LinkedIn’i 5 kişi kurdu. YouTube, Uber, Airbnb ve Facebook 3 ortakla yola çıktı. Instagram, Dropbox, Evernote ise kurulduğunda 2 ortağı vardı. Türkiye’deki start up’ların da önemli bir çoğunluğu 2-3 ortaklı. BiTaksi, Getir gibi örneklerde ise tek kurucunun olduğu bir yapı görülüyor. Uzmanlar, tek bir girişimciyle yola çıkan yapıların daha hızlı yol alabildiğini söylüyor. Buna karşılık çoklu yapılarda ise maliyet ve risk paylaşımı gibi avantajların olduğuna dikkat çekiyorlar.
Parlak bir fikriniz var… Peki yola tek başına mı yoksa ortaklarla mı çıkmak gerekiyor? Bu start up dünyasındaki en eski tartışmalardan biri… CrunchBase’in yaptığı bir araştırmaya göre çıkış (exit) yapmış start up’ların yüzde 50’sinden fazlası tek kuruculu. 10 milyon dolardan fazla yatırım alan şirketler incelendiği zaman da tek kuruculu şirketlerin daha başarılı olduğu ortaya çıkıyor. Aynı araştırma, 10 milyon dolardan fazla fon toplayan start up’ların yüzde 45,9’unun tek, yüzde 31,9’unun 2, yüzde 15’inin 3, yüzde 5,3’ünün 4, yüzde 1,9’unun ise 5 veya daha çok ortaklı olduğunu ortaya koyuyor. Çıkış (exit) yapmış start up’ların ise yüzde 52,3’ü tek, yüzde 30,1’i 2, yüzde 12,5’i 3, yüzde 3,7’si 4, yüzde 1,4’ü ise 5 veya daha çok ortaklı.
TechCrunch Disrupt’ın yaptığı benzer araştırma ise tam tersi bir sonuç ortaya koyuyor. Bu araştırmaya göre 25 milyon dolardan daha fazla exit yapmış start up’ların sadece yüzde 16’sı tek kuruculu… Öte yandan yüzde 84’ü çoklu kurucu yapısına sahip. 500 milyon dolardan daha fazla exit yapmış şirketlerin yüzde 11’i tek kurucuya sahipken yüzde 89’u çoklu ortak yapısıyla faaliyet gösteriyor.
“BAŞKA BİR AKLA İHTİYAÇ VAR”
Araştırmaların da ortaya koyduğu gibi başarı için tek mi yoksa ortaklı mı yola çıkmak gerektiğine dair tek bir yanıt yok. Buna karşın start up dünyasının her iki yapıdan hangisine daha çok yatırım yapmayı tercih ettiğine ilişkin daha somut yaklaşımlara rastlamak mümkün… Örneğin dünyanın önde gelen melek yatırımcılarından Sanjay Mehta, yatırım yapılmak istenen şirketlere bakıldığı zaman çok kuruculu şirketlerin daha çok tercih edildiğini söylüyor. “2 veya 3 ortaklı kurucusu olan start up’larla ilgilenmek yatırımcılar için çok daha rahat. Start up’ların önemli bir kısmı yatırım almak için genellikle ortak arar” diyor. Birçok başarılı start up kuran ve aynı zamanda yatırımcı olan Paul Graham de başarılı start up’ların hep çok ortaklı olduğunu söylüyor. Bir start up’ı tek bir kişinin kurmasının zor bir iş olduğunu düşünen Graham, “Fikirleri tartışacak birilerine ihtiyaç var. Hata yapıldığında düzeltecek, aptal kararlarda doğruya sürükleyecek başka bir akla her zaman ihtiyaç duyulur” diye konuşuyor.
HANGİSİNİN ŞANSI YÜKSEK?
Türkiye’deki genel tablonun nasıl olduğuna gelince… Start Up Dergisi olarak yaptığımız ankete göre Türkiye’de start up’ların yüzde 43,3’ü 2, yüzde 24,2’si 3, yüzde 14’ü tek ortakla kurulurken yüzde 10,2’si 4 ve yüzde 8,3’ü de 5 ve daha fazla ortakla işe başladı. Türkiye’deki uzmanlar, bu tabloda tek ortaklı mı çok ortaklı mı daha başarılı olunduğu konusunda yurt dışındaki uzmanlarla benzer görüşte. Galata İş Melekleri Başkanı Emre Kurttepeli, uyum içinde olan ortakların, yine aynı ortakların tek başına olmasından daha fazla şansı olduğuna inandığını söylüyor. Türkiye’de büyük exit yapan Gittigidiyor, Yemeksepeti, son zamanlarda yıldızı parlayan Insider ve İyzico gibi şirketlerin hepsinin çok ortaklı örnekler olduğunu da hatırlatan Kurttepeli, “Türkiye’de genelde çok ortaklı girişimlere rastlıyoruz. Bunun en büyük sebebi Türk girişimlerin fonlanmasının yurt dışı örneklere göre daha gecikmeli ve az miktarlarda olması. Haliyle İK maliyetini azaltmak için girişimler ortak sayısını artırmaya yöneliyor” diyor.
