“Yarışma 2015’te de devam edecek”

Metro Toptancı Market Türkiye, Capital ve Ekonomist dergileriyle birlikte düzenlediği ‘Sosyal Girişimci Yarışması’na 2015’te de devam etme kararı aldı.

Elçin CİRİK  [email protected]

Dünya değişiyor,insanların yaşantıları ve bakış açıları da bu değişime eşlik ediyor. “Sosyalleşebilen”, yeni ihtiyaçlara karşılık verebilen şirketler daha başarılı oluyor. Metro Toptancı Market Türkiye Genel Müdürü Kubilay Özerkan, bu farkındalıkla sosyal girişimciliğin, şirketlerin yeni ihtiyaçlara karşılık vermek için başvurdukları önemli çözümlerden biri olduğunu vurguluyor. Özerkan, Türkiye’de sosyal girişimciliğe bakış açılarını ve verdikleri katkıyı şöyle anlatıyor:

İHTİYACIMIZ VAR: “Sosyal inovasyonlar konusunda çalışan David Bornstein’a göre gerçek yoksulluk parasız olmak değil, bir anlam yaratamamaktır. Bu yaklaşımla yaşadığı topluma bir ‘anlam yaratan’ girişimci iş insanlarını gün ışığına çıkarmak amacıyla geçtiğimiz yıl Capital ve Ekonomist ile ‘Sosyal Girişimci Yarışması’nı düzenledik. Katılımcıların girişimci ruhlarının başka girişimcilere de ilham vermesi ve yeni fikirlerin açığa çıkmasına yardımcı olmak bizim asıl hedefimiz. Bu tür projelerin, sosyal girişimcileri yüreklendirerek daha başarılı projelere imza atmaları yolunda birer dönüm noktası olacağına inanıyoruz.

REKOR BAŞVURU: ‘Metro Sosyal Girişimci Ödülleri 2014’ çok başarılı geçti. İzmir’den Diyarbakır’a kadar ülkemizin dört bir yanından 300’ün üzerinde katılımın gerçekleştiği yarışma, Metro ülkeleri arasında en yüksek başvuru ile Türkiye’yi birinci sıraya yükseltti. Diğer yandan aday profilinde kadın ve erkek girişimcilerin birbirine yakın oranda olması da bizi mutlu etti. Bu katılımlar bize bu yolda devam etme gücü verdi. Onlar sayesinde doğru yolda olduğumuzu anladık. İnsana dokunan ve iyiliği hedefleyen girişimcilerimizi yüreklendirmeye ve onlara destek vermeye 2015 yılında da devam ediyoruz. Biz, tıpkı geçen yıl olduğu gibi bu yıl da çok heyecanlıyız ve inanıyoruz ki bu yarışma, toplumsal sorunlara yaratıcı ve yenilikçi çözümler bulunması için itici bir güç olacak.”

DEVLER DE DESTEKLİYOR
ÇOCUKLAR İÇİN: Günümüzde sosyal girişimciler de rahatlıkla şirketlerini global devlere satabiliyor. Bunun en güzel örneği Happy Family. Shazi Visram, çocuklar için daha iyi bir dünya yaratma isteğiyle organik bebek yiyecekleri üreten Happy Family’yi kurdu. Şirket, 2012’de 62,3 milyon dolar ciroya ulaştı. Happy Family, dünyanın farklı yerlerinde çocukların beslenmelerine maddi kaynak yaratıyor.

DANONE’YE SATILDI: Bu süreçte Shazi Visram, 2011’de Ernst&Young tarafından “Yılın girişimcisi” seçildi. 2013’te bu başarılı şirketin yüzde 92 hissesi, global gıda devlerinden Danone tarafından satın alındı. Şirketin yönetimini CEO Visram devam ettiriyor. Visram, satın almanın da şirket misyonuna artı değer katacağına inanıyor: “Bu satın alma daha çok çocuk için yiyecek temin etmemize olanak sağlayacak” diyor.

