“2017 sonunda bağlantılı nesne sayısının yüzde 31 artışla 8,4 milyara, bu alanda yapılan harcamaların ise 2 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. IoT dikeyinin ve buradaki dataları işleyip anlam çıkarabilecek girişimlerin yıldızının parlayacağını düşünüyorum.”
Emre KURTTEPELİ
1- Önümüzdeki 10 yılda yatırımda en çok öne çıkacak alanların hangileri olacağını düşünüyorsunuz? Hangi geleneksel sektörlerde start up’lara olan ihtiyaç artacak?
Birkaç yıldır söylediğim bir şey var: Blockchain teknolojisi birçok sektörde büyük değişikliklere yol açacak. Bu teknolojinin özellikle işlem (transaction) maliyetinin yüksek olduğu sektörlerde “yıkıcı” olacağına inanıyorum. Ayrıca son zamanlarda nesnelerin interneti (IoT) alanındaki start up’lar hem nicelik hem nitelik olarak giderek artıyor.
IoT dikeyinin ve buradaki dataları işleyip anlam çıkarabilecek girişimlerin, önümüzdeki yıllarda yıldızının daha da parlayacağını düşünüyorum. Gartner’ın raporuna göre 2017 yılı sonunda önceki yıla göre yüzde 31 artışla bağlantılı nesne sayısının 8,4 milyara, bu alanda yapılan toplam harcamaların ise 2 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. 2020 yılında ise bu sayının 20,4 milyara ulaşması öngörülüyor. Yapay zeka (AI) ve “deep learning” dikeylerinde de önümüzdeki 10 yılda ciddi gelişmeler ve çok önemli şirketler çıkacağını tahmin ediyorum.
2- Girişimcilere yol göstereceğini düşündüğünüz, son dönemde sizin de okuduğunuz hangi kitapları tavsiye edersiniz?
W. Chan Kim ve Renee Mauborgne, Blue Ocean Shift: Beyond Competing (Blue Ocean Strategy kitabının devamı)
Ben Horowitz, The Hard Thing About Hard Things
Peter Thiel, Zero to One: Notes on Startups, or How to Build the Future
Adam Grant, The Originals
Verne Harnish, Scale Up
3- Start up olmak ve melek yatırımcı çekmek birçok zorlayıcı aşaması bulunan bir süreç. Bu aşamaları denemeye geçmeden önce özgün, iddialı bir fikir nasıl korumaya alınır? Bir yön çizebilir misiniz?
Eğer gerçekten özgün ve iddialı bir teknoloji girişimi fikriniz varsa bunun taklit edilmesi de çok mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla ilk geri bildirimleri almak üzere gecikmeden pazara çıkmak gerektiğini düşünüyorum. Hızlı olmak ve değişikliklere hemen ayak uydurmak bu aşamada çok önemli.
Alınan geri bildirimlere göre ürün veya servis paketlenip satışa hazır hale getirilmeli, mümkünse birkaç satış yapılıp ürün-pazar uyumu yakalandıktan sonra yatırım aranmalı. Bir girişimi değerlendirirken dikkat ettiğimiz ilk kriterlerden biri, pazara giriş bariyerinin ne kadar güçlü olduğu. “Başka bir girişimci veya halihazırda var olan büyük bir şirket, sizin çözdüğünüz problemi ne kadar kolay çözebilir” sorusuna verdiğiniz cevap çok kritik.
Dağıtım kanalları, teknoloji, altyapı, lisanslar, pazara giriş için sermaye gereksiniminin yüksek olması, sektördeki müşteri değiştirme maliyetinin yüksekliği gibi konular pazar giriş bariyerini güçlendiriyor. Dolayısıyla girişimciler, bu maddelerin birini veya birkaçını sağlayarak girişimlerini korumaya alabilir.
Web’den bağımsız olarak derin teknoloji alanında ise patent konusunda uzman avukatlarla ilerlemelerinde fayda var. Türkiye, patent hukuku ile yurt dışı patent hukuku ayrı ve prosedürleri farklı, bunu da unutmamak lazım.
4- 20 yıl öncesine dönüp girişimcilik günlerinize baktığınız zaman, en çok hangi konularda hatalar yaptığınızı görüyorsunuz? “Şimdi olsa öyle yapmazdım” dediğiniz neler var?
Girişimciliğin özünde hata yapmak var. O yüzden hatalarımı saymaya kalksam bayağı uzun bir liste olurdu diye tahmin ediyorum. Önemli olan hata yapma korkusuna yenilmemek, hataları tam tersine minik deneme gibi görüp onlardan ders çıkarıp yoluna devam etmek gerekiyor. Genel olarak da global olabilecek işleri daha erken yapmaya başlamış olmayı isterdim.
5- Yapay zeka girişimlerini en çok hangi sektörler satın alıyor? Girişimciler için bu alandaki potansiyeli anlatır mısınız? Türkiye’den önemli yapay zeka girişimleri çıkıyor mu?
