En önemli konu nakit akışı

“Girişimciler öncelikle nakit akışına dikkat etmeli. Bakarsanız çoğu şirket bozuk nakit akışı yüzünden batıyor. Nakit akışında öne çıkan konu, alacak ve borçların vadelerini çok iyi yönetmektir. Bu sayede kısa vadede, küçük sermayelerle iyi işler çıkaran birçok girişimci gördüm.”

Emre KURTTEPELİ [email protected]

1- Start up’ların en önemli sorunlarından biri finansman… Bir girişimci, maliyetlerini düşürmek için neler yapmalı? Bu konuda formüller verebilir misiniz?
Girişimcilerin yapması gereken önemli şeylerden biri, işi mümkün olduğunca likit tutabilmek. Günümüzün en değerli şirketi olan Amazon hakkında çok duyulan bir söylem vardır: “Amazon tutumlu bir şirkettir.” Bu, Jeff Bezos’un şirkette ilk günden beri yürüttüğü bir yaklaşım. Amazon’un sahip olduğu söylemden de aslında büyük bir şirket olmanın şartlarından birinin finansmanı iyi yönetmek olduğunu çok iyi anlayabiliriz. Finansman yönetiminde, ilk adım olarak nelere para harcanmayabilir, buna bakmak gerekiyor. Minimum viable product (MVP) modelinin de temelinde bu var. Para, çok önemli bir kaynak ve bu kaynağı bütçeli bir şekilde harcamak, nerelere harcandığını çok sıkı kontrol etmek, pazarlık yapmak ve elde tutabilmek start up’a daha fazla yaşama şansı sağlar. Girişimcilerin dikkat etmesi gereken belki de en önemli konu, nakit akışı. Zaten bakarsanız çoğu şirketin bozuk nakit akışı yüzünden battığını görebilirsiniz. Nakit akışında öne çıkan konu, alacak ve borçların vadelerini çok iyi yönetmek. Sadece bu sayede kısa vadede küçük sermayelerle iyi işler çıkaran birçok girişimci gördüm. Burada atılabilecek adımlar, kısa vadelerle tahsilat yapmak, mümkün olduğunca komisyon maliyetini en aza indirmeye çalışmak ve tedarikçilerle iyi ilişkiler kurmak olur.

2- Siz melek yatırımcılık konusunda kendinizi nasıl geliştiriyorsunuz? Dünyada örnek aldığınız melek yatırımcılar var mı?
Ben olaya sadece melek yatırımcılık ölçeğinde bakmıyorum. Melek yatırımcılık benim sadece bir diğer kimliğim. Kendimi geliştirmek için dünyada olup bitenleri yakından takip etmeye çalışıyorum. İlgimi çekecek bir alanı derinlemesine, her açıdan, farklı kaynaklardan inceleniyor ve sonunda araştırdığım alan hakkında belli bir görüş sahibi oluyorum. Örnek aldığım melek yatırımcı yok, çünkü melek yatırımcılık bireysel bir yolculuk ve ben de “Daha iyi nerelere ve nasıl yatırım yaparım” düşüncesiyle ilerliyorum.

3- Her işte olduğu gibi start up’lar için de insan kaynağı çok önemli. Kurucular, girişimlerini büyüttükten sonra nasıl bir İK politikası izlemeli?
Girişimler, büyük şirketlerin küçük hali değil. Yani henüz ilk günden departman yapısından ve çok net görev dağılımlarından bahsetmek mümkün değil. Ancak büyüyen şirketlerde, görev dağılımının olması, yani başka bir deyişle kurumsallaşma olması normal ve hatta gereklilik. Büyük şirketlerde bu görevlerde yer almış veya şirketlerin büyümesinde yer alan ekip üyelerini işe katmak büyüme zamanında girişimcilerin kaynaklarını daha iyi yönetmesine yardımcı olur. Diğer taraftan girişimcilerin en çok dikkat etmesi gereken konulardan biri, işe alınan kişilerin şirkete çok hızlı adapte olmaları. Büyük kurumlarda olduğu gibi kaybedilecek fazla zaman yok ve deneme süreleri de kısa olmalı. Çalışana verilecek maaş tamamen şirketin nakit durumuyla alakalı. Eğer yatırım alınmış ve bu yatırımda yeni alınacak personel bütçelenmişse maaşlar çok sıkıntı olmayacaktır. Bununla birlikte bütçeye uymayacak yüksek maaşlı bir çalışanı işe almanın en önemli şartı, sağlayacağı getiri olur. Girişimlerde önemli KPI’lardan biri, kişi başına gelir. Özellikle VC yatırımı almış girişimlerde, yatırımcılar işe alınan her çalışanın faydasına dikkatle bakar.