17 BİN ÇOCUĞA SİNEMAYI GÖTÜRDÜ
Enes Kaya, kendi çocukluk hayalinden yola çıkarak kırsal kesimde yaşayan çocuklara büyükşehirlerde gerçekleşen kültür ve sanatsal etkinlerini taşımak amacıyla SineMASAL’ı yarattı. 2007’de üniversitedeyken aklına düşen bu projeyle son 2 yılda 17 bin çocuğu, köylerine giderek sinemayla ve farklı sanatsal etkinliklerle tanıştırdı. “Başta yaptığım sosyal bir girişim mi onu bile bilmiyordum” diyen Enes Kaya, bugüne kadar olan zorlu süreci ve gelecek planlarını şöyle anlattı:

İKİ BÖLGEYE ULAŞTIK: “2009 yılında aklımda net bir fikir oluştu, farklı bölgeleri gezerek çocuklara farklı kültür etkinliklerini götürmek istiyordum. Psikolog, sosyolog ve sanatçılardan oluşan bir mail grubuyla yazışarak festival konseptine karar verdik. Avrupa Birliği’nden sağladığımız ilk destekle kurumsal kimlik çalışmalarımızı yaptık. İlk gideceğimiz bölge olan Güneydoğu Anadolu’daki köyleri belirledik. 2013’te Güneydoğu projesinde 12’si yabancı, 45 gönüllü katılımcımızla 7 bin çocuğa ulaştık. Bu projenin 320 bin TL maliyeti oldu. Proje için entelektüel sermayeye odaklandık. Sponsorlar yerine bizim ihtiyacımız olan ekipmana sahip şirket ve kişilere gittik. 2014’te de Karadeniz Bölgesi’nde 150 gönüllüyle 10 bin çocuğa eriştik. Burada da 480 bin TL gibi bir maliyetimiz oldu. Bu aşamada internet üzerinden parasal katkıyla, fonlanma yöntemiyle 11 bin TL topladık.

SIRADA KÜLTÜR KÖYÜ VAR: Bu yılın ocak ayında yine internet üzerinden 54 bin kişiden rekor bir rakam olan 81 bin TL toplamayı başardık. Bu yıl Doğu Anadolu’da Ardahan, Kars, Iğdır, Ağrı, Van ve Hakkari’ye gideceğiz. Projemize gönüllü, paylaşımcı, destekçi ve yatırımcı olarak 4 alternatifte destek alıyoruz. Dileyen şirketler, sosyal projeleriyle bize destekte bulunabiliyor. 2016’da Akdeniz, 2017’de İç Anadolu’ya gideceğiz. 2018’de ise Kapadokya’da bir kültür sanat köyü kurmak istiyoruz. Aynı zamanda ulaştığımız çocukların hayatlarına daha çok dokunabilmek adına üniversitelerde çalışma planlıyoruz. 4 üniversitede araştırmalara başladık. Hangi kültür sanat etkinliklerine ihtiyaç olduğuna dair bir model oluşturacağız.”

GÖSTERGE
Günümüzün en önemli sosyal girişimcisi Grameen Bankası’nı kuran Bangladeşli MUHAMMED YUNUS. 81 ÜLKEDE faaliyet gösteren banka, bugüne kadar fakir kesime ve girişimcilere 17 MİLYAR dolarlık kredi sağladı.

Sosyal girişimci olmadan önce kendinize bu 5 soruyu sorun:
1-Hangi sorunu çözmeye çalışıyorum? Sosyal girişimci şirketler, pazarın gücünü kullanarak bir toplumsal sorunu çözmek için yaratılıyor. Bu toplumsal sorunu sermaye bulma, iş planı oluşturma ve stratejiyi uygulamada ön plana almak gerekiyor.

2- İş planım nasıl olacak? Genelde yatırımcılar, büyüme ve kâra bakar. Kriz anlarında da sizinle aynı bakış açısına sahip, sosyal değerleri gözetecek ortakları ve yatırımcıları seçmeniz önem kazanıyor.

3- Etkiyi nasıl ölçeceğim? Toplumda yarattığınız etkiye dair belli aralıklarla yatırımcılar ve kamuoyuna net rakamlar vermeniz lazım.

4- Sermaye ve büyüme planım nasıl? Aile ve arkadaşlardan alınan ilk sermayenin ardından işin içine yatırımcılar girecek. Bu noktada sermayeyi iyi değerlendirmek ve güçlü büyümek önem kazanıyor. 5- Hikayemi nasıl anlatacağım? Tüketici ve yatırımcılara hikayenizi doğru aktarmalısınız. Sizi bu işe sokan tutkuyu, belli ölçümleme standartlarıyla yarattığınız katkıyı anlatmalısınız.