“Lokal zorluğu olan modeller seçilebilir”


Hasan Aslanoba

Hasan Aslanoba

En büyük hata, yeterince AR-GE yapılmıyor olması. Etraflarında gördükleri şeylere ya da sık kullandıkları alanlara odaklanıyorlar. Halbuki yapmaları gereken şey dünyayı izlemek olmalı.

1- Hangi alanlarda, nasıl girişimlere ihtiyacımız var?
Dijital ekonomiye geçişte, özellikle B2B’de fazlasıyla fırsat olduğunu düşünüyorum. Bunlar, henüz dokunulmamış alanlar. Buralarda bulut çözümler, endüstrileri birbiriyle rahatlıkla konuşturabilecek platformların ve pazaryerlerinin oluşturulması önem taşıyor. “Long tail” dediğimiz alana, uzanmanın çok değerli olacağını düşünüyorum. Bunun dışında hala tekstil şirketlerinin dijital ekonomiye dönük, tamamen online markalar yaratmalarının değer getireceğini düşünüyorum. Bu şirketlerin, halihazırda bulunan ekiplerinin dışında, sadece online platform için çalışan farklı ekipler de oluşturması gerekiyor. Dijital ekonomi konusunda tecrübeli ekiplerle çalışmaları daha doğru olacaktır. Bu alanlarda büyük fırsatlar görüyorum.

Aynı zamanda “End to End” dediğimiz, uçtan uca katma değerli çözümlerin faydalı olacağını düşünüyorum. Örneğin, gayrimenkul ve araç alanında sadece listeme yaparak değil, teknolojiyi kullanarak emlakçılık, galericilik yapmak gibi uçtan uca katma değerli servisler sunarak önemli değerler yakalanabileceğine inanıyorum.

Bunların dışında yemek alanında, hala ciddi inovasyon imkanları mevcut. Bu alanda Yemeksepeti.com gibi büyük bir oyuncu var, ancak yeni oluşumlar taklit etmek yerine farklı oyun planlarıyla hareket ederse başarılı olabilir.

2- Siz hangi iş modelleriyle ilgileniyorsunuz?
Bir girişimci olsam gıda start up’ları ve B2B pazaryerlerini değerlendirirdim. Büyük ekonomisi olan alanlarda videolarla, yazarlarla, blog yazıları ve yorumlarla içeriği kuvvetlendirilmiş sitelerin değer bulacağına inanıyorum. Bu tür alanlarda içerik anlamında fırsatlar olduğunu düşünüyorum. Gıda start up’larının çok değişik modelleri var. Biz Tazedirekt.com ve ikinci tur yatırım yaptığımız Onlinemarket.com ile online süper market alanındayız. Tazedirekt’te girişimciyim, Onlinemarket’te yatırımcı. Bu iki girişim, iş modeli olarak birbirlerinden farklı, rakip değiller. Onlinemarket.com, bir saat içinde teslimat gibi bir kolaylık sunuyor. Şehrin çeşitli merkezlerine konuşlandırdığı depolar var ve daha az çeşit ürüne sahip. Tazedirekt.com ise çeşidi daha fazla, daha düşük fiyatlı ürünler sunuyor, ancak teslimat süresi 1 gün. Hipermarket gibi toplu alışveriş yapabileceğiniz bir modelde hizmet veriyor.

Onlinemarket aynı zamanda Mealbox markasını da yarattı. Sadece ev yemeği üzerine oluşturulmuş bu girişimde, bir ailenin sofraya koyabileceği yemekler olacak. Mealbox’ta bir şeyler yakalayacağımıza inandığımız için hızlı bir şekilde ölçeklendirme kararı aldık. Haziran sonuna kadar 5 bölgede küçük cep depolarımız olacak. Onlinemarket ve Mealbox’taki tecrübelerimiz, Tazedirekt açısından da önemli. İleride Tazedirekt.com, Mealbox’ın yemeklerinin üreticisi olabilir.