Bir girişimde çalışmak üzere başvuran kişilerde iki ayrı beklenti olabiliyor. Birincisi hızlı terfi veya unvan, ikincisi ise hisse opsiyonu. Dünyada unvan konusunda ayrı strateji izleyen girişimler var. Bazıları dışarıya göre yüksek sıfatları rahatlıkla verirken bazıları şirkette neredeyse sıfat bile kullanmıyor. Burada doğru veya yanlış yok, sadece kuruma yönelik en uygun modeli oluşturmak önemli. Ancak çok istenen bir çalışan yüksek bir unvanla şirkete alınabilir. İkinci olarak hisse opsiyonu girişimin ilk gününden planlanması gereken bir konu. Kime ne kadar hisse vereceğinizi pazarlığa bırakmak yerine ilk günden belirleyerek uzun vadeli sorunları ve çalışanlar arası olası çatışmaları engelleyebilirsiniz. Yemeksepeti ve Careem çıkışında olduğu gibi çalışanları olası çıkıştan pay almaya motive etmenin çok doğru bir yöntem olduğunu ve yüksek maaş yerine çok daha fazla etkili olduğunu düşünüyorum.

4- Hep Avrupa, Amerika konuşuyoruz ama Orta Doğu’da da bir ekosistem oluşuyor. Burada girişimciler için nasıl fırsatlar var?
Orta Doğu’da ekosistemin büyüdüğünü her gün gelen yüksek VC yatırım ve çıkış hikayeleriyle duyuyoruz. Bu kadar iyi fonlanmış girişimlerin sayılarının çok hızlı artması ve Careem, Souq gibi çıkışların dünya tarafından duyulması kısa ve orta vadede Orta Doğu’da PayPal etkisi olarak da bilinen bir dalga yaratacak. Yani daha kalifiye çalışanlar girişimciliği seçerken çıkış sayesinde milyoner olan eski Careem veya Souq üyeleri çok değerli girişimlerle karşımıza çıkacak. Başka bir deyişle Orta Doğu için girişimcilik dünyası daha da heyecan verici olacak. Diğer taraftan bakacak olursak gerek yatırım alan gerek çıkış yapan girişimlere baktığımızda yüksek teknoloji olmadıklarına şahit oluyoruz. Orta Doğu’da girişimcilik doğru yolda ilerlerken teknoloji anlamında sadece bölgesel olacak girişimlerle sınırlı kalacaklarını düşünüyorum. Yani Orta Doğulu girişimciler sadece “kültüre hakimiyet” ile rekabet etmeye çalışacak. İşte tam bu noktada, bizim çok değerli girişimcilerimiz, Orta Doğu pazarında fark yaratabilir. Zira teknoloji olarak daha sofistike ürünler ortaya çıkarabiliyoruz ve kültüre de Anglosaksonlara kıyasla çok daha fazla yakınız. Yine de bir dünya girişimi olmanın, sadece Orta Doğu’ya hakim bir girişim olmaya göre daha heyecan yarattığının altını çizmeliyim. Orta Doğu, gidilecek hedeflerden sadece biri olmalı.

