“Yeni bir girişime başladınız. Ancak işler beklediğiniz kadar süratli gelişmedi. Paniğe kapılmaya ve kaygılanmaya başladıysanız işte size yeni girişiminizin ilk yılında hayatta kalmanın 7 kuralı…”
Fatoş KARAHASAN [email protected]
İyi fikirleriniz olduğunu düşündünüz, birkaç kişi biraya geldiniz, sermayenizi ortaya koyup bir girişime kalkıştınız. İlk aylar heyecanla hızlı geçti, ancak giderek işlerin beklediğiniz kadar süratli gelişmediğini gördünüz. Zaman geçtikçe, paniğe kapılmaya ve kaygılanmaya başladınız. Bu duygular size yakın geliyorsa hemen bir mola verin. Önce biraz sakinleşin ve durumu çok boyutlu olarak değerlendirmenin yolunu arayın. The Guardian’ın Media Network’ünde, bu konuyla ilgili çok yararlı bir makale buldum, özetini aşağıda sizlerle paylaşıyorum.(*)
EMI GAL/BRAINIENT CEO’SU
1-Yakınlarınızdan destek alın
İşler kötü gittiğinde, telefonun öbür ucunda sizin sorunlarınızı dinlemeye hazır yakın insanların olması kadar değerli bir şey olamaz. Yakınlarınızla sorunlarınızı paylaşın.
2-Pazarlamaya para harcamayın
Paranızı işinizi, ürününüzü geliştirmek için harcayın. Haber olmak istiyorsanız, işe neden başladığınızı anlatan çarpıcı bir kişisel öykünüz olsun, insanların işine yarayan bir şeyler yapın ya da satın. Sektör toplantılarına, partilere gidin, gazetecilerle tanışın, sohbet edin. Sosyal platformlarda profil oluşturun. İnsanların sizden haberdar olmasını sağlayın.
3-Durun ve düşünün
Bir şeylere başladığınızda genellikle her şeyi mümkün olduğunca zorlama eğiliminde oluruz. Arada bir işlerden uzaklaşın. Performansınız, ürününüz, işiniz ve benzeri konular üzerinde düşünün. Bu dönem, sizin gerçekte ilerleyip ilerlemediğinizi veya boşa mı kürek çektiğinizi anlamanıza yardımcı olur.
JULES COLEMAN/HASSLE KURUCUSU
4-Müşterinizin kim olduğunu anlayın
Ürününüzü nasıl pazarlayacağınızı belirleyecek en önemli nokta, müşterinizin kim olduğunu anlamanızdır. Eğer başka start up’ların kullanacağı bir ürün yaratıyorsanız, start up takvimindeki tüm etkinliklere gitmeniz gerekir.
5-Müşterinizin size inanmasını sağlayın
Gerçek müşterilerden oluşan küçük bir grup oluşturmaya odaklanın. Ürünlerinizi satın alıp kullanacak insanların size inanmasını, güvenmesini ve arkadaşlarına sizi tavsiye etmelerini sağlayın.
JEFF LYNN/SEEDRS CEO’SU VE KURUCU ORTAĞI
6-Teknoloji uzmanlarını işe alın
Dijital devrimin bu aşamasında, ekibinizde bir kişinin en üst düzey kod yazma becerisi olması hayati önem taşır. Bu kişi, dışarıdan yazılımcılarla çalışmaya karar verebilir. Ancak, şirkette en az bir kişinin işin ticari tarafının yanı sıra teknik konular hakkında da bilgi sahibi olması şart. Bu kişi olmadan yola çıkmanızı asla önermem.
ANDY MORLEY/THE WEB DESIGN GROUP GENEL MÜDÜRÜ
7-İş ve özel yaşam dengesini koruyun
Geç saatlere kadar işte kalmamaya çalışın. Sürekli olarak vaktinizi işinize ayırırsanız, çocuklarınız, eşiniz ve aileniz bundan zarar görecektir. Denge kurmak zordur, ama uyum sağlamak için çalışmanız gerekir.
*Kaynak: Guardian Media Network. by Matthew Caines April 28, 2014
ORTADOĞU’DA ETKİN BİR TÜRK GİRİŞİMCİSİ
Ortadoğu’nun ilk online otomobil alım satım sitesi olan SellAnyCar.com’un kurucusu ve CEO’su Saygın Yalçın, Türk kökenli bir Alman girişimci. 25 Nisan 1984 yılında Almanya’nın Bremen kentinde dünyaya geldi. Yalçın, aynı zamanda Ortadoğu’nun ilk online özel alışveriş kulübü olan Sukar.com’un kurucusu ve Arap dünyasının en büyük e-ticaret şirketi ve Souq.com, CashU.com ve QExpress gibi sitelerin sahibi olan Souq.com Group’un da ortağı. SellAnyCar.com Kurucusu ve CEO’su Saygın Yalçın, Start Up’a markanın öyküsünü şöyle anlattı:
ŞİRKETİN ÇIKIŞ AMACI
SellAnyCar.com, tüketicilerin ikinci el arabalarını en kısa sürede ve piyasadaki ikinci el değerine satabilmeleri için kurulmuş bir platform. İkinci el araç satış sürecinin etkin bir biçimde ilerlemediğini fark ederek yola çıktık. Aracını satmak isteyen birçok kişi, aracının ederinin ne olduğunu bilmiyor ve dolayısıyla ne fiyat isteyeceğini kestiremiyor. Öte yandan aracı ilan vererek satma, uzun ve tanımadığınız onlarca insanla buluşmayı gerektirebilen sıkıntılı bir süreç. İşin evrak kısmı da son derece yorucu olabiliyor. Girişime başlamadan önce uzun süre araştırdık. Potansiyel müşteriler, alıcılar ve bayilerden oluşan uzman bir ekiple çok sayıda mülakat yaptık. Hesaplamalara bakarak birkaç ay içerisinde bu işe atılmaya karar verdik.
