Bugün dünyanın dört bir yanında parlak fikirler hızla hayata geçiyor. Başarılı olanlar da yeni girişimlere ilham veriyor. Türkiye’deki birçok start up kurucusu da işte bu başarılı girişimleri kendilerine örnek alıyor. Bu örneklerin iş modelleri, kurdukları sistemleri, üye altyapıları girişimciler tarafından detaylarıyla analiz ediliyor. Dünyadan ilham alınarak yaratılan başarılı girişimlerin hikayelerini araştırdık. İşte o hikayeler…
Dünyada, özellikle Amerika’da hamile anneler, bebekleri doğmadan önce yakınları ve arkadaşlarıyla bir araya gelip “baby shower” adlı partiler düzenliyor. Son yıllarda bu Amerikan geleneği, Türkiye’de de hızla benimsenmeye başladı. Baby shower partilerinin temel amacı dostların, bebeğin ihtiyaçlarını el birliğiyle karşılayıp ailenin masrafını biraz olsun rahatlatmak. İşte bu yeni trend, Türkiye’de de yeni şirketlerin doğmasını sağlıyor. Bebegiminlistesi.com, bu şirketlerin ilk örneği. Bebegiminlistesi.com kurucusu Elif Ceylaner Aydemir, şirketi kurarken Amerika’daki babiesRUs ve ToysRUs şirketlerini örnek aldıklarını söylüyor. Aydemir, “Amerika’daki bu sistemi Türkiye’ye getirirken özellikle kadınlara sağladığı kolaylıkları çok beğenerek burada uygulamaya çalıştık” diyor.
İyzico CEO’su Barbaros Özbugutu, Klarna’nın iş kültüründen çok etkilenmiş.
Yine girişimci Veysel Berk de evebirilazim.com’u yaratırken Amerika’da 38 milyon dolar yatırım alarak en başarılı start up’lardan biri olan Homejoy’dan esinlendiğini söylüyor. Ne bebegiminlistesi.com ne evebirilazim. com yalnız değil. Türkiye’de hayata geçen pek çok start up’ın kurucusu, dünyadan beğendikleri işleri kendisine örnek aldı ve almaya devam ediyor. Start Up, dünyadan ilham alınarak yaratılan başarılı girişimlerin hikayelerini araştırdı.
KLARNA’NIN PROFESYONELLİĞİ
Dünyaca ünlü teknoloji dergisi Wired, her yıl İngiltere’de dünyanın farklı şehirlerindeki en gözde şirketleri açıklıyor. Geçtiğimiz aylarda yenilikçi ödeme sistemiyle öne çıkan İyzico, bu listede yer aldı ve İstanbul’un en gözde 10 start up’ı arasında gösterildi. İyzico CEO’su Barbaros Özbugutu, bu start up’a hayat vermeden önce pek çok global şirkette görev aldı. Bunların arasında kendisini en çok etkileyen ise Klarna oldu. İyzico, 5 bin kayıtlı üye işyerine ulaştı. Aktif üye sayısı 2014 başından itibaren yüzde 300 artan şirkette Özbugutu, “Her ay 100 yeni aktif üye işyerini sisteme dahil ediyoruz. İşlem hacmimiz 2014’te yüzde 1.500 oranında arttı. Toplam 21 kişilik bir ekibiz ve bunun 6’sı yazılımcı olarak Hindistan’da görev yapıyor” diyor. Özbugutu, etkilendiği Klarna’nın nelerini örnek aldığını ise şöyle açıklıyor: “İyzico’yu Tahsin Isin ile kurarken Klarna’da edindiğim deneyimlerden epeyce faydalandık. Dünya standartlarında profesyonelce iş yapabilmemizi, bu yaklaşımımız sağladı. Yenilikçi ödeme platformumuz ve fark yaratan teknoloji çözümlerimizde ise Stripe Technology örnek aldığımız şirket oldu. Klarna’da işe başlayan 180’inci kişi bendim ve 2,5 yıl sonra İyzico’yu kurmak adına Klarna’dan ayrıldığımda, şirketin kadrosunda 1.000’den fazla kişi vardı. Bu kadar kısa zaman içerisinde bu kadar büyümenin zorluğu bir yana, bu süreç içerisinde şirket kültürünüzü bozmadan yaşatmak ve ayakta tutmak büyük bir marifet. Çekirdek ekibi belirleyen kişilerin ne kadar önemli olduğunu gördüm. Bu noktada, İyzico ekibini sorumluluk taşımak isteyen kişilerden oluşturduk.”
