25 global fintech girişiminin toplam değeri 66 milyar doları aşıyor. 2014’te bu şirketlere 12 milyar dolar yatırıldı. 2015’te bu yatırımın 3 misline çıktığı tahmin ediliyor. Türkiye’de ise fintech ekosisteminde 50’ye yakın oyuncu bulunuyor. 2016 sonu itibarıyla pazarın 19,6 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor. Uzmanlara göre Türkiye’de yeni girişimler ve büyüme için pek çok fırsat var. Türkiye’de bankasız nüfusun yüksek olması, bankacılık sektörünün gelişmiş hizmet yapısı önemli artılar arasında.
Son dönemlerin en çok konuşulan işlerinin başında “fintech” olarak adlandırılan finansal teknoloji girişimleri geliyor. Dünyada da yükselişte olan finansal teknolojiler, paraya ulaşmada ve paranın kullanımında kolaylık getirdiği için diğer girişim alanlarına göre çok daha hızlı büyüyor. Accenture ve CB Insights’ın gerçekleştirdiği “Finansal Teknoloji Girişimlerinin ve Bankacılığın Geleceği” isimli küresel araştırmadan çıkan sonuçlara göre fintech girişimleri 2014 yılında 12 milyar dolar yatırım almayı başardı.
Bu alanda ABD öncü durumda. Öyle ki 12 milyar dolar yatırımın 10 milyar doları Amerika’da yapıldı. Son olarak açıklanan PwC ve the National Venture Capital Association’ın raporuna göre Reuters verilerinin ışığında 2015 yılında fintech’lere yapılan yatırım, bir önceki yıla kıyasla 3 misline çıktı. Aslında fintech girişimleri, finans gibi köklü bir sektörde bankaların, sigortaların ya da aracı kurumların sundukları hizmetleri, birer ikişer şekilde bölerek daha anlaşılabilir ve erişilebilir haliyle müşteriye sunuyor.
Mobilleşen hayat, akıllı telefonların giderek artması da fintech yatırımları için uygun büyüme ortamı yaratıyor. Criteo’nun araştırmasına göre 2015’in ilk 9 ayında dünyada mobil ticaretin toplam e-ticaret içindeki payı yüzde 35’e ulaştı. Bu yıl bu oranın yüzde 40’a ulaşacağı tahmin ediliyor. Sadece bu veri bile özellikle ödeme sistemleri, dolandırıcılık, büyük veri gibi alanlara odaklanan fintech’lerin ne kadar büyüme potansiyeli olduğunu gözler önüne seriyor.
Küresel çapta büyük hacme ulaşan fintech, Türkiye’de de girişimcilerden, sermayedarlardan ve finans sektöründen yoğun ilgi görüyor. Finans alanına yönelik geliştirilen yeni fikirler daha kolay yatırımcı bulurken kurulan Türk fintech’ler iddialı büyüme planları yapıyor.
GLOBAL DEVLER OLUŞTU
Business Insider’ın verilerine göre dünyada 1 milyar dolar ve üzerinde değeri olan 25 fintech girişimi mevcut. Toplam değeri 66 milyar doları aşan bu 25 şirketin 12’si ABD, 4’ü İngiltere ve 3’ü Çin merkezli. Business Insider’a göre en değerli 5 fintech girişimi de Lufax, Square, Markit, Stripe ve Lending Club olarak sıralanıyor.