Apple, Google, IBM ve Salesforce gibi teknoloji şirketleri, AI (yapay zeka) girişimlerini satın alma yarışında resme yeni giren Ford, Samsung, GE ve Uber’le rekabet ediyor. Teknoloji sektörünün yanı sıra endüstriyel sektörlerden gelen dev şirketler de rekabet edebilmek için teknoloji yatırımları yapıyor. Buna güzel bir örnek olarak General Electric’in IBM Watson’la rekabet edebilmek için yapay zeka kabiliyetlerini artırmak üzere aldığı Bit Stew Systems ve wise.io gösterilebilir.
Yapay zeka alanında ilerlemek isteyen girişimcilere, en çok satın alma yapılan, rekabetin fazla oluşuyla yüksek fırsat potansiyeli barındıran sektörler için dikey bir problemi çözmelerini öneririm. Türkiye’den Monument gibi Kickstarter kampanyasında hedeflediği miktarın 11 katı destek toplayan önemli yapay zeka girişimleri çıkıyor, ancak yapay zeka girişimlerinin sayısı diğer ekosistemlere kıyasla çok da fazla değil.
6- Bir iş fikrine sahip olan start up girişimcisinin, gerçekleştirmek istediği iş modeli internet üzerinde bir platform kurmaksa hayata geçirmek için sırasıyla hangi aşamaları ve çalışmaları yapması gerekir?
Öncelikle ihtiyaçların belirlenmesi ve o ihtiyaçları karşılayacak ekibin kurulması gerekiyor. Her platformun amacının bir problemi çözmek olduğunu düşünürsek öncelikle hangi sektörlerin hayalini kurduğu platforma ihtiyacı olduğuna bakmasını, sonrasında hedef pazarın büyüklüğü ve hedef kitlenin internet penetrasyonunu incelemesini öneririm.
İlk önce iş modelini mümkün olan en yalın biçimde hatta mümkünse teknolojiyi minimum seviyede kullanarak ürünü çıkarmak (MVPMinimum Viable Product diye adlandırılan) ve bu ürünü test etmek iş modelinin çalışıp çalışmadığını anlamayı sağlayacaktır. Buradaki amaç, ürünün sunduğuyla kullanıcıların istediğinin uygunluğunu test etmek.
Örneğin bir kuru temizleme pazaryeri platformunu ele alalım. Girişimcinin ilk ihtiyacı, yalnız müşterilerle kuru temizlemecileri buluşturmak olacaktır. Bunun için çok büyük bir teknolojiye ihtiyaç yok. İlk etapta bir araba, bir telefon, siparişlerin alındığı ve kuru temizlemecilere aktarıldığı basit bir web sitesiyle bile MVP gerçekleştirebilir. Eğer model başarılıysa ölçeklenme üzerinde çalışılmalı.
Yine aynı örnekten devam edelim; arada insan müdahalesi olmadan kuru temizlemeciler ile kullanıcıları bir araya getirmeli ve mümkünse talepleri otomatik olarak yönetecek, yoğun olandan daha az yoğun olana aktarım yapabilecek gelişmiş bir sistem kurmalı. Özetle girişimcinin, bir iş modeli planlayıp satışlara başlayarak alınan müşteri görüşleriyle yapılan “pivotlar” neticesinde, ürün-pazar uyumu yakalayıp sonra gelecek yatırımlarla birlikte pazarlama faaliyetlerini hızlandırması ve satışları artırması izlenmesi gereken bir yol olacak.
7- Dijital dönüşüme ve inovasyona ilgi gösteren şirketlere, başarılı bir dönüşüm süreci geçirmeleri için neler tavsiye edersiniz? Bu yolda, start up’larla iş birliği yapmak şirketlere ne gibi faydalar sağlar?
Günümüzde şirketlerin hayatta kalabilmelesi için hızlı ve atik olması gerektiği kabul edilmiş bir gerçek. Kurumsal şirketlerdeki hantal yapıların, start up kültürüyle iç içe olarak aşılabileceğini düşünüyorum.
Kurumsal şirketlerin, öncelikle şirket içi problemlerini çözebilecek start up’lar varsa onların ürünlerini kullanmalarını öneririm. Talep ettiklerinin ne kadar hızlı ve efektif çözüldüğünü gördükçe daha fazla iş birliği fırsatı doğacağını düşünüyorum. Kurum içinde girişimcilik vizyonunu hakim kılmak ve çalışanları proje geliştirmeye yöneltmenin de uzun dönemde şirketlere çok faydası olacağına inanıyorum.
En önemlisi, kurumun en üst yöneticilerinin birebir değişimi sahiplenmesi, deneysel bir proje olarak değil, gelecekte ayakta kalmak için gereklilik gibi görmesi gerekiyor. GBA olarak tam da kurumlarla start up’lar arasındaki iş birliğini artırmak amacıyla kurumsal üyelik sistemini başlattık. GBA kurumsal üyeliğiyle kurumsal üye temsilcilerimiz, bu ekosistemin nereye doğru gittiğini, yeni trendlerin neler olduğunu görebiliyor ve aynı zamanda kendi sektörlerindeki start up’larla iş birliği yapabiliyorlar.
0 yorum