Gülsüm Çıracı: 60 girişime yatırım yaparız

Bugüne kadar aralarında Voscreen, 11Sight, Pubinno gibi global başarı hikayelerinin de bulunduğu 30 girişime yatırım yapan İstanbul Startup Angels, bir dönüşüm sürecine girdi. Şirket, bundan sonra faaliyetlerine Startupfon adıyla devam edecek ve 5 yılda, 60 girişime 10 milyon Euro’luk yatırım yapacak. Startupfon Kurucu Ortağı Gülsüm Çıracı, “2020 yılında yurt dışında da ofis açmak istiyoruz” diyor.

NİL DUMANSIZOĞLU [email protected]

Uzun yıllardır girişimcilik ekosisteminin içinde faaliyet gösteren Gülsüm Çıracı, İstanbul Start Up Angels’ın kurucu ortağı olarak Anadolu’da melek yatırımcılığın gelişmesinde önemli adımlar atan bir isim. Voscreen, Buy Buddy, 11Sight, Pubinno gibi global başarılar elde etmiş girişimlerin de içinde olduğu 30 start up’a yatırım yapan İstanbul Start Up Angels, bir dönüşüm sürecine girdi. Bundan sonra Startupfon adıyla yoluna devam edecek ve yatırımcılara online olarak girişimlere yatırım yapabilme olanağı sunacak.

Yakın zamanda ilk yatırımlarını yapmaya başlayacak olan Startupfon, ilk kapanışını 6 milyon Euro’yla tamamladı. 5 yılın sonunda fonun nihai büyüklüğünün 10 milyon Euro olacağı düşünülüyor. Toplamda 60 girişime yatırım yapacaklarını söyleyen Gülsüm Çıracı, 2020 yılı içinde Startupfon’la yurt dışına da gitmek istediklerini ifade ediyor. Startupfon Kurucu Ortağı Gülsüm Çıracı ile yaşanan dönüşümü ve yeni hedeflerini konuştuk:

Melek yatırımcılık serüveniniz nasıl başladı?
Aslında benim girişimcilikle ilgilenme sürecim 2004 yılında başladı. Dünya Bankası, 2004 yılında Türkiye’de girişimcilik projeleri yapmaya karar verdi. Özellikle işsiz kalan bankacıların kendi işlerini kurmalarıyla ilgili bir projeydi ve ben de o projenin yöneticisiydim.

2013 yılında ise artık bir girişimcilik ekosistemi oluşmuştu, ancak girişimcilerin yatırımcıya ulaşabileceği kısım problemliydi. Bu eksikliği hissettiğimde kendim düşe kalka öğreneceğime bu işi bileni getirmek istedim ve 2013’te Avrupa’nın en büyük hızlandırma programı olan Startupbootcamp ile görüşmeye başladım. Tam da benim aklımdaki şeyi yapıyordu; ürünü olan girişimciyi alıyor, onun yatırımcıya hazırlanma, ticarileşme sürecini hızlandırıyordu. 2014 Ocak’ta Startupbootcamp Türkiye’yi kurduk. Oluşum 20’den fazla ülkede faaliyet gösteriyor ve tüm bunların arasında ben ilk ve tek kadın kurucu ortağım. Bunu özellikle söylüyorum, çünkü hala aynı şekilde, başka bir kadın kurucu ortak yok. Açılışı yaptıktan sonra 9 mezun verdik. Neredeyse hiçbiri Türkiye’de yatırım bulamadı.

Bunların arasında Zeplin de vardı, Türkiye’de yatırım bulamadı ama yurt dışında Y Combinator’a girdikten sonra çok iyi yatırım aldı. Bu durum beni biraz düşündürdü. İyi girişimcileri seçiyoruz ama bunlar neden yatırım almıyor diye araştırmaya başladım. 2012’de zaten İstanbul Startup Angels’ı kurmuştum ama çok da aktif değildi, tekrar aktif hale getirdik ve 2016 Şubat’ta ilk yatırımımızı ACL Teslim’e yaptık.