Bu listeden de görüldüğü gibi fintech dünyasında ödeme sistemleri ve kişiler arası borç verme girişimleri öne çıkıyor. Örneğin 2016 Ocak itibarıyla değeri 18,5 milyar doları geçen Lufax, Çin merkezli bir kişiler arası online borç alıp verme girişimi. 2011 Ekim ayında kurulan girişim, Çin’de KOBİ ve bireylere kredi alma imkanı yaratıyor. Bu fintech girişimi, Çin’in en büyük sigorta şirketi Ping An Insurance’ın iştiraki. Girişimin hızlı büyümesinin ana nedeni, daha çok kamu bankalarının pazarı domine ettiği Çin’de bankaların ağırlıklı olarak devlete ait şirketlere yatırım yapmayı seçmesi olarak görülüyor. Çin’de 2 bin kadar şirket bu tip kişiler arası borçlanmayla finansman buluyor. Bir diğer dev Square ise Amerikalı bir girişimcinin başarısı. Jack Dorsey, Square ile küçük, kare şeklinde bir okuyucuyla Android, iPhone veya iPad’in kulaklık girişine bağlanabilen ve POS makinesi gibi kredi kartlarını okuyup tahsilat yapılmasını sağlayan bir ödeme sistemi geliştirdi. 2009’da kurulan Square, Visa, Chase ve Starbucks ile stratejik ortaklığa gitti ve bu şirketin hızlı büyümesini sağladı. 2015’te 1 milyar dolar ciroya ulaşan girişim, düşük aylık ücretiyle özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler tarafından tercih ediliyor. 2014’te sermaye girişi ile şirketin değeri 6 milyar dolara yükseldi. Ödeme sistemleri yöneten yazılımlar geliştiren Stripe da ABD’de 2010’da John ve Patrick Collison tarafından kuruldu. Apple Pay ve Alipay ile çalışan ilk girişim Stripe, 2014’te aralarında TL’nin de bulunduğu 135 para birimini ödeme çözümlerine ekledi. Son olarak “satın al” düğmeleri için Twitter ve Facebook ile yaptığı işbirlikleriyle gündeme gelen ödeme sistemleri girişimi, 70 milyon dolar yatırım aldı. Bu alanda sadece girişimciler değil Android Pay ile Google, ApplePay ile Apple veya Samsung Pay ile Samsung gibi büyük teknoloji şirketleri de önemli yatırımlar yapıyor. Hatta Apple Pay’in en büyük rakibi olarak görülen LoopPay de Samsung tarafından satın alındı.
BARBAROS ÖZBUGUTU İYZİCO CEO’SU “CİRODA 800 KAT BÜYÜDÜK”
REGÜLASYON DEĞİŞTİKÇE
Regülatif nedenlerden dolayı Türkiye’de banka veya lisanslı bir şirket olmadan bu alanda iş yapmak zor. Ancak aslında para transferi gibi bazı konularda ülkemizde ciddi bir problem de bulunmuyor. Regülasyon değiştikçe girişimciler için fırsatlar oluşabiliyor. Öte yandan fintech söz konusu olduğunda dikey yaklaşım çok önemli. Bankalar bu hizmetlerin yatay portföyünü sunuyor. Fintech girişimlerinin dikey bir konuda bankalara nazaran daha iyi, hızlı ve ucuz çözüm sunmaları lazım. Ayrıca fintech alanında yapılacak girişimlerin altyapı, lisans ve benzeri konular nedeniyle ciddi bir ilk yatırım gerektirdiğini de unutmamak gerek.
“20 MİLYON TL YATIRIM ALDIK”
3’üncü yılımızda 20 binden fazla kayıtlı, 4 bin 500’ü aşkın aktif üye iş yerine hizmet veriyoruz. 2015’te ciro bazında yüzde 800, işlem hacmi bazında yüzde 500 büyüdük. Bu büyümenin 2016’da da süreceğini öngörüyoruz. Kuruluşumuzdan bugüne 20 milyon TL’yi aşkın yatırım aldık. Türkiye’de şu an yaklaşık 65 bin e-ticaret sitesi var, Almanya’da ise bu sayı 700 bin. Yani Türkiye’de e-ticaret sitesi sayısı neredeyse 10 katına çıkabilir. Türkiye’de amacımız e-ticaret yapacaklar için ödeme konusunda akla gelen ilk seçenek olmak. Ayrıca önümüzdeki dönemde Doğu Avrupa, Ortadoğu, İran ve Türk Cumhuriyetleri’nin de dahil olduğu bölgede “ödeme şampiyonu” haline gelmek istiyoruz.
