi tüm paydaşları bir araya getiren, katma değer sağlayan, dikey bir otoportali. Büyük potansiyeli var.
Yatırım yapmadığınız için pişman olduğunuz bir girişim oldu mu?
Olmaması mümkün mü?
Yatırım yapmadığım için çok memnun olduğum da oldu.
Deneyimli bir melek yatırımcı olarak girişimcilere neler tavsiye edersiniz? Hangi konulara odaklanmalı hangi hataları yapmaktan kaçınmalılar?
Bu konularda Bilgi ve Koç Üniversitesi’nde MBA öğrencilerine inovasyon ve Girişimcilik dersleri veriyorum. Onun için saatlerce konuşabilirim. Ama özetle, yapılan en büyük hata müşteriye, müşterinin somut bir ihtiyacını karşılamaya odaklanmak yerine, ilk yola çıktıkları ürüne veya fikre ‘aşık olmaları’.
Müşteriyi ve rekabet ortamını unutmaları. Ben önce girişimcilere, ekiplerine, sonra fikre/iş modeline yatırım yapıyorum. Eminim istisnaları vardır ama gözlemim şu ki 5-10 yıl kurumsal iş deneyimi olan, farklı sektör veya şirketlerde çalışmış girişimcilerin başarılı olma şansları çok daha yüksek. Özellikle dünyayı, rekabet ortamını anlamaları ve yönetim becerileri daha yüksek oluyor.
Sıra dışı bir dönemden geçiyoruz. COVID-19 girişimciler için hangi fırsatları beraberinde getirdi? Girişimciler bu dönemde hangi fırsatlara odaklanmalı?
Genelde bugün moda olan değil gelecekte de kalıcı olacak iş modelleri ve girişimleri bulmak önemli. Melek yatırımcılık dünyası için COVID-19’un uzun vadede Türkiye özelinde kalıcı büyük değişiklikler getireceğini söylemek için erken. Oyunun kuralları hala aynı. Ancak hem girişimci hem yatırımcılar sağlık, e-ticaret, lojistik gibi alanlara daha fazla ilgi duyabilir.
Melek yatırımcılar açısından baktığımızda bu dönemin fırsatlarını ve risklerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz özellikle hangi fırsatlara odaklanmaya çalışıyorsunuz?
Tüm dünyadaki Covid kaynaklı ekonomik belirsizlik ve kur hareketleri genel olarak değerlemeleri düşüren ve yatırımları azaltan bir ilk etki yarattı. Covid’in ekonomik etkilerini daha net görmemiz gerekiyor. Ekonomik düzelme V, L, W artık nasıl olursa, yatırım iştahı da ona paralel olacak.
COVID-19 ile birlikte yatırımcı olarak ilginizi çeken girişimlerde bir değişiklik oldu mu, radarınıza giren yeni girişimler yeni alanlar var mı? |
Radarıma giren birkaç yeni girişim var. Bunlar, ‘big data’ ve bireysel kredi/sigorta risk analizleri üzerine. Covid ile doğrudan ilgisi yok. Melek yatırımcılık benim için hobi. Ne yazık ki son dönemde Covid’in Zurich Türkiye müşterileri, dağıtım kanalları, çalışanları ve diğer paydaşları üzerine etkilerini en aza indirmek, yeni ekonomik ve çalışma ortamına uyuma odaklandığım için biraz ihmal etmiş olabilirim.
“ÖNEMLİ TEŞVİKLER VAR”
EKONOMİK GELİŞMİŞLİK DÜZEYİ
Unutmayalım ki bir ülkenin ekonomik gelişmişlik düzeyi start up ekosisteminin de büyük oranda belirleyicisi. Onun için genel ekonomimiz, teknolojik birikimimiz, eğitim
sistemimiz ne düzeydeyse, start up ekosistemimiz de o düzeyde olacak.
GÜÇLÜ EKOSİSTEM
Türkiye’de devletin de desteğiyle güçlü bir ekosistem kuruldu. Önemli teşvikler var. Bir sürü teknopark, melek yatırımcı ağı, yarışma, mentorluk programları bulunuyor. Daha önemlisi girişimci olmak
isteyen, her yaştan binlerce insan var.
“GİRİŞİMCİLİK GENLERİMİZDE”
Girişimcilik kültürü bizim genlerimizde yoğun olarak var. Bunları desteklemeye hazır yatırımcılar da var. Önemli ‘exit’ler de oldu, tabii ki sayının artması gerekiyor. Hatta iddialı olacak ama bence iyi bir ekip ve iş fikri varsa para bulmak artık kesinlikle sorun değil.
0 yorum