Bugüne kadar 18 şirkete yatırım yapan Revo Capital, ikinci fonunu yaratmak için çalışmalara başladı. Bu fon kurulduktan sonra Estonya’ya bir ofis açacaklarını belirten Revo Capital Yönetici Ortağı Cenk Bayrakdar, Doğu Avrupa’nın radarlarında olacağını söylüyor. Bu yıl yatırım yaptıkları iki şirketten de çıkış yapacaklarını açıklayan Bayrakdar, “Büyük grupların bizim yatırım yaptığımız ve çıkış yapacağımız şirketleri alması gerekiyor” diye konuşuyor.
FATOŞ BOZKUŞ [email protected]
Revo Capital, 2013 yılında Tahincioğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Tahincioğlu ve Cenk Bayrakdar iş birliği ile kuruldu. Türkiye’de iş dünyasının önemli isimlerinin yanı sıra EBRD ve IFC gibi kurumlarla Fiba Holding ve Yıldız Holding gibi Türkiye’nin büyük gruplarından da yatırım alan fonun bugün 28 yatırımcısı bulunuyor. Kuruluşundan bu yana 18 şirkete yatırım yapan Revo Capital, bu yıl üç şirkete daha yatırım yapmaya hazırlanıyor. Ancak fonun gündemindeki en önemli konu ise ikinci fonu oluşturmak. Bu yıl beş yıllık sürelerinin dolduğunu belirten Revo Capital Yönetici Ortağı Cenk Bayrakdar, yeni kurulacak fonla önceki fon gibi; B2B bulut, ödeme sistemleri, perakende ve reklam teknolojileri ile IoT alanlarının yanı sıra sağlık teknolojileri alanındaki girişimcilere yatırım yapacaklarını açıklıyor.
Şirket olarak ilk büyük exit’lerini de bu yıl içinde gerçekleştireceklerini açıklayan Bayrakdar, “Özellikle banka, telekom şirketleri ve innovasyon ile rekabet avantajı yakalamak isteyen sektör liderlerinin yatırım yaptığımız teknoloji şirketlerini alması gerekiyor” diye konuşuyor.
Revo Capital Yönetici Ortağı Cenk Bayrakdar ile fonun gelecek planlarının yanı sıra Türkiye’deki girişimci ve yatırımcı ekosisteminin durumunu konuştuk:
Hikayenin en başına, Revo Capital’in kuruluşuna gidersek, girişimcilere erken evre yatırım yapan bir girişim sermayesi şirketi kurmaya nasıl verdiniz?
Turkcell’de teknolojilerden sorumlu genel müdür yardımcılığı görevini sürdürürken o dönem şirket bünyesinde bir kurumsal girişim sermayesi şirketi kurmak istiyorduk. Hatta bu konuda eğitimler aldım. Fakat şirketin öncelikleri farklılaştığı için bunu bir türlü yapamadık. Bir yemekte yakın dostum Özcan Tahincioğlu ile birlikte Nezih Barut ve Münir Özkök’e fonu anlattım. Onlar da 15 milyon dolar taahhüt verdi. Ben de ertesi gün o dönem Turkcell’in CEO’su olan Süreyya Ciliv’e gidip ayrılmak istediğimi söyledim. Şirketten ayrılırken ekibimde yer alan iki kişiyi de yanıma alarak 2013’te Özcan Tahincioğlu ile birlikte Revo Capital’i kurduk. Tahincioğlu sayesinde, onun yatırımcı çevresiyle fonumuz hızla 30 milyon dolara ulaştı. İlk yatırım yaptığımız şirket olan Onedio ile ilgili bizimle görüşen Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), bizi tanıyınca 6 milyon dolarlık yatırım yaptı. Ardından IFC, 8 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştirdi. EBRD de yatırım miktarını 8 milyon dolara çıkardı. Sonra Fiba, Yıldız Holding gibi Türkiye’nin önemli büyük gruplarından da yatırım aldık. Bugün toplamda 28 yatırımcımız var.
