Kârlılık öne çıktı


Her krizde olduğu gibi salgında da yatırımcılar elindekini koruma yaklaşımıyla portföydeki yatırımlara destek verdi. Yine bu dönemde büyümeyi fonlayanların görüşleri değişti. Örneğin birim bazında kârlık, önemli bir gösterge haline geldi.

Emre KURTTEPELİ
[email protected]

Pandemi dönemini melek yatırımcı gözünden değerlendirebilir misiniz? Melek yatırımcılık ve girişimcilik anlamında pandeminin öğretisi ne oldu?

Pandemi hepimiz için yeni bir süreç. Pandemiyi bir kriz dönemi olarak sınıflandırmak mümkün. Daha önce de bir anda satışların düştüğü, tedarikçilerin bir anda durduğu, finansmanın geri çekildiği süreçlerle karşılaşmıştık (Tabii hiçbirinde bunların hepsi aynı anda olmamıştı).

Öncekilerde olduğu gibi bu krizi nakit bolluğuyla karşılayanlar görece rahat bir dönem geçirdi. ikinci olarak bu krizde hızlı aksiyon alarak önlem alabilen girişimler de pandemiyi rahat geçirebildi. Pandemi döneminde büyüyen alanlar da oldu. Uzaktan eğitim, uzaktan çalışmayı kolaylaştıran yazılım ürünleri (Zoom gibi), sağlık ve e-ticaret bunlardan bazıları…

Her kriz döneminde olduğu gibi bu dönemde de yatırımcılar, öncelikle elindekini koruma yoluna giderek ağırlıklı yatırımı mevcut girişimlere yaptı.

Dolayısıyla yeni yatırımlarda sadece Türkiyede değil, global olarak da azalma oldu. Sadece melek yatırımcı değil, tüm yatırım dünyasında pandemi, büyümeyi fonlayanların görüşlerinin değişmesine sebep oldu. Bu dönem, girişimlerin birim bazında kârlılığı, daha çok bakılan gösterge haline geldi. Yani kârlılık, büyümeye kıyasla daha önemli bir kriter oldu.

Eylül ayında Click Game Studio, argeX, Barty, Nanomik, Evimdekipsikolog, Wask, 11Sight, BulutKlinik, Bakiyem, Fideyo gibi girişimlerin yatırım aldığını gördük. Bu girişimlerin yatırım alması bize nasıl bir mesaj veriyor?

Bu yatırımların verdiği en net mesaj, her dönemin beraberinde fırsatları da getirdiği… Her ne kadar belirsizlikler yatırımcıları yavaş hareket etmek durumunda bıraksa da pandemide ürünlerini pazarın ihtiyaçlarına ayarlayanlar öne çıkarak yatırım buldu.

Detaylı bakacak olursak oyun girişimleri, bu dönemde doğru zamanda doğru yerdeydi. Son dönemdeki oyun şirketi satışları ülkemizde oyun girişimlerine olan ilgiyi oldukça artırdı. Uzaktan hizmet sağlamayı kolaylaştıranlar, uzaktan eğitim girişimleri, bulut çözümleri, sağlık girişimleri ise dönem gereği daha kolay yatırım buldu.

Melek yatırımcı olmak isteyen, ancak nereden, nasıl başlanacağını bilmeyen potansiyel yatırımcılara ne tavsiye edersiniz?

Melek yatırımcılar, çoğunlukla erken aşama girişime yatırım yapar ve bu girişimle uzun süreli ilişki kurar. Bu ilişkinin temeli de bir ortaklıktır. Ayrıca yatırım yaptıkları girişimlere paranın yanında değer katarak (mentorluk yaparak veya network sağlayarak) girişimin ayakta kalma şansını artırmaya çalışırlar. Özetle melek yatırımcılık, diğerlerinden farklı olarak maddiyatın yanında zaman anlamında da emek ister.

