“Teknopark ve yeni binalar yapmayı artık durduralım. Girişimi insanlar kuruyor, inovasyonu insanlar yapıyor. Gayrimenkule değil insana yatırım yapalım.”
Satranç bilmeden oynamaya çalışsanız ne olur. Satranç tahtasının başında saatlerce durup ‘miş’ gibi yapabilirsiniz. Hatta bir iki hamle yapıp oynuyormuş algısı bile yaratabilirsiniz. Satrancı öğrenmeden oynamanız veya kazanmanız mümkün değil. Kuralları belli ve yazılı sadece biraz çalışmak gerekiyor. Sonra bol bol alıştırma yaparak tecrübenizi artırabilirsiniz. Yüksek ihtimalle ilk oyunlarda yenilebilirsiniz ama artık ‘miş’ veya ‘muş’ gibi yapmanıza gerek kalmayacaktır. Türkiye’de girişimcilik, inovasyon, icat, yaratıcılık, buluş gibi kavramlar birbiriyle çok karışıyor. Trend kelimeler olduğu için yöneticilerin ve politikacıların sözlüklerine de girdi. Her yerde inovasyon ve girişimcilik dedikodusu yapıyorlar. Kavramlar o kadar çok konuşuluyor ki gerçekte çok küçük bir çaba olmasına rağmen, bu konuşulanlardan algılanması çok büyükmüş gibi gözüküyor.
İNSANA YATIRIM YAPMALI
Maalesef inovasyon fabrikada üretilmiyor. Yani kapı girişine bilişim, teknoloji veya inovasyon “vadisi” demekle bir sonuç alacağımızı beklemek aşırı iyimserlik olur. Ankara’nın uzun süre bunu anlayacağını ve teknoparklar konusunda politika değişikliği yapacağını düşünmüştüm. Sonra aslında konunun teknoloji değil gayrimenkul işi olduğunu anladığımda tüm parçalar oturdu. Teknopark ve yeni binalar yapmayı artık durdurmak gerekiyor. Satrancın kuralları belli, ‘miş’ gibi yaparak oynamak imkansız. Girişimi insanlar kuruyor, inovasyonu insanlar yapıyor gayrimenkule değil insana yatırım yapmamız gerekli. Türkiye’de dünyayı değiştirecek yüksek teknoloji geliştirecek şirketler kurmak istiyorsak.
Yaşanabilirlik: Yaşanabilir şehirler ve ortam sağlamalıyız. İnsanların hayat kalitesini yükseltmeliyiz. Dünyanın en güzel iklimine ve coğrafyasına sahibiz.
Fikirlere açıklık: Hiyerarşiden uzak her fikri dinlemeye ve konuşmaya açık olmak gerekiyor. Ön yargılarımızdan sıyrılmak sadece kendi söylediğini doğru kabul etmemek gerekiyor.
Temel bilimler: Temel bilimlere yatırım yapmamız ve tüm destekleri bunlar için harcamamız gerekiyor. Girişimcilik için parasal desteğe ihtiyaç yok. Doktoralı öğrencilerimize temel bilim konusunda araştırma yapmaları için hibeler verelim.
Yetenek: Dünyanın tüm yetenekleri çekmeliyiz, onların birlikte yaşayabilecekleri altyapıyı hazırlamalıyız.
Sanat kültürü: Yaratıcılık, müzik, resim, heykel, bale, tiyatro ve sanatın diğer tüm dallarını tüm dünyadan daha fazla desteklemeliyiz.
BASİT ADIMLAR
Tüm bu 5 maddeyi yaparak düşünce yapısını farklı bir raya geçirmemiz gerekiyor. Çok basit önerilerim var. Hemen Mars’a gidelim demiyorum. Basit adımlar atalım. İlk olarak Ankara başta olmak üzere ülkedeki tüm konferans ve toplantılarda protokol kısmını kaldıralım. Toplantıya katılanlar birbirinden kırmızı bir şeritle ayrılmış yerlerde oturmasın. Böylece toplantıya katılan belli bir konuğun hiyerarşik olarak üstün olduğu algısını kıralım. Ortamı oldukça ağırlaştıran ve resmi hale getiren kıyafetlerden özellikle kravat ceketten sıyrılalım. Açılış konuşması bitince konuşma yapan kişinin diğer konuşmacıları dinlemesini sağlayalım. Bu basit adımı başarıyla atabilirsek Türkiye’de gayrimenkul yerine yüksek teknoloji üreteceğimize inancım artacak. İnovasyon ve girişimcilik kültürü kısa vadeli sonuçlar üzerine oturamaz, 30-40 yıl boyunca tüm oyuncuların yukarıda saydığım 5 maddeyi gerçekleştirmesinden geçiyor. Silikon Vadisi’ni insanlar oluşturuyor. Silikon Vadisi bir yerin adı değil bir düşünce yapısı…
0 yorum