5- Melek yatırımcı olarak girişimci seçmede kriterleriniz nasıl değişti? Bu işe ilk başladığınızda nasıl bir yatırımcıydınız, şimdi nasıl bir yatırımcı oldunuz?
Melek yatırımcı dediğimiz profilin öğrenmeye açık olması çok önemli. Bu sürekli öğrenme ve araştırma sayesinde daha sabırlı, doğru stratejileri kurgulayan ve ilgilendiği alana yatırım yapan bir yatırımcı haline geldim. Melek yatırımcılıkta genelde güzel haberleri duyuyoruz. Herkes onlardan bahsediyor ve örnek gösteriyor. Bu haberler sayesinde daha çok girişimci, yatırımcı ve fon ekosisteme giriyor. Elbette güzel haberler konuşulacak ancak bu işin doğasını unutmadan hareket etmeliyiz.

Melek yatırımcılıkta, kötü haberler erken, güzel haberler ise geç gelir. Kimi zaman bu “geç” bizim gibi coğrafyalarda 7 ila 10 yılı bulabilir. Dolayısıyla bunun bilincinde olarak yatırım yapmaya devam etmek gerekiyor. Sabırlı olmak bu işin olmazsa olmazı. Bir yatırımcıyı en fazla rahatlatan şey, bildiği alana yatırım yapmak. Süslü kelimeler, popüler konular, baş döndüren sunumlar ve belki de en çarpıcısı fırsatı kaçırma korkusu birçok yatırımcıya yanlış kararlar verdirebiliyor.

6- Dünyada girişimciler için Silikon Vadisi dışında gidebilecekleri hangi ekosistemler var?
Şili ekosistemi hala aşama kaydediyor. Ayrıca Güney Amerika’daki teknolojik bakımından en ilerlemiş ekosisteme sahipler. En büyük avantajı, Latin Amerika’daki yatırımcılar. Bu kişilerin Silikon Vadisi’nden başka gidebilecekleri fazla bir yer olmadığı için ikinci seçenek olan Şili’yi tercih ediyorlar. Bundan dolayı çok iyi bir yatırımcı portföyü var. Şili’nin en büyük dezavantajı, hayli yoğun yaşanan depremler.

Bunun dışında Avrupa’da yükselen bir değer Berlin ekosistemi, ülkenin yüzde 50 start up’ına ev sahipliği yapıyor ve Almanya’nın en büyük hub’ı. 2017 yılında dünyanın önde gelen 20 küresel ekosistemi arasında 9’dan 7’ye yükseldi. Silikon Vadisi’nin yüksek operasyonel maliyetleri nedeniyle pek çok yatırımcı ve girişimci rotayı son 3 yıldır Berlin’e çeviriyor. Berlin’deki B2C start up’ların toplamdaki payı yüzde 40’tan fazla ve yüzde 35’lik Almanya ortalamasının üzerinde. Popüler unicorn’ların genelde B2C alanından çıktığını göz önüne alırsak Berlin’in ününü belirttiğim dağılıma borçlu olduğunu söyleyebilirim. Hamburg ve Münih de son yıllarda öne çıkan iki şehir oldu. Hamburg medya ve e-ticaretin merkezi sayılıyor. Google, Facebook, Twitter gibi şirketlerin merkezleri Hamburg’da bulunuyor. Fintech alanında Kreditech, Deposit Solutions, Finanzcheck gibi şirketler buradan çıktı. Fintech’in yanında, online acente alanında öncü Dreamlines yine buradan yürütülüyor. Münih ise ülkenin endüstriyel sektörünün merkezi konumunda. Özellikle hardware- IoT ve endüstriyel teknoloji alanlarında güçlü bir bölge. Lilium (elektrikli jet), Bragi (wireless kulaklık), Franka Emika ve Magazin gibi robotik şirketler Münih’ten çıktı. Paris, 2 yıldır global bir açılım gösterdi. Emmanuel Macron, Fransa’yı global pazarlarda rekabet edebilecek seviyeye taşımaya çalışıyor. GBA ile birlikte araştırdığımız rakamlara bakacak olursak Paris, Avrupa’nın temel “business hub”larından biri ve dünyanın en büyük 3’üncü büyük girişimcilik ekosistemi konumuna geldi. Geçen yıl binin üzerinde şirkete, 5,5 milyar Euro’luk VC yatırımı yapılmış ve 100 kuluçka merkezinde yaklaşık 5 bin teknoloji girişimi bulunuyor.

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.