SİSTEMİN İŞLEYİŞ TARZI
Kullanıcılar, ilk etapta arabalarının detaylarını web sitesindeki yönlendirmeleri takip ederek giriyor. Sonrasında yapay zeka ile çalışan SellAnyCar.com sistemi kendilerine bir değerlendirme sunuyor. Ücretsiz ekspertiz ve muayene için randevu almaya yönlendiriyor. Kendilerine en yakın anlaşmalı SellAnyCar.com merkezine gelerek, araçlarına teklif alıyorlar. Tüm bu işlemlerin herhangi bir aşamasında aracınızı satmaktan vazgeçseniz bile sizden hiçbir ücret talep edilmiyor. Araçların kredili, kazalı ya da eski olması fark etmiyor, SellAnyCar.com’da bütün araçlar yüzde 100 garantili bir şekilde satın alınıyor.
TÜRKİYE’YE NASIL GİRDİ?
Dubai’de şirketin yakaladığı ivme, birlikte çalıştığım ortakların dikkatini çekti. Türkiye pazarında neler yapabileceğimiz konusunda irtibata geçtiler. Türkiye otomobil piyasası, milyar dolarlarla ölçülen bir büyüklüğe sahip. Biz, yaptığımız hızlı satışlarla piyasadaki hareketliliği artırmayı, ikinci el otomobil pazarını stratejik bir şekilde büyütmeyi hedefliyoruz.
Boosters İstanbul büyüyor
Boosters, Ağustos 2012’de Tunç Tuncer ve Ersu Ablak tarafından kurulmuş genç bir ajans. İki yılda yaptıkları dijital projelerde geleneksel reklamcılık deneyimlerinin sağladığı bakış açısını avantaja dönüştürdüler. Ülker, Vestel, Turkcell, Hedef Filo, Mynet ve Esse gibi markaları müşteri portföylerine kattılar. Temel ürünlerini “iyi fikir” olarak tanımlıyorlar. İyi fikrin uygulanma alanlarını da basit bir kartvizit tasarımından 360 derece bir kampanyaya kadar dijital ya da geleneksel her mecrada uygulayabiliyorlar. Ersu Ablak, deneyimlerini şu cümlelerle dile getiriyor:
ÜLKER’İN ROLÜ
Ağustos 2012’de ajansı kurduğumuzda büyük bir ekibimiz yoktu. Fakat büyük ajanslarda yıllar içinde edindiğimiz deneyim vardı. Bu birikime sahip iki kişi olarak büyük markaların büyük ajanslara açtığı bazı konkurlara girebilme şansımız oldu. Ülker markası bu açıdan bizim için çok önemli. Ajansın doğduktan sonra yaşaması için çok önemli bir paya sahip. Ülker’de girdiğimiz 12 konkurun 9’unu kazanarak Boosters’ı kurduk ve yaşattık. Daha sonra yeni markalar kazandık.
EKİBE YATIRIM
Reklamcılıkta “Son yaptığın iş kadar iyisin” derler. Yeni bir ajansın son yaptığı iş, ilk işi olacağından bizim için de başlamak biraz zor oldu. Bir başka zorluk da insan kaynağı kalitesi. Biz iyi bir ekibin iyi bir ajans yaratacağına inanıyoruz. İyi bir kreatifin ya da iyi bir yöneticinin değil… Bu noktada seksi ajanslarla X liraya anlaşabilecek kişiler, daha küçük ajanslardan 2X, 3X talep ediyor. Bu da bizim gibi çoğu start up’ın yaşadığı en büyük sorun. Şirketin ilk zamanlarında o şirketin sekreteri, muhasebecisi, yazarı, art direktörü, kreatif direktörü, genel müdürü olduk. Fakat ajansın tek ürününü, “fikir” olarak belirledik ve o fikirlerle konkurlar kazanarak bugün 14 kişilik bir ekip olduk. Başarılı bir şirketi başarılı çalışanların yaratabileceğini biliyoruz ve tüm planlarımızı buna göre yapıyoruz.
0 yorum