EN GÜZEL ÖRNEK
Sosyologger, kullanıcıların sosyal medya üzerinde ne kadar etkin olduğunu ölçümleyen, bunu yaparken de kazandıran bir platform. 1 Mayıs’ta hayata geçti. 500 bin dolarlık yatırımla çıkış yapan platform, kullanıcıların sosyal medyada geçirdiği etkin süreyi, onlar için gerçek hayatta değere dönüştürerek pazara iddialı bir giriş yaptı. Sosyologger, Facebook, Twitter, Foursquare, Linkedın, Youtube ve Instagram hesaplarından herhangi biriyle kolayca üye olunabilen bir platform. Sistem, üye hesabıyla giriş yapar yapmaz kişilerin beğenileri, zevkleri ve ilgi alanlarına göre analiz yapıyor. Yapılan analizlerle birlikte kişiye özel teklifler sunuluyor. Bu teklifler, sosyal medyada paylaşıldıkça ne kadar etkin olunduğu Sosyologger tarafından ölçülüyor. Sosyologger Kurucu Ortağı Levent Gözener, bu işi kurarken kendisine Klout.com’u örnek aldıklarını söylüyor. Gözener, nedenlerini şöyle açıklıyor: “Sosyologger olarak sosyal medya dünyasında ‘influencer/etkin kişi’ pazarlama konusu üzerinde yoğunlaşmak istediğimiz için önümüzdeki en güzel örnek Klout.com örneğiydi. Ayrıca bir büyük veri projesi olması da çok ilgimizi çekmişti. Türkiye dijital medya piyasasının geleceği büyük veriye odaklanacak diye düşünüyorum. Klout.com’un aldığı yol ve sorunları çözme biçimiyle ilgili analizlerimiz, bizim için normalde uzun ve zorlu geçecek pek çok AR-GE çalışmasını hayata geçirmemizi kolaylaştırdı. Veri işleme, üyelik sistemleri, dev veri analiz modelleri, algoritmalar tüm bunlar aslında ortak çalışma prensipleri olan sistemler. Türkiye’ye özel olan ise yaşadığımız coğrafya ve bu coğrafyadaki insanların tüketim alışkanlıklarının farklılığı oldu. ”
DATA SİSTEMİ ETKİLEDİ
Annelutfen.com, internet kullanan neredeyse tüm annelere ve anne adaylarına ulaşmayı başarmış bir site. Şirketin kurucusu Roys Güreli, bu işe girmeden önce hangi müşteri problemini çözeceğine odaklanmış. Stanford’a giderken de amacının Türkiye’deki kadınların hayatını kolaylaştırmak olduğunu belirtiyor. Daha sonra dünyada problem çözen diğer şirketlerden ilham almış ve ortaya Annelutfen.com çıkmış. Güreli, yaşadığı süreci şöyle paylaşıyor: “Altı yıl önce ablamın çocuğu doğduğunda, küçük bir ihtiyacını karşılamak için bile en az 2 saat harcadığını gördüm. Büyük şehirlerde alışveriş yapmaya zaman bulamayan ailelere, Anadolu’da bebek ürünleri markalarını tanıyan ama alacak yer bulamayan veya dışarıya çıkamayan annelere servis sağlamak üzere Annelutfen’i kurmaya karar verdim.” Dünyada ailelerin bu ihtiyacına karşılık veren şirketlerden en büyüğü Amerika’da diapers.com, Almanya’da ise windeln.de. İlham aldığı şirketin Alman windeln.de olduğunu belirten Güreli, bu şirketin aynı zamanda yatırımcıları ve danışmanları olduğunu belirtiyor. Güreli, beğendiği sistemi şöyle anlatıyor: “Windeln.de müthiş bir data sistemi oluşturmuş. El değmeden ürün süreçlerini detaylı olarak takip edebiliyorlar. Bir ürünün eski satış datasına bakarak ne zaman ve kaç adette yeniden stoka alınması gerektiğini görüp otomatik olarak tedarikçiye sipariş verebiliyorlar. Müşterilerinin çocuklarının yaşlarını, alışveriş aşamasında toplayarak onlara çocukları belli bir yaşa gelmek üzereyken hangi ürünlere ihtiyaçlarının olacağını ve bu ürün gruplarından indirimde olanları e-posta ile sunabiliyorlar. Biz de bu sistemlerden ilham alıp Türkiye’deki ilk abonelik sistemini kurduk.”