Toplamda ne kadarlık büyüklükte bir fon oldunuz?
66 milyon dolar büyüklüğünde Türkiye odaklı bir fon haline geldik. Biz erken aşama yatırım yapıyoruz ve genellikle de teknoloji şirketleriyle ilgileniyoruz. Kendimize kuruluşumuz sırasında şu alanları belirledik: B2B bulut, ödeme sistemleri, perakende ve reklam teknolojileri ile IoT alanlarına yatırım yapıyoruz.
Bugüne kadar kaç şirkete yatırım yaptınız?
Bu yıl 4 şirkete yaptığımız yatırımla birlikte toplamda 18 şirkete yatırım gerçekleştirdik.
Bunların tamamı Türk şirketleri mi?
Mayıs ayına kadar öyleydi. Ama mayıs ayında yabancı bir şirkete yatırım yaptık. TransferGo isimli bu şirket, Litvanya’da kurulmuş ama daha sonra merkezini İngiltere’ye taşımış; ülkeler arası para transferi pazarında önemli bir oyuncu olmayı hedefliyor. Bu ay bu şirketin de Türkiye operasyonları hayata geçti. Ayrıca, ekim ayı içinde Zizoo isimli bir Berlin merkezli şirkete de yatırım yaptık. Bu şirket de DACH (Almanya, Avusturya ve İsviçre) bölgesine Akdeniz koylarında tekne kiralama charterlarının pazaryeri olarak hizmet veriyor. Bu şirketin de çok yakında Türkiye operasyonlarını açma planına destek olacağız.
Yatırım yapacak 18 şirketi seçerken kaç şirketi incelediniz ve ne kadarına teklifte bulundunuz?
3 bin 200 şirkete bakıp 18’sine yatırım yaptık. Bu arada 23’üne de teklifte bulunmuşuz.
5 yıldaki bu incelemeleriniz sırasında Türk girişimcilerine dair en önemli gözleminiz ne oldu?
Öncelikle yıllar içinde giderek artan girişimci sayısını oldukça pozitif değerlendiriyorum. Girişim kalitesinde de önemli bir gelişme söz konusu, ancak daha gidecek yolumuz var. Üniversitelerin bu süreçte gittikçe daha etkin bir rol oynadığını görmek de çok güzel.
Türkiye’de girişimciler özellikle hangi alanlarda şirket kuruyor? Geçmişe göre çeşitlilik arttı mı?
Eskiden oyun alanında çok girişim örnekleri vardı ama bir ara ilgi azalmıştı. Başarılı Gram Games exit’i ile o alanın tekrar canlanacağını düşünüyorum. Şu dönemde ana odak konuları; makine öğrenmesi, yapay zeka, blockchain ve fintek olarak öne çıkıyor.
Bu yıl içinde yeni yatırımlarınız olacak mı?
Evet, 2 şirkete daha yatırım yapmayı planlıyoruz. Bunlar müzik teknolojileri ve güvenlik sektörlerinde faaliyet gösteriyor. Biri yabancı şirket. Ancak 2019 birinci çeyrekte fonun yeni yatırım zamanı doluyor. Kalan üç yılda sadece mevcutlara yatırım yapabildiğimiz için şimdi ikinci fon kurma kararı aldık ve bu konuda çalışmalarımız başladı.
Fonun büyüklüğü ne olacak? Hangi alanlara yatırım yapılacak?
60-90 milyon Euro’luk bir fon olacak. İkinci fonda da ilk fona benzer alanlara yatırım yapacağız ama yeni bir yatırım alanımız var: Healt IT. Yatırımlarımızın yüzde 30- 35’ini de Doğu Avrupa’ya yapmak istiyoruz. Oradaki vaadimiz de “Gelin sizi Türkiye pazarına sokalım” olacak. Mevcut 2 yabancı yatırımımızda da bu değer teklifimiz çok etkili oldu.
Şu anda Türkiye’de para bulmak kolay olmasa gerek. Siz fon toplarken nasıl davranıyorsunuz?