“Büyük ekonomisi olan alanlarda, videolarla, yazılarla ve yorumlarla içeriği kuvvetlendirilmiş sitelerin değer bulacağına inanıyorum.”

lokal13- Kaç yatırım teklifi alıyorsunuz ve bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Her gün ortalama 10 proje teklifi geliyor. Tüm gelen projeler önce Aslanoba Capital’in kurucu partneri olarak Cankut Durgun’un filtresinden geçiyor. Konuyla ilgileniyor. Gerçekten değerli olduğuna inandığımız projeler üzerine toplantı yapıyoruz. Bu projelerden bazıları, hızlı bir şekilde elenebiliyor. Kişinin yazdığı mailden bile çok iyi bir girişimci olmadığını anlayabiliyoruz. Öncelikli kriterimiz ekibin niteliği. Kaliteli, tecrübeli, iyi bir geçmişi olan ekiplere daha sıcak bakıyoruz. Bu iş ekip işi, ekibe yatırım yapıyorsunuz. İkinci olarak da işin, çok büyük pazarda çok büyük bir müşteri problemini çözüyor olması gerekiyor. Olumsuz cevap verme nedenlerimizin en önemlisi de ekibi beğenmememiz. Bazen niş bir alan hedeflenmiş oluyor. Bazen de projenin bir farklılığı olmuyor. Ya da bizim zaten yatırım yaptığımız bir alanda projeler geliyor. Bu çok sık rastlanan bir şey oldu, çünkü birçok alana yatırım yaptık. Tahmin ediyorum, genel olarak hemen herkesin tanıdığı, bildiği, kuvvetli, en az 10 marka çıkaracağız. BiTaksi’yi şu an duymayan kalmadı. Düğün.com, düğün yapacak olanların kesinlikle bakmadan geçemeyeceği, hızla büyüyen bir işimiz. Metrekare, gayrimenkul listeleme alanında büyük potansiyeli olan bir girişim. Taşıt.com, Hemenkiralık.com gibi girişimler de iyi gidiyor. Büyük markaları ortaya çıkarabileceğimize inanıyorum.

4- Ekip toplanırken nelere dikkat etmeli?
Akıllı ve yetenekli arkadaşlar, yine akıllı ve yetenekli arkadaşları çekebiliyor. Ekiplerin 2 ya da 3 kişiden oluşması gerektiğini düşünüyorum. Bence 1 kişi çok az, 4 kişi çok fazla. Bu ekibin içerisinde mutlaka BT yeteneği çok yüksek biri olmalı. Bir kişi de iş ve pazarlama kısmında yetenekli olmalı. Operasyonel yükler getiren işler varsa bir kişi de işin operasyonel tarafını almalı. Genelde iş geliştirme tarafı, CEO tarafından götürülüyor. Ekibin bir lideri de olmalı. Ama bu lider baskıcı olmamalı, ekibini dinlemeli. Ülkü birliği sağlanmalı. Ama çok farklı görüşler varsa günün sonunda bir kişinin karar alması gerekiyor.

5- Hangi kritik unsurlar göz ardı ediliyor? Nerede hata yapılıyor?
En büyük hata, yeterince AR-GE yapılmıyor olması. Etraflarında gördükleri şeylere ya da sık kullandıkları alanlara odaklanıyorlar. Türkiye’den çıkan bir Facebook olma hayalleri taşıyorlar. Halbuki yapmaları gereken şey dünyayı izlemek olmalı. Gerçekten gelişmiş pazarlarda, en büyük değerleri hangi iş modelleri yaratmış buna bakmalılar. Bu iş modelleri arasında lokal zorluğu olanları tercih etmeliler. Sizin dünya devi olan, zaten tüm dünyada ölçeklendirilebilmiş işleri aşmanız çok zor. O alanlar artık ele geçirilmiş. Sizin yapmanız gereken şey, dünyada çok başarılı olmuş, ancak lokal zorlukları olan işleri araştırmak. O dünya devlerinin Türkiye’de ölçeklendirmesinde zorlukları olan, Türkiye pazarı içinde yeterince büyük olan alanlara yönelmelisiniz. Kendi girişimim olan Webnak’tan örnek vereyim. Henüz bir başarı hikayesi yok ama çok inandığım bir proje. Biz burada kamyoncu esnafıyla KOBİ’leri bir araya getiriyoruz. B2B pazaryeri oluşturuyoruz. Basit bir e-ihale modeliyle arz ve talebi buluşturuyoruz. Amerika’da Uship var, fakat bu model tüm ülkelere ölçeklenemez. Çünkü tüm ülkelerde nakliye sektörü farklılık gösterir.

