Yeni girişimcilerin sorunlarının başında finansman geliyor. Öncelikle dışarıya yapılan para ödemelerini en aza indirmeleri faydalı olacaktır. Yazılım konusunu da içeride halletmeliler.
Hasan ASLANOBA [email protected]
1- Bilindiği gibi yeni girişimcilerin en büyük sıkıntısı yeterli sermayeye sahip olmamaları. Sermaye sıkıntısı çeken yeni girişimcilere, ellerindeki parayı yetirebilmeleri için önerebileceğiniz kemer sıkma politikaları var mı?
Finansman sıkıntıları, her alanda görülen genel bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Yeni girişimciler için de en büyük sorunların başında finansmanın geldiğini biliyoruz. Bu konuda girişimcilere şunları tavsiye edebilirim: Öncelikle dışarıya yapılan para ödemelerini en aza indirmeleri faydalı olacaktır. Yazılım konusunu da içeride halletmeleri gerekiyor. Bunun dışında ücret almadan destek olabilecek mentorlar bulmak, yatırımcıları ikna etmek önemli. Ekip konusunun her zaman girişim için kritik etmenler arasında olduğunu söylüyoruz. Bununla beraber iyi bir ekibin maaşları da yüksek olacaktır. Bu noktada ekibe, yüksek maaşlar yerine hisse opsiyonları verilerek çalışanların motivasyonu sağlanmalı. TÜBİTAK, KOSGEB gibi kamu kuruluşlarının desteklerini almak için de uğraş vermeliler. Çok zorda kalınırsa geçici projelerde yer alarak şirkete ek gelir elde ekmeye çalışabilirler.
2- Hep girişimcilerin yatırımcı ararken neler yapması gerektiğini konuşuyoruz. Peki yatırımcı arayan bir girişimcinin yapmaktan veya söylemekten kaçınması gereken şeyler nedir? 5 maddede özetleyebilir misiniz?
Girişimci, yatırımcının karşısında kafasında çok sayıda ve sadece fikir aşamasında olan projelerden bahsetmekten kaçınmalıdır. Çünkü bu projelerin hiçbiri tutmuş olmuyor ve projelerin bir odağı yok. Bu tip fikirler yatırımcıyı cezbetmiyor. Yazılım geliştirmenin şirket dışında yapıldığını söylemesi de olumsuz bir etmen. Çünkü şirketin kurucularından en az birinin çok iyi bir yazılımcı olmasında büyük fayda olduğunu düşünüyorum. Hiç olmazsa hisse opsiyonlarıyla şirkete bağlanmış bir CTO olması gerekiyor. Şu anda bir şirkette çalıştığını, eğer yatırım alırsa ve iş tutarsa şirketten ayrılacağını söylemesi, işine olan inancının zayıf olduğu izlenimi veriyor. Start up işleri gece gündüz çalışmayı gerektirir. İki işin bir arada yürütülmesi olmaz. 2-3 yıl içinde erken çıkış isteyen girişimcilere çok fazla olumlu bakamıyoruz. Çünkü biz yatırımcılar, bir girişimin 5-6 yıl çok yoğun çalışıp en az 100 milyon dolar değerine çıkarabilme ihtimaline yatırım yapmak istiyoruz. Kendisine ve diğer kuruculara maaş olarak, kurumsal şirketlere benzer bir maaş düşündüğünü söylemesi de yatırımcıyı olumsuz etkiliyor. Çünkü biz, kurucuların aldıklarını en tasarruflu şekilde kullanmalarını ve öncelikle işlerine harcamalarını bekliyoruz.
3- Küçük girişimlere dev rakiplerini yenebilmeleri için ne önerirsiniz?
Dev rakibiniz de teknolojinin avantajlarını iyi kullanan bir iş modeline sahipse rakibinizi çok daha fazla dikkate almalısınız. Bu durumda girişimcilerin, iş modelinin aynısını taklit etmemelerini öneriyorum. Dev bir rakibi kendi oyununda yenemezsiniz. Bunun yerine başka bir oyun planı kurgulamak gerekiyor. Yani, müşteriye sunulan değeri olabildiğince farklılaştırmalısınız. Odaklandığınız bu farklı alan, dev rakibin kendi ana işini bozmamak için kolayca giremeyeceği bir alan olmalı. Eğer dev rakip teknolojiden uzaksa ve kolayca dönüşemezse işiniz çok daha kolay… Teknolojik üstünlüğünüzle direkt ana pazarlarına saldırabilirsiniz. Çünkü start up’lar hızları, verimlilikleri ve esneklikleri sayesinde en büyük rakiplerle bile boy ölçüşebilme potansiyeline sahip olabiliyor.