AHMET BERKMAN
URBANSPINNERS KURUCU ORTAĞI
“CYCLE HOUSE’LA LOS ANGELES’TA KARŞILAŞTIM”
TUTKUNU OLDU UrbanSpinners’ı kurarken Los Angeles’ta 2010 yılında kurulmuş olan Cycle House’u örnek aldım. Cycle House, yaklaşık 4 yıl önce tamamen IndoorCycling’e yönelik bir spor stüdyosu olarak kurulmuştu. Günün belirli saatlerinde bölgenin en iyi hocalarının ders verdiği bir spinning stüdyosu. Üyelik sistemi olmadan istediğiniz kadar girip çıkma özgürlüğünü paket satın alma sistemiyle kullanıcıya sağladıkları bir sisteme sahip. Bisiklet tutkunu olarak tabii ki denedim ve tüm seyahatim boyunca 9 gün içinde tam 8 kere gittiğimi fark ettim.
ÜYELİK ZORUNLULUĞU YOK Üyelik zorunluluğu olmaması, ulaşılabilir olması, giden insanlarla kurulan arkadaşlıklar, samimiyet ve topluluk hissi beni çok etkiledi. Gelişen Türkiye fitness pazarına, bu modeli entegre etmenin doğru ve iyi bir fikir olduğu kanısına vardım. Böylece UrbanSpinners’ı kurdum. UrbanSpinners, 45 bisikletten oluşan bir indoor spinning salonu. En önemli ve bizi öne çıkaran özelliğimiz, özel bir alanda hizmet vermemiz ve hedefe odaklı bir kitleye hitap etmemiz.
ULAŞILABİLİR FİYAT UrbanSpinners’ı Maslak’ta 650 metrekarelik bir alanda kurduk ve hedef kitlemizi 21-60 yaş arası orta ve üst düzey yöneticiler olarak tanımlıyoruz. 45 dakikalık derslerimizin ücreti 35 TL. UrbanSpinners, sadece spinning’e özel ilk mekan. Ayrıca iOS, Android ve Windows marketlerden indirilebiliyorsunuz.
Annelutfen.com’un kurucusu Roys Güreli, Alman windeln. de’nin data sistemine hayran.
İNGİLTERE’DE FARK ETTİ
GastroClub, Türkiye’nin ilk ve tek yeme-içme kulübü. GastroClub Türkiye’nin kurucu ortağı Çağlar Karataş, bu siteyi kurarken uzun yıllar yaşadığı İngiltere’deki Gourmet Society ve TasteCard adlı yeme-içme kulüplerinden esinlendi. Karataş, Türkiye’de bir benzerlerinin olmadığını belirtirken şöyle devam ediyor: “İngiltere’de yeme-içme kulüpleri on binlerce restoranın içinde olduğu, milyon sterlinlik bir sektör. Bu sektörde de birden fazla oyuncu var. Türkiye’de şirketi kurmadan önce kendimize burada bu tür bir tüketici ihtiyacı olup olmadığı sorusunu sorduk, varsa da ihtiyacın büyüklüğünü ölçmeye çalıştık.” Karataş, ancak büyük bir ihtiyacı karşılayabilen bir marka olabilirlerse başarılı olacaklarını düşündüklerini belirtiyor ve İngiliz Gourmet Society ile TasteCard’ın nelerini örnek aldıklarını şöyle aktarıyor: “14 yıl Londra’da üyesi olduğum ve kullandığım hizmetlerdi. Kulüplerin, artılarıyla eksilerini de müşteri perspektifinde nelerin olması, nelerin olmaması gerektiğini de yaşayarak deneyimlemiştim. Türk tüketicisinin satın alma davranışı İngiltere’dekinden çok farklıydı. GastroClub, İngiltere’deki muadillerine kıyasla Türkiye’de daha üst gelir düzeyine sahip segmente hitap eden bir yeme içme kulübü oldu. İkinci büyük revizyon ise restoran tarafında oldu. GastroClub üyeleri Türkiye’deki partner restoranlarda İngiltere’deki muadillerine kıyasla daha az indirime sahip. Bunun nedeni, Türkiye restoran sektöründeki kâr marjlarının yurtdışı örneklerine göre daha aşağıda olması yatıyor. Gelir modelimizi bunu da göz önüne alarak yarattık. Türkiye’de 600’ü aşan partner restoranlarımızla aramızda hiçbir üyelik aidatı yok. Böylece 2 yıl içinde 6 ilde, 600’den fazla partner restoranı ve 10 bini aşan üyesi olan bir yeme içme kulübüne dönüştük.”