”Dünyada 1 milyar dolar ve üzeri değere sahip 25 fintech girişimi var”
ZEYNEP ŞENER MOBILEXPRESS KURUCUSU VE CEO’SU
“DAHA ÇOK YATIRIM GELECEK”
YENİ GİRİŞİMLER
“Ödeme” yani “para” tüm işlerin yapılma gayesi. Bu nedenle tahsilatı kolaylaştıracak her çözümün bir işin sonucuna etkisi başka çözümlerden daha direkt oluyor. Türkiye’de bu alanda şimdiye kadar birçok yatırım gerçekleşti ve yatırımlar kesinlikle artarak gerçekleşmeye devam edecek. Büyük holdinglerin de bu alana girmeye başlayacağını gördük ve burada başka girişimler de olacaktır. Ama ben ödeme işinin çok spesifik bir uzmanlık alanı olduğunu düşünüyorum. Her şirketin, her holdingin bu alana girmesi yerine, sadece bu işte uzmanlaşmış şirketlerle çalışmak ciddi maliyet avantajı getirir, hizmet kalitesini yükseltir.
HEDEF 200 İŞ ORTAĞI
Mobilexpress olarak 2011’den bu yana kredi kartı kaydetme, tek tıkla ödeme, ödeme geçidi hizmetleri ve tekrarlayan ödemeler alanları başta olmak üzere ödeme teknolojilerine yönelik hizmetler sunuyoruz. Stratejimiz orta ve büyük ölçekli şirketlerin ödeme teknolojileriyle ilgili ihtiyaçlarını çözmek ve onları bu teknolojileri geliştirmenin zorluğundan ve maliyetinden kurtarmak. Bu doğrultuda birçok sektörün en büyüğü diyebileceğimiz 50’ye yakın şirkete ödeme teknolojileri hizmeti sağlıyoruz. Hedefimiz bu alandaki öncülüğümüzü sürdürmek ve 2 yıl içinde 200’den fazla iş ortağına ulaşmak.
”Türkiye’de fintech alanı her yıl yüzde 19 büyüyor”
TÜRKİYE’DEKİ YATIRIMIN BOYUTU
Türkiye’de de bu alanda regülasyonlar sıkı olsa da önemli girişimler ortaya çıkıyor. BDDK’nın 6493 sayılı kanunu para transferi, fatura ödeme, ödeme aracı kabul etme, operatör faturalama ve e-para gibi birçok alanda lisans verdiği şirketlere izin veriyor. Ancak Türkiye’de mevzuat gereği kişiler arası borç ve kredi verilmesi mümkün değil. Bu nedenle de girişimler daha çok ödeme sistemlerine yoğunlaşıyor. Bugün Türkiye’de fintech ekosisteminde 50’ye yakın oyuncu bulunuyor. 2016 sonu itibarıyla Türkiye’de fintech pazarının toplam değerinin 19,6 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Türkiye’de fintech alanı her yıl yüzde 19 büyüme gerçekleştiriyor. Startups.watch’ın kurucusu Serkan Ünsal, 2012-2016 arasında girişim sermayedarları ve melek ağlarının Türkiye’de fintech girişimlerine 20 milyon dolar yatırım yaptığını söylüyor. Bu rakamın içinde holdinglerin, bankaların ve kendi sermayesiyle fintech girişimi yapmak isteyenlerin bu alana yaptığı yatırımlar yok. Bugün şirketlerden tüketiciye olan işlerin (B2C pazarı) sadece 10 milyon dolarlık bir büyüklüğe sahip olduğunu belirten Ünsal, sözlerine şöyle devam ediyor: “Fakat B2B tarafta fintech şirketlerinin üzerinden geçen gelir, milyar dolar seviyesinde. Tabii burada komisyon oranları girişimlerin gelirlerini oluşturuyor. Bu rakam ise tüm pazar için 300 milyon doların altında.” Turkcell Ödeme Hizmetleri Genel Müdürü Melike Kara da “Ödeme sistemlerinde bankacılık sistemi üzerinden geçen kart hacmi 500 milyar TL civarında. Bir o kadar da nakit harcamalar var. Bu hacim içinde fintech şirketleri çeşitli alanları hedef alabiliyor. Bazı şirketler e-ticareti hedef alırken bazıları sadakat sistemlerine yatırım yaparak perakendede değer sunmaya odaklanabiliyor” diyor.