Fon toplamayla ilgili temkinli davranıyoruz. Genellikle uluslararası büyük yatırımcılarla görüşmeye başladık. Bunlar bizim için kritik öneme sahip. Kurumsal bu yatırımcıların diğer yatırımcılara da bir güvence olacağını düşünüyoruz. Daha önce ilk iş insanları sonra uluslararası büyük yatırım gruplarıyla görüşmüştük. Şimdi tam tersini yapıyoruz. İkinci fonun kurulması ile Estonya’ya bir ofis açacağız. Hem İstanbul hem Estonya’daki ofislerden Doğu Avrupa yatırımlarımızı yönlendireceğiz.
İçinde bulunduğumuz dönemde Türkiye’ye yabancı yatırımcı ilgisi ne düzeyde?
Türkiye’de EIF, EBRD ve IFC dışında venture capital (risk sermayesi) olarak para yatıran yabancı yok. Türkiye, şu anda yatırımcıların listesinde. Alibaba yatırımı gibi iyi haberler gelmesi çok önemli. Çünkü ticaretin dönmesiyle ilgili durgunluk yaşanıyor. Türkiye’de faiz ve kur, şirketleri para harcamamaya ve kaygıya itiyor. Hızlı çıkarız umarım.
Türkiye’yi krizlere tepkisi açısından ufak bir bebeğe benzetiyorum. Bebek hastalandığında nasıl uykusu gelir ve durağanlaşır ama iyileştiğinde de koşturmaya başlarsa Türkiye de aynı… Türkiye’nin iyileşmesinin de hızlı olacağına inanıyorum.Tabii bu noktada istikrar önemli. Biz bu fonu kurduğumuzda dolar 1,9 TL idi; şimdi 6 TL. İyi bir exit yapabilmek için şirketi büyütmek gerekiyor.
Ancak bu durgunluk döneminin şöyle olumlu bir etkisi olduğunu da söylemem gerek: Eskiden start up girişimcileri, girişimlerinin öncelikli olarak Türkiye sınırlarında iş yapmasını istiyordu. Son dönemde herkesin hedefi global bir oyuncu haline gelmek. Halbuki yurt dışında girişimciler hep uluslararası şirket olma hedefiyle kuruluyor. Bu durgunluk bizi de benzer seviyeye getirdi.
Yatırımlarınızda 5 yılı doldurduğunuz şirketler var. Sizin exit yapma planınız var mı?
Bu yıl içinde iki yatırımımızdan tamamen çıkmayı konuşuyoruz. Bankalar ve holdingler sürekli inovasyon yarışması düzenliyor, ödül veriyorlar ve bitiyor. Ama burada bir yanlışlık var. Orada bitmemeli. O ürünleri kullanmalı, iş imkanı tanınmalı, hatta şirkete bizzat yatırım yapılmalı. Bunun için kurumsal girişim sermayesi şirketlerinin kurulması gerekiyor. Bu konuda yavaş da olsa bir hareket var. Ama biliyor musunuz ki Amerika’da exit’lerin yüzde 85’i stratejik yatırımcılar tarafından alınıyor. Özellikle banka, telekom şirketleri ve inovasyon ile rekabet avantajı yakalamak isteyen sektör liderlerinin yatırım yaptığımız teknoloji şirketlerini alması gerekiyor. Ama şirketler bunu içeride biz yaparız mantığıyla satın almaya yanaşmıyor.
“KURUCULAR ŞİRKETTE KALMALI”
GÜZEL ÖRNEKLER Kurucu ortakların şirketi sattıktan sonra melek yatırımcı olarak ya da girişim sermayesi şirketi kurarak sistemin içinde kalmalarını çok önemsiyorum. Nevzat Aydın, Melih Ödemiş ve GittiGidiyor’un kurucuları, bunun güzel örnekleri. Umarım Trendyol ve diğer exit yapan girişimciler için de bu durum söz konusu olur.