Unutulmaması gereken önemli nokta, start up yatırımları, çok yüksek getiri sağlamasının karşılığında yüksek risk taşıyan yatırımlardır. Benim tavsiyem, melek yatırımcı olmak isteyenlerin öncelikle bu konuyla ilgili araştırma yapması. Özellikle bu alanda David Rose ve Jason Calacanis’in yazdığı değerli kitaplar var. Ayrıca Galata Business Angels’a ait blogları ve uluslararası kaynakları takip edebilirler.

İkinci olarak bu işe ne kadar kaynak ayıracaklarını belirledikten sonra kafalarında nasıl bir strateji izlemeleri gerektiğini planlamalılar.

Hangi dikeyde (oyun, IoT, SaaS, e-ticaret, yapay zeka vb.), hangi aşamada (fikir, tohum
öncesi, tohum, köprü, seri A vb.), kaç girişime (farklı kaynaklarda genelde en az on farklı girişime yatırım yapılması tavsiye edilir), ne kadar yatırım (ilk yatırım ve takip yatırımları stratejileri birbirinden farklıdır) yapılacak sorularını önceden bilmek, yatırımcıların işini oldukça kolaylaştırır.

Günün sonunda melek yatırımcılık bir portföy işidir ve plan gerektirir. İlk defa yatırım yapmak isteyen melek yatırımcıların temelde fark edecekleri en önemli konu, bildikleri alanlara yatırım yapma ve iyi girişimlere ulaşabilme gerekliliği. İşte bu anlamda iyi girişimlere ulaşmalarının en kolay yolu, güçleri birleştirmek ve melek yatırım ağı olarak hareket etmek.

Her melek yatırım ağının farklı uzmanlıkları ve üyelik koşulları var. Bazı ağlar referansla üye alımında bulunurken bazıları da önce deneme toplantılarına üyelerini davet ederek süreci denemelerini istiyor. Ancak temelde her ağ, aktif olarak yatırım yapabilecek ve bulunduğu ortama değer katacak üyeler arıyor.

Yatırımcının parası artık daha da kıymetli olacak. Yatırım miktarı artsa da sizce yatırım yapılan girişim sayısı azalır mı? Yatırımcının önümüzdeki süreç için nasıl bir ajandası olacak?

Yatırımcılar, geçen yıla oranla girişimlerde çok daha hızlı ve büyük ölçeklenmeyi sorguluyor. Bunun sonucunda da vizyonunda yurt dışı planları olan veya halihazırda yurt dışında hizmet veren girişimlere daha sıcak gözle bakılıyor.

Ayrıca pandemi, dijitalleşme sürecinde çok farklı bir devir başlattı. Örneğin geçen yıl, “Bütün okullar online eğitime geçebilir” veya “Birçok çalışan işlerini evden yürütecek” denseydi şaşırırdık, fakat şu anda çok büyük bir kesim, eğitim görenler de dahil olmak üzere uzaktan çalışıyor.

Bu da farklı ihtiyaçları ve iş fikirlerini beraberinde getiriyor. Bahsettiğim iki grubun yatırım bulmakta zorlanmayacağına inanıyorum.

Son olarak yatırımcı yeni girişimlere yatırım yapmaktansa önceliğini kendi portföyündeki şirketlere destek olmaya veriyor. Bunun yanında da kaynak ayırabiliyorsa yeni girişimlere de yatırım yapabiliyor. Bundan sonrasında, yatırım yapılan girişim sayısından ziyade tek bir girişime tahsis edilen miktarların arttığına daha fazla şahit olacağız.

Sizce artık yatırımcı açısından gözden düşen, ihtiyaç ya da fırsat kalmayan alanlar hangileri?

Her alandan girişimin hala yatırım bulma şansı var. Yeter ki gelir modellerini iyi tasarlamış olsunlar. Sadece büyümeye çok para yakacak, uzun süre sermayeden harcayarak devam edecek girişimlerin bu dönemdeki şansı oldukça azaldı.