İstanbul Start Up Angels’ı aktif hale getirme sebepleriniz neydi? Nasıl bir iklim vardı?
Öncelikle Türkiye’de yatırımcı sayısı azdı ve olanlar da İstanbul’da kümelenmiş durumdaydı. Var olan yatırımcıya değil, potansiyel yatırımcıya ulaşmak gerektiğini gördüm. 2016’dan itibaren Türkiye’deki gibi sanayi şehirlerini dolaşıp oradaki potansiyel yatırımcılara, geleneksel sektörlerde faaliyet gösteren insanlara teknoloji yatırımının da bir yatırım alternatifi olduğunu anlattık. Melek yatırımcı akademileri yaptık. Bu model çalıştı, 2016’dan itibaren 25 yatırımcı, 30 girişime toplamda 3,5 milyon dolarlık yatırım yaptık ki bu yıllar baktığınızda Türkiye için pek de parlak değildi.

Anadolu’daki yatırımcılar Anadolu’dan girişimcilerin çıkmasına nasıl katkıda bulundu?
Kayseri örneğini vermek istiyorum. Kayseri’de yaptığımız ilk etkinlik sonrasında 2 melek yatırımcı çıktı. Bu iki melek yatırımcının biri 2, diğeri 3 yatırım yaptı. Ancak bugün geldiğimiz noktada Kayseri’de 45 melek yatırımcımız var. Kendi melek yatırımcı ağlarını kurdular ve Kayseri’deki girişimcilere yatırım yapıyorlar. Asıl hikaye bu. Lokalde yatırımcı gücünü artırdığımızda, oradaki yatırımcı İstanbul’daki ekosistemi bölgesine çekebiliyor.

Şimdi bir dönüşüm içine girdiniz ve İstanbul Start Up Angels’ı, Startupfon olarak değiştirdiniz. Bu değişim neden oldu?
Bir yıl önce ekosisteme yeni yatırımcıları getirmemize rağmen modelin sürdürülebilir şekilde çalışmadığını fark ettik. Çünkü melek yatırım ağı olarak tüm süreçlerimiz offline olarak yürüyor ve yatırımcıların fiziksel olarak İstanbul’da olmaları gerekiyor. İkincisi, geldiklerinde de prosedürler, sözleşme süreci, evrak işleri oluyor. Bir diğer problem de riskti. Bu yatırımcılar, kendi işindeki büyük yatırım kararlarını çok kolay verebiliyor, büyük riskler alabiliyor ama start up yatırımına geldiğinde bir güven mekanizması arıyorlar.

Bu problemlerden dolayı bu işi offline’dan çıkarmaya karar verdik ve Startupfon ortaya çıktı. Yaklaşık bir yıl önce “startupfon.com” olarak internet sitemizi kurduk. Yatırımcının yerinden kalkmadan bulunduğu şehirde yatırım kararı alabilmesini sağladık. Girişimci yatırımcının önüne çıkmadan bakıyoruz, sözleşmesini yapıyoruz. Girişimciler, bu sayede yatırımcının karşısına bir süzgeçten geçerek gidiyor, fon yatırım kararı vermiş oluyor ve artık orada yatırımcı daha rahat hareket edebiliyor. Bu anlamda Türkiye’deki ilk coinvestment fonuyuz.

Ne kadarlık bir fonla başlayacaksınız?
İlk kapanışımız 6 milyon Euro. 5 yılın sonunda fonun nihai büyüklüğü 10 milyon Euro olacak ve 60 girişime yatırım yapacağız.

Fon hangi girişimlerle ilgilenecek?
Temel stratejimiz, kuluçka merkezleri ve hızlandırma programlarından çıkan girişimcilerin ilk yatırımcısı olmak. Bütün melek yatırımcı ağları, melek yatırımcılar ya da fonlarla co-investment yapabiliriz. Şu anda Startupfon’un 535 yatırımcı üyesi var. Bu yatırımcıların da gücünü start up’a eklemek istiyoruz. Daha sonraki aşamalarda yatırım almaya gittiklerinde girişimin değerinin oluşması lazım ki bunu da doğru mentorluk ve doğru destek mekanizması sağlıyor.