4- İnternet ve mobil girişimcilerinin kendilerini geliştirebilmeleri için tavsiye edeceğiniz kitaplar var mı?
Yeni iş modellerinde çok fazla seçenek var. Girişimciler kendi ilgi duydukları alanda bir iş modeli geliştirebiliyor. Aslında start up’ların belirli sektörlerde sıkışıp kalmadıklarını, girilecek, fark yaratılacak pek çok alan olduğunu düşünüyorum. Girişimcilik ilgi ve araştırma gerektiren bir iş. Bu yüzden belirli bir kitap adı vermek istemem. Hangi alana ilgi duyuyorlarsa o alandaki becerilerini geliştirmeliler. İlgi duydukları konulardaki başarılı insanların hikayelerini okuyabilirler. Bu kitapları okumak elbette önemli. Ancak eski kitapların yanında teknoloji blog’larını okumaları ve videoları izlemeleri de kendilerini geliştirmeleri için çok faydalı. Girişimcilerin yenilikleri çok hızlı takip etmeleri, güncel kalmaları gerekiyor. Bu sayede iş fikirlerini geliştirebilir, yeni fikirler üretebilirler.
5- Türkiye’den global bir start up’ın çıkacağına inanıyor musunuz? Bu konuda özellikle hangi alandaki start up’ların şansı olduğunu düşünüyorsunuz?
Elbette Türkiye’den global bir başarıya ulaşabilecek start up’ların çıkabileceğini düşünüyorum. Yalnızca bunun için biraz zamana ihtiyaç var. Ancak şunu unutmamak lazım, Türkiye’de işe başlamış ve global bir hedefi olan start up’ların Türkiye’deki imkanlarla globalde büyümelerinde zorluklar var. Çünkü global bir projeyi taşıyabilecek deneyimli kadrolar burada henüz yeterli sayıda değil. Daha önemlisi, global bir projeyi yıllarca destekleyebilecek bir yatırımcı ekosistemimiz bulunmuyor. Bu nedenle global hedef taşıyanların, lokal pazarda belli bir başarı yakaladıktan sonra Silikon Vadisi’nin yatırımcılarına ve ekiplerine ulaşmasını tavsiye ediyorum. Türkiye’nin kuvvetli tekstil ve konfeksiyon üretim altyapısından dolayı en büyük başarıyı e-ticaret alanında, özellikle tekstil ve konfeksiyonda yakalayacağımızı düşünüyorum.
6- Mobil alanda fark yaratmak için bir girişimcinin ne yapması,nelere odaklanması gerekiyor. Mobilde de internette olduğu gibi e-ticarette büyük oyuncular oluştuğu için fazla fırsat yokmu? Ne düşünüyorsunuz?
Sadece mobil ticaret,teknolojiye aşina olmuş dev şirketleri oyunda yenmek için yeterli değildir.Sonuçta,bu devlerde hemen kendi uygulamalarını çıkartabiliyor ve gelişmelere hızlıca adapte olabiliyorlar. İnternet tecrübesi olan şirketler,genellikle mobilde de başarılı oluyor. Gittigidiyor,Trendyol,Morhipo gibi e-ticaretin dev oyuncularını bu noktada örnek verebiliriz.Bu şirketler,mobil devrimi hemen fark etti ve kendilerini bu alanda geliştirdi.Ancak mobil bazlı iş modelleri kesinlikle m-ticaret ile sınırlı değil.Henüz hiç girilmemiş veya ciddi bir oyuncunun bulunmadığı ,çok sayıda fırsat alnları mevcut
7- Bir start up girişimcisinin ayakta kalabilmesi için yıllık büyüme hızının ne olması gerekiyor? İlk yıllarda nasıl bir büyüme temposuna sahip olmalı?
İstisnaları saymazsak bir start up girişimcisinin ayakta kalabilmesinin çoğu zaman erken aşamalarda yatırımcı bulabilmesiyle ilgili olduğunu görüyoruz. Buradan hareketle şirketin özellikle ilk iki yıl yüzde 10-20 gibi hızlı büyüme trendinde olması gerekiyor. Çünkü bu büyüklüğe ulaşmış şirketler yatırımcının ilgisini çekebiliyor. Start up’lar hızlı büyümeyi kârlılığa tercih etmeli. Ancak çok para yakar durumda da olmamalı, hızlı büyümesi sürdürülebilir olmalı. Start up’ın büyüme aşamasında yıllık yüzde 100 büyümeler beklenmeli, geç aşamalarında ise yıllık yüzde 50 büyümenin altına inmemeliler.
0 yorum