SATIN ALMALAR KAPIDA
İLGİ YÜKSEK
Büyük holdinglerin hepsinin fintech sektörüne gireceği konuşuluyor. PayU Türkiye Ülke Direktörü Y. Emre Güzer, bu alanın yerli ve yabancı birçok yatırımcının ilgisini çektiğini söylüyor. “Lokal ve global finans şirketleri de bu tarz girişimlere destek verme konusunda oldukça hevesli. Oluşturulacak karşılıklı işbirlikleriyle muazzam işlere imza atmak söz konusu” diyor.
ÇIKIŞI KOLAY
Startups.watch’un kurucusu Serkan Ünsal, yatırım alan ve satın alınan şirketleri şöyle sıralıyor: Mikro-Ödeme, İninal, HesapNo, iyzico, Paraşüt, Walk-in, Moka, Hesapöder ve Ödeal. Fintech’in şu anda tüm yatırımcıların en çok taradığı alan olduğunu söyleyen Ünsal, “Regülasyonla 30 civarı şirket kurulacağını öngörebiliriz. Fakat bunlardan kaçı yatırım alabilir, bunu ilerleyen dönemde göreceğiz. Bu alanın cazip olmasındaki en büyük etken, global yatırımcıların da ilgili olması ve çıkış potansiyeli yüksek olması.”
GİRİŞ ARTAR
Gelecekten umutlu isimlerden Paraşüt CEO’su Sean Yu ise mevcut durumu şöyle değerlendiriyor: “Pozitron operasyonunu biliyoruz. Bu alana ilgi giderek artıyor, önümüzdeki günlerde daha da artacak. Türkiye’de büyüme hızını yavaşlatabilecek tek etken, çok sıkı bir mevzuata sahip olmamız. Diğer yandan Türkiye’de büyük holdinglerin her zaman finans hizmetleri içerisinde olduğunu görüyoruz. Çok yakında birçok holdingin doğrudan ya da dolaylı olarak fintech sektöründe yer alacaklarını düşünüyorum.”
İDDİALI HEDEFLER
Hızlı bir büyüme trendine giren fintech girişimlerinin, yakın geleceğe dair hedefleri oldukça iddialı. 20 binin üzerinde üye iş yerine ve müşterilerine kolay ve güvenli ödeme hizmeti sunan Turkcell Ödeme Hizmetleri’nin genel müdürü Melike Kara, hizmet alanlarına son kanunla izin verilen para transferi, fatura ödeme, ödeme aracı kabul etme, operatör faturalama ve e-para gibi birçok alanı eklemeyi planladıklarını açıklıyor. Kara, “Yüzde 40-50’si banka müşterisi olmayan Türkiye nüfusuna alternatif ödeme araçları sunmayı ve 1 milyona yakın POS’suz iş yerini ödeme ekosistemine katmayı hedefliyoruz” diyor. “Eylül 2014’ten bu yana 5 bin kullanıcıya ulaştık” diyen Ödeal Kurucu Ortağı Fevzi Güngör, “Ödeal İşyerim olarak cep telefonlarını birer POS cihazına çevirerek, kullanıcıların kredi kartı tahsilatı yapmalarını sağlıyoruz. Sokak satıcılarından mikro işletmelere, bağımsız çalışanlara kadar kullanıcılarımız var. Türkiye’de 5 milyon mükellef var, 3 milyonunun potansiyel müşterimiz olduğunu düşünüyoruz” diye konuşuyor. Orta vadeli amaçlarının finansal teknolojilerde bölgesel bir şirket haline gelmek olduğunu ifade eden Güngör, 2014 son çeyreğinde 1 ayda yaptıkları işlem sayısını, 2016’da 1 günde yaptıklarını ve son 2 ayda 4 kat büyüdüklerini açıklıyor. Türkiye’deki KOBİ ve girişimlerin finans yönetimi ve ön muhasebe alanında çözüm ortağı olma fikriyle kurulan Paraşüt’ün kurucu ortağı ve CEO’su Sean Yu, Ocak 2016 itibariyle 50 bin işletmeye ulaştıklarını belirtiyor. Yu, gelecek dönem büyüme stratejilerini şöyle özetliyor: “Aylık yüzde 25-30 büyüyoruz. Amacımız bu büyüme göstergelerini hızlandırmak. Olabildiğince farklı sektörden şirketin çözüm ortağı olabilmeyi istiyoruz. Stok, banka entegrasyonu gibi yeni özelliklerimiz üzerinde çalışıyoruz.” 