Yeni fonla hangi alanlardaki girişimler radarınızda olacak?
En temelde hepsi teknoloji olacak ama teknolojide de bazı sevdiğimiz alanlar var. Fintek, B2B, SaaS, IoT, blockchain, yapay zeka ilk etapta radarımızda olacak. Tabii 5 yıl boyunca bunlara yatırım yapacağız diye bir iddiamız yok. Dünyadaki trendleri de izleyeceğiz. Bundan 2 yıl önce blockchain’e yatırım yapar mısınız diye sorsaydınız büyük ihtimalle yapmazdık. Ama bugün proje arıyoruz. Hatta bir yatırım da yaptık.

İncelediğiniz, başka ilginizi çeken alanlar var mı?
Şu anda en çok blockchain’e bakıyorum, çünkü devrimci bir teknoloji olduğuna inanıyorum. Bunun dışında otonomun her yerde hayatımıza gireceğini düşünüyorum. Yapay zeka şu anda çok popüler ama gerçekten yapay zeka projesi Türkiye’de henüz çok göremedim. Dünyadaki kaynakların verimli kullanılmasına yönelik, sosyal etki yaratabilecek start up’lar da ilgimi çekiyor. Örneğin bizim portföyümüzdeki Evreka’nın, iyi bir proje olmasının yanında kaynak yönetimi konusunda çok gelecek vadettiğine inanıyorum.

Yurt dışında girişimlere yatırım yapacak mısınız?
Yurt dışında yatırım yapabiliriz ama bu bir Türk girişimine olur. Ben, özellikle tohum yatırımların lokal olduğuna inanıyorum. Tohum aşamasında dünyada da bu böyle, daha çok lokal yatırımlar olur. Çünkü bana da İngiltere’den bir girişimci başvuruda bulunduğunda, önce kendi ülkesinde yatırım bulup bulamadığına bakıyorum. Kendi ülkesinde yatırım bulmadan bana geliyorsa bir soru işareti oluyor. Türkiye’de daha yeni pazara çıkmış bir girişimci, ürününü yeni çıkarmışken gidip İngiltere’de yatırım aradığında oradaki yatırımcı da aynı benim gibi düşünecek.

Fonda yabancı yatırımcı olacak mı?
Yabancı yatırımcıları istiyoruz. Bir erken aşama platformu olarak Startupfon’un vizyonu, bu modeli Türkiye’de çalıştırmakla beraber yurt dışına da taşımak. 2020’de bir ülkeye daha gitmeyi planlıyoruz. Aslında kendimizi bir fintek projesi olarak da görüyoruz, start up fonu da toplamak istiyoruz. Başka bir ülkede de olalım ve böylece yabancı bir yatırımcı Türkiye’deki girişimlere ulaşabilsin istiyoruz. O zaman biz de başka ekosistemlerdeki girişimlere de bakacağız.

Peki Türkiye’ye yabancı yatırımcının ilgisi azaldı mı?
Girişimleri de aşamalandırmak lazım. Örneğin tohum aşamasında kesinlikle azaldı. Tohum, girişimin en riskli olduğu aşama. Yaşadığımız ekonomik dalgalanmaların etkisi var ama dünyada da dediğim gibi tohum aşama daha çok lokal olur. Ama ileri aşamada geldiklerini görüyoruz. Girişimin ayakları yere basmaya başladığında yabancı yatırımcı ülke riskinden bağımsız geliyor. Örneğin geçen aylarda Getir’e gelen 40 milyon dolarlık yatırım, bunun en önemli göstergesi oldu. Getir, lokal bazlı bir girişim olmasına rağmen yabancı yatırımcının ilgisini çekmeyi başardı.

