Buluttan, operasyonlarını daha verimli sürdürebilmek için tutarlı hava tahminine ihtiyacı olan enerji, tarım, sigorta gibi sektörlerle iş birliği yaparak büyümek istiyor. Buluttan Kurucu Ortağı Eren Kısmet, “Kurumsal meteorolojik veri tedarikinde öncü şirket olmayı amaçlıyoruz” diyor.
Nil DUMANSIZOĞLU [email protected]
Bir endüstri mühendisi olan Eren Kısmet, kişisel olarak 30 yıldır hava olaylarını merak ediyor. Hatta kurumsal bir şirkette çalışırken bir yandan da Penn State Üniversitesi’nde online olarak Hava Tahmini Sertifika Programı’nı bitirdi. 2015 yılında da Facebook’ta açtığı “Buluttanbildiriyor” hesabıyla İstanbul özelinde yaptığı hava tahmin ve yorumlarını takipçileriyle paylaşmaya başladı. 100 bin kişiye ulaştığı bu hesapla bu konuya olan ilgiyi fark etti. Kendi yazılım şirketi olan çocukluk arkadaşı Güven Bölükbaşı’yla 2017 yılında Buluttan uygulamasını hayata geçirdi. Sonra da ekibe, işin B2B tarafında hava verisine ihtiyaç duyabilecek şirketlerle ilişki kurmak ve dijital pazarlama faaliyetlerini yürütmek için Çiğdem Öztabak dahil oldu. 3 kişilik bir ekiple yoluna devam eden Buluttan’ın kurucu ortağı Eren Kısmet, hedeflerini şöyle anlattı:
“GLOBAL ÖLÇEĞE ULAŞMAK İSTİYORUZ”
HEDEF Şu anda 150 bin yükleme sayısına ulaştık. Aylık 40 bin, günlük 15 bin aktif kullanıcıya sahibiz. Uygulamanın, 4,8’le hem Android hem iOS platformlarındaki bütün hava durumu uygulamaları arasında en yüksek puana sahip olması ise bizi ayrıca gururlandırıyor. Önümüzdeki yıllarda en önemli hedefimiz, şu anda sadece Türkiye için tahmin üreten algoritmamızı global bir ölçeğe taşıyarak kapsama alanımızı tüm dünyaya yaymak.
VİZYON Orta ve uzun vadede, ABD ve Avrupa’da yaygınlaşmaya başlamış olmasına rağmen henüz Türkiye’de oldukça bakir olan kurumsal meteorolojik veri tedariki konusunda öncü şirketlerden biri olmayı amaçlıyoruz. Düşük maliyetlerimiz sayesinde de bu verileri uygun fiyatlarla şirketlerle buluşturarak Türkiye’deki müşteri portföyümüzü hızla büyütmeyi hedefliyoruz.
KÖY SEVİYESİNDE TAHMİN
“Buluttan uygulamasını hazırlarken en büyük amacımız, mevcut hava durumu uygulamalarının tekdüzeliğinden farklılaşarak daha sosyal, samimi ve tutarlı bir uygulama yaratmaktı. Tutarlılıkla ilgili hedefimizi gerçekleştirmek ve diğer uygulamalardan daha başarılı tahminler üretebilmek için kendi tahmin algoritmamızda yapay zeka uygulamalarına yer verip çok daha yerel ve nokta atışı tahminler üretebilmeye başladık. Hava tahmini işinin iki önemli ayağı olduğunu düşünüyoruz. Bunlardan ilki, işin B2C, yani direkt son kullanıcıyla ilgili olan kısmı. Buluttan uygulamasını kullananlar, bugün İstanbul’da mahalle bazlı, Türkiye genelinde ise ilçe bazlı tahminlere ulaşabiliyor. Hatta Buluttan algoritması, lokasyon bazlı olarak kullanıcılara kuvvetli yağış, ani sıcaklık düşüşü, sıcak veya soğuk hava dalgası, dolu, yıldırım-şimşek aktivitesi gibi bir sürü sıra dışı meteorolojik olayın öncesinde bildirim gönderebiliyor. Uygulama, yaklaşık bir aylık bir süre içinde, tahmin ve uyarılarını Türkiye’deki bütün köy ve mahalleler nezdinde üretebilecek.
KURUMSAL İŞ BİRLİĞİ
İkinci önemli kısım ise B2B tarafı. Günümüzde birçok şirket, operasyonlarını daha verimli ve güvenli sürdürebilmek için hem geçmiş hava verilerine hem hava tahminlerine ihtiyaç duyuyor. Örneğin sigorta şirketleri, kendi müşterilerini önceden uyarabilmek için köy bazlı don, dolu, fırtına, sel gibi durumlardan haberdar olmak ve bu sayede giderlerini düşürmek istiyor. Bu örnekler telekomünikasyon, enerji, tarım, lojistik ve daha bir sürü sektör için çoğaltılabilir. Buluttan, köy seviyesindeki tutarlı tahminleri ve noktasal uyarılarına ek olarak son derece hızlı ve kullanımı kolay bir şekilde meteorolojik veri taleplerine yanıt verebiliyor. Bu konuda Buluttan’ın diğer veri sağlayıcılara göre yarattığı en büyük farkın yapay zeka kullanımı sayesinde artırdığı tutarlılık oranları, il veya ilçe değil, köy seviyesinde tahmin üretebildiğini söylemek mümkün. Bu bağlamda aralarında Sompo Japan Sigorta’nın da bulunduğu sigorta, banka, enerji, hatta akaryakıt şirketleriyle iş birliği içindeyiz.”
İNGİLİZCE ÖĞRENİMİNE EĞLENCELİ ÇÖZÜM
Online eğitim pazarı, hala birçok insanın alışık olmadığı, yeni öğrenilen bir konsept. Gelişim potansiyeli yüksek olan pazarda özellikle yabancı dil eğitimi uygulamaları çok rağbet görüyor. Bunlardan biri de Cambly. 2013 yılında Google’da yazılım geliştirme uzmanı olarak çalışan Sameer Shariff ve Kevin Law tarafından San Francisco’da kurulan Cambly’nin Türkiye’deki faaliyetleri ise 2016 yılında başladı. Cambly olarak online eğitim pazarını geliştirmeyi ve kullanıcıları için en kişiselleştirilmiş hizmeti sunmayı amaçladıklarını söyleyen Cambly Büyüme Uzmanı Ayça Pınar Doğan, “Türkiye’nin pek çok yerinde ana dili İngilizce öğretmen bulmak çok zor. Biz öğrenciöğretmen buluşmasını online’a taşıyarak herkesin bu fırsata erişebilmesini amaçlıyoruz. Ayrıca Cambly Kids ürünümüzle de Türkiye’nin her yerindeki çocuklara ulaşabilmek, kaliteli İngilizce eğitimi almalarını sağlamak en büyük amaçlarımızdan biri” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Türkiye’de uzun yıllardır okullarda, kurslarda yoğun şekilde İngilizce eğitimi alıyoruz. Fakat çoğumuz konuşmaya gelince utangaç olabiliyor, hata yapmaktan korkuyor ya da İngilizce pratik yapma şansı elde edemeyebiliyor. Cambly burada teknolojik, kolay ve modern bir seçenek. Öğrenciler bir tuşla dünyanın öbür ucundan ana dili İngilizce olan bir eğitmene bağlanarak pratik yapabiliyor, dilerlerse iş İngilizcesi, terminoloji, gramer, sınava hazırlık gibi alanlara da odaklanabiliyorlar.”
0 yorum