4 yılda 5 binden fazla aktif üye işyeriyle çalışmaya başlayan PayU Türkiye’nin ülke direktörü Y. Emre Güzer de üye iş yerlerinin online dünyada her türlü ödeme ihtiyacını karşılamak için çalıştıklarını anlatıyor. Güzer hedeflerini şöyle paylaşıyor: “Offline dünyada da onlara destek sağlayabilecek, online dünyalarıyla entegre çalışan çözümler üzerine yoğunlaşıyoruz. Tabii bu işin önemli bir bacağını da sokaktaki müşteriler oluşturuyor; onlara yönelik fatura ödeme, sadakat sistemi gibi projeler yapıyoruz. Tüm yeni projelerle e-ticaret hacminin yüzde 30’unu bankalarımızla kendi sistemimiz üzerinden geçirmeyi hedefliyoruz.”
BÜYÜK POTANSİYEL
Dünyada farklı ülkelerden girişimlerin aldıkları yatırımlar, bu alanın ne kadar büyük bir potansiyeli olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca Türk finans sektörü de yeni fintech’lerin kurulması ve büyümesi için uygun bir ortam sağlıyor. Ödeal Kurucu Ortağı Fevzi Güngör, en önemli büyüme potansiyelini şöyle aktarıyor: “Dünya Bankası tarafından 2011’de yayınlanan rapora göre, Türkiye’de yetişkin nüfusun yarısı finansal sistemin dışında. Önümüzdeki dönemde, finansal teknolojilerin bankacılık dışında kalmış kişileri bankacılık sistemiyle tanıştıracağını, bu kişilerin ceplerindeki akıllı telefonlar vasıtasıyla sisteme dahil olacaklarını göz önünde bulundurmak gerekli.” Paraşüt CEO’su Sean Yu’ya göre Türkiye’de bankacılık sektörünün çok iyi ve gelişmiş hizmet vermesi önemli bir artı. Yu, sektörün potansiyelini de şöyle değerlendiriyor: “Bankalar Türkiye’de fintech organizasyonunun ortak yürütücüsü ve gelecekte bu fintech alanının doğal birer parçası olacak. Türkiye ve ABD’deki fintech alanını karşılaştırırsak Türkiye’de banka altyapısı hazırlayan, ödeme sistemleri yapan çok sayıda girişim varken bunların alt kırılımlarında eksiklik olduğunu görüyoruz. Kişisel finans yönetimi uygulamaları yok, para transferi yapılabilecek girişimler yok. Örneğin göçmenlerin para akşını sağlayacak bir girişim yok. Tüm bu ihtiyaçlara bağlı olarak Türkiye’de bir patlama olabileceğini söyleyebiliriz.” Tabii çıkan yeni regülasyonlar da pazarı daha çok hareketlendirecek. İyzico’nun CEO’su Barbaros Özbugutu, “6493 no’lu kanunla Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları kanununa tabi olan şirketler, 2015’te başvuru çalışmalarına odaklandı. 2016 içinde inovasyonların yeniden ateşlenmesini bekliyorum” diyerek öngörülerini açıklıyor.
Son dönemin en büyük başarısı hiç kuşkusuz Getir’in son yatırım turunda ulaştığı değerlemeyle bir unicorn olması ve hızla yurt dışına açılması oldu. Nilüfer Gözütok Ünal Her ne kadar pandemi...
Copyright © 2014 Start Up Dergisi.
Çerez Seçimini Sıfırla
0 yorum