Startupfon için hangi coğrafyaları düşünüyorsunuz?
İlk etapta Almanya ve İtalya’ya bakıyoruz. Bu iki ülke çok dikkatimizi çekiyor. Almanya gerçekten Avrupa’da bir hub olmaya başladı. Bizimki gibi hem meleği hem VC’yi hem de nitelikli yatırımcıyı bir yerde toplayan hibrit platform kısmında hala pazarda yer var. Almanya da Türk nüfusu da bizi iştahlandırıyor. İtalya’nın ise biraz daha ekosistemi bize benzediği için dikkatimizi çekiyor.

Bunların dışında bir de MENA ülkelerine bakıyoruz. MENA henüz daha bakir bir pazar olduğu için ilgi çekici. Orada da bir yatırımcı kitlesi olmasının yanı sıra ben nitelikli girişimciler de olduğunu görüyorum.

“Yüzde 30 çok başarılı oldu”
DAĞILIM NASIL?

Portföyümüzdeki 30 yatırıma baktığımızda yüzde 30’u iyi gidiyor. Ayakları yere basan, bir sonraki tura geçen girişimler. Yüzde 30’undan ise hala umudumuz var. Bazı KPI’ları yapsalar olacak gibi. Bunlar daha genç, 1-1,5 yıl önce yatırım yaptıklarımız. Diğer yüzde 30 da zombiye dönmüş durumda; Türkiye’de şirket faaliyetini sonlandırmak Avrupa ve Amerika’daki gibi kolay değil. Bir iş bir tasfiye sürecine girdiğinde bile 1 yıl sürüyor. Yasal varlığı devam ediyor ama girişim artık nefes almıyor.

YILDIZ GİRİŞİMLER
Yatırım yaptığımız girişimlerden çok güzel bir hikaye olmasına ve globale açılmasına rağmen Sinemia’nın sonu kötü bitti, faaliyetlerini sonlandırdılar. Voscreen çok iyi devam ediyor, dünyada 100 ülkeden 3,5 milyon kullanıcısı var. Buy Buddy, bizim umut beslediğimiz bir girişim, Almanya, Fransa ve İngiltere’de faaliyette. 11Sight 8, Pubinno 8-9 ülkeye açıldı. 30 girişime baktığınızda aralarında 5-6 tanesi bir sonraki tura geçmiş ve globale açılmış girişimler.

KAÇ YATIRIMCI ÜYENİZ VAR?
“Startupfon’un 535 yatırımcı üyesi var.”

KAÇ GİRİŞİME YATIRIM YAPACAKSINIZ?
“5 yılın sonunda 60 girişime yatırım yapacağız.”

Gülsüm Çıracı
Gülsüm Çıracı

“İYİ GİRİŞİMCİYE YATIRIM YAPILIR”
BAŞARIDA ETKEN
Yatırım kararında girişimcinin kendisi çok önemli bir etken. Başarısız olanlara baktığımızda, temel sebebin girişimci olduğunu görüyorum. Tabii ki pazar ve ekonomik koşullar da var ama bunların arasında çok azı dış etkenlerden dolayı batıyor. Büyük bir kısmı girişimcinin yanlış strateji kurması, motivasyonunu kaybetmesi, doğru adımlar atmaması, nakit akışını yönetememesi gibi tamamen kendisinden kaynaklanan nedenlerden oluyor. Başarılı olanlarda da yine girişimcinin tutkusu ve sebatı etkili oluyor.

PROJE NASIL OLMALI? Ürün kötü olsa da girişimci iyiyse yatırım yapılabilir. Çünkü iyi girişimci onu değiştiriyor, pivot ediyor, dönüştürüyor. Ama ürünü çok beğenseniz dahi girişimcisi kötüyse yatırım yapamazsınız. Çünkü o projeyi uluslararası arenada temsil edecek meziyetlere sahip değilse girişim yine ölüyor. Tabii girişimciye bakmak projeye hiç bakmamak anlamına gelmiyor. Dünyada böyle bir ihtiyacın olduğu bir proje mi, pazar var mı, rekabette para kazanabilir mi diye düşünüyorsunuz. Bir fon olarak bizim amacımız, günün sonunda bu işten para kazanmak.

1 Comment

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.