GastroClub Kurucu Ortağı
Çağlar Karataş, İngiltere’deki kulüplerden esinlenmiş.
CENK SOYAK
ALOTECH CEO’SU
“ÖRNEK ALDIKLARIMIZI GEÇTİK”
BULUT SANTRAL AloTech, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin KOSGEB’e bağlı Teknoloji Geliştirme Merkezi’nde, ileri düzeyde iletişim teknolojileri geliştirmek amacıyla kuruldu. Şu anda İstanbul’da 2, İngiltere’de 1 olmak üzere toplam 3 ofisimiz var. Çağrı merkezi ve bulut santral alanında, dünyanın ve özellikle ABD’nin bulut sistemlerine doğru yönelmesi bizim de bu platformu tamamen bulut tabanlı bir yapıyla geliştirmeye başlamamıza yol açtı.
DAHA İLERİDEYİZ AloTech bu kararı verdiğinde, belli başlı bulut tedarikçileri Five9, Contactual, New Voice Media ve EchoPass bizim geliştirmeye başladığımız mimariyle değil, geleneksel “hosted” bulut çözümleri ile geliştirmelerini yapıyorlardı. Ürünü direkt bulut üzerinde geliştirmeye başlayarak onların da bir adım ilerisindeki bir teknolojiye yatırım yapmış olduk.
FIRSAT KAPISI Öncü bulut çağrı merkezi ve bulut santral şirketlerinin teknolojilerinden ziyade müşteriye gitme ve hızlı büyüme modellerini uygulamaya çalıştık. Bizim için dönüm noktası, Türkiye dışında ilk defa İngiltere ve İsveç’te kullanıma alacağımız müşterilerimizin ortaya çıkması ve böylelikle yurtdışı operasyonlar için de bir fırsat kapısının açılmış olması.
TÜRKİYE’DE TEK Şu anda dünyada çok az şirket, Türkiye’de de sadece AloTech, 1 gün içinde müşteri lokasyonuna gitmeden ve müşteriyi görmeden, herhangi bir donanım, yazılım, bakım ve teknik personel ihtiyacı olmadan, web üzerinden 1.000 kişinin üzerinde bir çağrı merkezini devreye alabilecek teknolojiye sahip.