“PARA BULMAK ZORLAŞTI” Şu anda Türkiye’de para bulmak zorlaştı. Ama Türkiye son 5 yılda şunları becerdi: Bir kere artık 10-15 adet kurulmuş ya da kurulmakta olan VC var. Yatırım için başvurulacak yerler var. Hatta bu şirketlerin bazıları ikinci fonlarını kuruyor.
TEKNOLOJİ YATIRIMLARI Türkiye’de, Türkiye ile ilgilenen 64 private equity şirketi bulunuyor. Bunların teknoloji yatırımları az. Ama yavaş yavaş yapmaya başladılar. Bu trendin devam etmesini bekliyorum.
GİRİŞİMLERİN PERFORMANSI
Onedio: İlk aldığımız şirket. Yatırım yaptığımızda 800 bin ziyaretçisi vardı, geliri yoktu. Şu anda 28 milyon aylık tekil ziyaretçisi var. Geliri 20 milyon TL seviyesine geldi. Rusya’ya açıldı ve ülkede 9 milyon takipçisi var. Şimdi bölgede satın almayla büyüme hedefi var.
Paraşüt: Çok hızlı büyüyor. Türkiye’deki en başarılı SaaS. Yaklaşık 10 bin KOBİ müşterisi var. Her ay 600 yeni müşterisi oluyor. Şimdi Avrupa pazarını inceliyoruz.
8Digits: Pazarlama otomasyonu yapan bu şirketimizi Hollanda’ya açtık. Bu ajanslarla yakın çalışan bir şirket ve birçok global ajans merkezinin Hollanda olması bu kararda etkili oldu.
Foriba: Yatırım yaptığımızda geliri 13 milyon TL idi, bu yıl +60 milyon TL’ye koşuyor. Yurt dışı operasyonlarını İtalya’da kurdu, hedeflerini aşarak ilerliyor. Satın alma talepleri gelen bir şirket.
Cosa: Bu bir akıllı termostat. Normal standart bir evi, plazalar seviyesinde akıllı hale getiriyor. Doğal gaz faturasını yüzde 31 düşürüyor. Yurt dışına açmak için çalışıyoruz. Geçtiğimiz yıl cirosu 5 katına çıktı.
Neozeka: SaaS bazlı emlak değerleme girişimi. İpotek için gerekli değerleme süreci bunun üstünde yapılıyor. Endeksa.com diye ürün çıkardılar. Adresinizi giriyorsun, normal ederi, tok satıcı ederi ve agresif eder diye üç rakam çıkartıyorlar.
Cardtek: Türkiye’deki en büyük kartı altyapısı sağlayan şirket. 100 milyon TL cirosu var. Yurt dışı açılımını yapmak istiyoruz.
Peoplise: Türkiye’de çok hızlı büyüdüler. Online işe alım mülakatları yapan şirket. Şirketi Amerika ve Doğu Avrupa’ya açacağız.
Digiform: Türkiyedeki başarısını bulut platformu ile Amerika’ya taşıyor. Dokümanın resmini çekip ilgili her yeri akıllı olarak algılayıp sisteme otomatik girmesini sağlıyor. Bankalar, sigorta şirketleri kullanıyor.
V-count: Her yıl 2-2,5 kat dolar bazlı büyüyor. Yüzde 55 yurt dışında. Perakendede trafik analizi yapıyor.
Sinemia: Müşteri sayısı Türkiye ve Amerika’da 120 bini geçti. Herhangi bir kısıtlama olmaksızın sinemaya gitme üyeliği veriyor.
Logiwa: Amerika’ya götürdüğümüz bir şirket. 4 Amerika menşeili VC ile büyük bir yatırım turu yaptı. Amerikalılar Amerikan şirketi olmasını istedi. Amerika’daki ofis Türkiye’nin sahibi olacak.
TRANSFERGO: Yurt dışında yaptığımız yatırım. Küçük tutarları farklı ülkelere yollamanız için oluşturulmuş bir sistem. Litvanya şirketi. Bu ay Türkiye ofisi açıldı.
0 yorum