Bunda pandemiden öte Wework gibi bir örneğin aldığı yatırımlara karşın kârlılıktan çok uzak olmasına ve sağlanan sanal bolluğun Wework’un kurucusu tarafından suiistimal edilmiş olmasının da payı olduğunu iletmem lazım.

Girişimcilerin en eksik olduğu konulardan birinin sunum yapmak olduğu söyleniyor. Bir girişimci yatırımcıya projesini sunarken hangi ayrıntılara dikkat etmeli? Bir sunum dikkat çekebilmek adına nasıl başlamalı, nasıl ilerlemeli?

Sunum konusuna bütünsel bakmak gerekiyor. Girişimcinin kendisine sorması gereken ilk soru, “Bu sunum bittiğinde karşıdakinin aklında ne kalmasını istiyorum” olmalı. Bu sayede girişimci hangi slaytların daha önemli olduğuna, hangi sırada anlatması gerektiğine hakim olabiliyor.

Sunum yaparken aslında bir işin geçmişi, bugünü ve geleceği olarak hikayesinden bahsediliyor. Bu geçişleri en iyi yapanlar ve karşısındakini ikna edebilecek datayı koyanlar iyi sunum yapmış oluyor.

Sunum konusunda internette sayısız eğitim ve izlenebilecek iyi sunumlar var. Girişimcilerin bu kaynakları çok iyi değerlendirmelerini tavsiye ederim.

Çünkü sunum deyince tüm yatırımcıların kafasında üç aşağı beş yukarı belli bir format var. Bu formatın dışına çıkıldığında takip etmek ve anlamak dinleyen için çok zor oluyor.

İkinci olarak hangi problemi, nasıl ve hangi ekiple çözeceğiniz sunumda çok net anlatılmalı.

Üçüncü olarak da sunumun prova edilmesi ve mümkünse sunum üzerine soru sorabilecek kişilerle çalışılması önemli. TED konuşmacılarının her dakika için en az bir saat harcamasından yola çıkarak bu alana da çok emek ayırması gerekiyor.

Seri B yatırımı için Amerika’ya taşınmak şart mı?

Türkiye şartlarında, girişim sermayesi fonlarının katıldığı 1 milyon dolar ve üzeri turlara seri A turu diyoruz. Seri B turlarına baktığımızda ise Türk fonlarının çok fazla aktif olmadığına şahit oluyoruz. Bu turlar dünya genelinde 10 ila 30 milyon dolarlık oluyor.

Girişim ekosistemimizde bu yatırım rakamına çıkabilecek fon sayısı bir veya ikidir. Dolayısıyla seri B turu için Amerikalı, Avrupalı veya Asyalı büyük fonların dikkatini çekmek gerekiyor. Bunu yapabilmek için de hızlı bir büyümeye ve büyük pazarlara ihtiyaç var. Bu sebeple seri B’ye giden yol uluslararası pazarlara oynamaktan geçiyor.

Tüm bunları yapmak için Amerika’ya taşınmak belki zorunlu değil, ancak cironun iyi bir bölümünün yurt dışından gelmesi kolaylık sağlıyor.

Türkiye’de IPO (Initial Public Offering/Halka arz) mümkün mü?

Türkiye’de her anonim şirket, belli kriterleri karşıladığında halka açılabilir. Dolayısıyla uzun vadede, daha yatırım aldıkları ilk aşamadan itibaren anonim şirketine dönüşen girişimlerde de halka açılma imkanı pratikte var.

Ancak kâr üretemeyen şirketlerin, hisse adedi fiyatları finansal tablolardan hesaplanamadığı veya önceki yatırım turlarındaki değerlemesinden uzak olacağı için halka açılma konusu birçok girişimin aklına gelen ilk şey olmuyor.

Bununla beraber Türkiye’de halka açık teknoloji şirketlerinin azlığı ve bu konuda yeterli derinliğin oluşmaması birçok girişimi halka arzdan uzaklaştırıyor. Burada kültürel bir değişime ve rol model olabilecek büyük girişimlerin halka açılmasına ihtiyaç var.

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.