İLHAMLA YARATILDI
İsteyasam.com’un kurucularından Merve Can, İsteyasam. com’u kurarken yeni nesil bir kariyer sitesi yaratmayı hedeflediklerini söylüyor. Türkiye ya da dünyadan birebir etkilendikleri bir şirketten ziyade birçok iş fikri ve şirketin yarattığı katma değerden ilham aldıklarını belirtiyor. Ciceksepeti.com, Can’ın örnek aldığı şirketlerden biri. Can, bireylere kolayca çiçek siparişi verebilme imkanı sağlayıp “one-stop shop” imkanı sunduğu için bu şirketten ilham aldıklarını ifade ediyor. Google’dan da esinlendiklerini açıklayan Can, şöyle devam ediyor: “Google dünyanın tüm datasını bir kaynakta toplama misyonunu güdüyor. Aslında bizim amacımız da kariyer odaklı çalışanların ve yeni mezunların, kariyerleri adına tek bir mecrada birçok bilgiyi bulup paylaşabilmesi. Onlara kaliteli ve profillerine uygun kariyer tavsiyeleri yazıyoruz. Merak ettikleri şirketlerin iç dünyalarını fotoğraf ve videolarla yansıtıyoruz. Fotoğraf ve video kullanımının artması Instagram ve Vine’ın da hızlandırdığı bir süreç, bu da ilham aldığımız bir nokta.” Can, Instagram, WhatsApp gibi çok kullanılan uygulamalardan da ilham aldığını söylüyor ve devam ediyor: “Andy Warhol’un dediği gibi bir gün herkes, 15 dakikalığına ünlü olacak. Facebook’un ana sayfasında arkadaşlarımızdan derlenen haberler de buna hizmet ediyor. Şirket ortam fotoğraflarının yanı sıra çalışanların da 1-2 dakikalık videolarına ve çeşitli fotoğraflarına yer veriyoruz. Böylece hem çalışanlar şirketleri tarafından işveren markası yüzleri yapılıyor hem o şirketleri merak edenler samimi videoları izliyor.”
AHMET BAŞARAN
INOMERA KURUCU ORTAĞI
“ONLAR NASIL YAPIYOR DİYE MERAK EDİYORUZ”
3 PROJE GELİŞTİRDİ Inomera, 2008 yılında yenilikçi yazılım ürünleri geliştirmek ve başta telekom ve mobil internet sektörleri olmak üzere yurtdışı ve yurtiçi pazarlara sunmak amacıyla kuruldu. Boğaziçi ve İstanbul Teknik üniversitelerinde mühendislik eğitimi alan Kaan Bingöl ve Ahmet Başaran tarafından kurulan şirket, bugüne kadar üç proje geliştirdi.
YENİLİKÇİ YAZILIMLAR Projelerden ikisi bulut bilişim, mobil uygulamalar ve servisler alanında. Üçüncü proje ise bir mobil e-ticaret uygulaması. Çözüm, iPhone, iPad, Android, Blackberry, Nokia gibi tüm akıllı telefon ve mobil cihazlardan e-ticaret yapılmasını sağlıyor. Migros ve Turkcell gibi Türkiye’nin önde gelen perakendecileri ve operatörleri tarafından kullanılıyor.
ÜRÜN KALİTESİ ETKİLEYİCİ Şirketin kurucularından Ahmet Başaran, hangi şirketleri örnek aldıklarını şöyle anlatıyor: “Stripe, Parse, Twilio gibi şirketlerin ürün konumlama, geliştirme ve kalitesi çok iyi. Arkasındaki şirket ya da organizasyondan çok ürün kalitesi benim için etkileyici. Biz de Inomera olarak bu şirketlerin kalitesinde ürün geliştirebilmek için gayret ediyoruz.
SAAS MODELİ ORTAK Bu şirketlerin ürünlerini SaaS olarak sunuyor olması bizimle benzeşiyor. Bu modelde başarılı olmaları nedeniyle dikkatimizi çekmişlerdi. Çok sayıda kullanıcıya ulaşıyorlar. Açıkçası birçok noktada, onlar nasıl yapıyor diye merak edip sitelerini inceliyoruz. Sadece bu şirketler değil, SaaS hizmeti sunan ve benzer müşteri kitlesine sahip çok sayıda şirketi inceleyerek bulut tabanlı platform olan Netmera adlı ürünü pazara sunduk. Türkiye pazarında oldukça ciddi bir kullanıma ulaştık, şimdi de İngiltere üzerinden uluslararası pazarlama faaliyetlerini yürütüyoruz.
Son dönemin en büyük başarısı hiç kuşkusuz Getir’in son yatırım turunda ulaştığı değerlemeyle bir unicorn olması ve hızla yurt dışına açılması oldu. Nilüfer Gözütok Ünal Her ne kadar pandemi...
Copyright © 2014 Start Up Dergisi.
Çerez Seçimini Sıfırla
0 yorum