6- Fikir aşamasında nasıl bir araştırma sürecinden geçmek gerekiyor?
Çok zaman harcamalı. En az 6 ay sürekli araştırmak gerekiyor. Akla gelen ilk işi yapmak doğru bir şey değil. Araştırmalar, gözlemlerle harmanlanmalı. Türkiye’ye değil gelişmiş ülkelere bakılması gerekiyor. Amerika, İngiltere gibi gelişmiş pazarlara ya da İtalya, İspanya gibi Türkiye’ye biraz daha benzeyen Avrupa ülkelerine bakılabilir. Neler öne çıkmış, neler değer kazanmış bunların yakalanması gerekiyor. Bunlar hakkındaki bilgilere ulaşmak çok kolay; internette bunlarla ilgili birçok makale var. Araştırmalarını kendi gözlemleriyle buluşturması gerekiyor.

lokal27- Başarısızlığın nedenleri nedir? Battıktan sonra nasıl bir strateji izlemeli?
Türkiye’de en büyük neden para, yani yatırımcı bulamamak. Girişimcilerin, çok hızlı bir şekilde işi ölçeklendirmesi gerekiyor ki yatırımcı çekebilsinler. Ancak Türkiye’de başarısızlık oranının çok yüksek olmasının temel nedeni, yeterince sermayenin olmamasıdır. Eminim ki pek çok girişim, yeterli sermayeyle buluşamadığı için başarısız oluyor. Para çok kıt kaynak olduğu için başarısız olan bir girişimci ikinci bir şansı yakalayamayabilir. Aslında yurtdışında başarısız olanlara tecrübeli deniyor ve tekrar kaynak da bulabiliyorlar. Ama Türkiye’de başarısız olan bir şey değerini kaybedebiliyor. Türkiye’de başarısız olmalarını çok tavsiye etmem. Bir daha o şansı yakalayamayabilirler.

Yatırımcılar olarak biz bir piyango bileti alıyoruz. Çıkarsa çok büyük servet kazanıyoruz, çıkmadığı zaman hiçbir şey almıyoruz, şirket kapanıyor. Bizim şimdiye kadar bir tek batan yatırımımız, Tablet Seminerler projesi oldu. Ancak batacak olan, bir yere gitmeyeceğini gördüğüm 3-4 tane daha var. Genelde başarısız olanlar erken aşama, fikir aşamasındaki projeler oluyor. Ancak 44 yatırımım arasında daha fazla para koyduklarım genelde ivmelenmiş şirketler. Bunlar daha az riskli ve geç aşama yatırım olduğu için daha fazla para yatırdım. O yüzden, yatırımlarımın yarısı bile batsa, batanların büyük bir kısmı benim parayı daha az koyduğum yatırımlar olacak. Paranın önemli bir kısmı yaşayacak olan yatırımlarda görünüyor. Yatırım bulunduktan sonrası için ise başarısızlık nedeni, tüketiciye odaklanmadan ürün odaklı düşünmek ve AR-GE yapmamak oluyor. Ekosistemde gerçekten fikirlerine güvendiğiniz kişilerden görüş almanız lazım. Şeffaf olmaktan kaçınılmamalı. Fikrimi başkası çalar gibi düşünceler anlamlı değil. Fikrin değeri 1 dolar, önemli olan yapabilmek.

lokal38- Çıkış stratejiniz var mı?
“Biz yapalım, satalım, cebimize birkaç milyon dolar koyup çalışmayalım” düşüncesindeyse o zaman yapacak bir şey yok. Onları motive etmek, bak bu şirket büyüyecek erken çıkmayalım demek çok zor. Bazı alanların çıkışı (exit’i) olmadığı için onların yatırımcı geleceği de zor oluyor. Çıkışı olmadığı için yatırımcı gelmiyor, bu sefer proje büyüyemiyor. Halbuki Türkiye’de bazı alanlar tam dünyadaki modellerin aynısı olmayabilir. Yabancı bir stratejik girişim değil de Türkiye’ye has bir girişim olabilir. Çıkış kolay olmaz diye bir projeye yatırım yapmamak bence çok doğru değil. Duruma bakmak lazım. Mesela Simit Sarayı bunun için güzel bir örnek. Türkiye şartlarına uygun inovatif iş modelleri de olabilir. Ancak genelde Amerika’da iş modelleri ortaya çıkıyor, Avrupa’ya geliyor ve sonra biz oradan alıyoruz.

9- Volt nasıl bir yatırım?
Volt, İstanbul merkezli bir araba-yolculuk paylaşım uygulaması. Dünyada BlaBlaCar gibi başarılı örnekleri var. Aynı zamanda sosyal etkisi olan bir iş. İstanbul’daki trafik sorununa bir nebze de olsa katkısı olacağını düşünüyorum. İnsanlar arabalarını paylaşarak gereksiz araç yükü oluşturmayacak. Diyelim, aynı lokasyonda oturan insanlar aynı yere gidiyor. Herkes bir arabayla çıkacağına 3-4 kişi, bir kişinin arabasıyla gidiyor. Masrafı paylaşıyorlar. Volt’un ilk yatırımcısı Çiçeksepeti’nin kurucusu Emre Aydın. Şimdi de biz Alp Saul ile birlikte bu işe yatırım yaptık.

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.