41? 29!’un kurucusu Alemşah Öztürk, çok ortaklı girişimlerin maliyet avantajı ve hız sağladığını düşünüyor. “Bence tek ortakla kurulan start up’larda avantaj başlarda değil daha sonralarda. Şirketler büyüdükçe ortaklarda görüş ayrılığı olabiliyor. Tek kurucu varsa bu süreçlerde karar vermek daha kolay olabiliyor. Çoklu ortaklıklarda ise avantaj başlarda çünkü bu yapıda hem insan maliyetini düşürebiliyorsun hem daha hızlı hareket edebiliyorsun” diye konuşuyor. Galata Business Angels Üyesi Kaan Boyner, tek CEO’su olan, görev tanımlarının net yapıldığı start up’ların daha fazla yatırım alabildiğini söylüyor. İstanbul Startup Angels Kurucu Ortağı Gülsüm Çıracı ise tek kuruculu şirketlere yatırımın büyük risk içerdiğine inanıyor. “Türkiye gibi girişimden bağımsız gündemin sürekli değiştiği ortamlarda tek girişimcinin motivasyonunu uzun süre koruyabilmesi zor. Bu nedenle çok ortaklı bir girişim olmasını tercih ediyoruz” diye konuşuyor.
NEVZAT AYDIN
YEMEKSEPETİ CEO’SU
“ORTAKLARLA KARAR VERME SÜRECİ DAHA VERİMLİ”
“HIZLI İVME KAZANDIRIYOR” Ortaklarla şirket kurmanın en önemli avantajı, sizin uzmanı olmadığınız konularda ortaya uzmanlıklarını koyabilmeleri. Ortaklar, sizin sahip olmayacağınız farklı beceriler, bilgi ve tecrübelerle, bir start up’ın daha hızlı şekilde ivme kazanmasını sağlayabilir.
“BEKLENTİLER FARKLILAŞABİLİR” Ortaklarla çalıştığınızda, karar verme süreçleri de daha verimli olabilir. Farklı perspektifler, en doğru çözümü ya da yolu bulmanıza yardımcı olur. Öte yandan çok ortakla yola çıktığınızda, daha az otonomi sahibi olursunuz. Beklentileriniz farklılaşabilir; biri şirketin bir dünya devi olacağının hayalini kurarken, bir diğeri daha sakin ve mütevazı hedefleri tercih edebilir. Karar verme süreçleri, fikir birliğine varılması gerektiği için daha uzun sürebilir.
“DOĞRU İNSANLARI YANIMA ALDIM” Yemeksepeti’nin bu aşamaya gelmesinde hem ortakların hem tüm ekibin katkısı var. Bu işi ilk yapmaya karar verdiğimde doğru insanları yanıma aldığıma inanıyorum. Örneğin, Cem Nufusi çok iyi bir satıcıydı, Melih Ödemiş Boğaziçi’nden ikincilikle mezun olmuş bir bilgisayar mühendisiydi, Gökhan Akan finans konusunda uzmandı.
İDEAL ORTAK SAYISI
Ortaklarla kurulan girişimlerde ideal ortak sayısı ne olmalı? Bu soru da girişimler için kritik. Örneğin melek yatırımcı Sanjay Mehta, en fazla 3 ortak olması gerektiğini savunuyor. 3’ü geçen ortaklıkların kalabalık yaratacağını ve yönetim konusunda sorunlar doğurabileceğini söylüyor. Galata Business Angels Üyesi Kaan Boyner’e göre bu sayı 2 olmalı. Boyner, “Bence başlangıç için 2 çok ideal. Bu 2 ortağın mutlaka birbirini tamamlayan özellikleri olmalı. Örneğin biri teknik diğeri de teknik olmayan ortaklar olmalı” diyor. İstanbul Startup Angels Kurucu Ortağı Gülsüm Çıracı da ideal ortak sayısının 2 ya da 3 olduğunu ifade ediyor. Bu ortakların sahip olması gereken nitelikleri şöyle açıklıyor: “Ekibin birbiriyle iyi anlaşması, daha önceden birbirlerini tanımış olmaları büyük avantaj. Bu şekilde ekip içindeki fikir ayrılıklarında birbirlerini daha fazla tolare edebiliyorlar. Kurucu ortaklar arasındaki hisse paylaşımının eşit olması ise verilebilecek en kötü kararlardan biri. Mutlaka şirket içinde birinin yönetici olup diğer kuruculardan daha baskın olması gerekiyor. Bir diğer konu ise ekip üyelerinin hepsinin aynı hayale inanmış olması. Girişimcilik oldukça zorlu bir yol, bu yolda yılmadan devam edebilmenin yolu hayallerine ulaşabilme umududur. Bu nedenle ekip üyelerinin bireysel gelecek planlarını bu hayale göre inşa etmiş olmaları son derece önemli.” Galata İş Melekleri Başkanı Emre Kurttepeli de sayıdan daha çok ortakların özelliklerine dikkat çekiyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Ortaklar birbirinin açığını kapatabilir özelliğe sahip olmalı. Mesela bir ortak teknoloji ve Ar-Ge konusunda iyiyken diğer bir ortak satış/pazarlama veya finansman konusunda iyi olabilir. Bu şekildeki ortaklık kompozisyonu girişimin etkinliğini bir hayli artırıyor.”
SİNA AFRA
GİRİŞİMCİLİK VAKFI BAŞKANI
“ORTAKLILARA DAHA ÇOK YATIRIM YAPILIYOR”
SORUMLULUĞUN YAYILMASI Başarıyı kurucu sayısına bağlamak ne kadar doğru, emin değilim. Ama ortaklık aynı zamanda bir sorumluluğun birkaç omuza yayılması demek olduğundan, ben çok ortaklı yapıları tercih ederim. 3 veya 4 ortak ideal sayı olabilir.
“BÜYÜK HIZ KAZANDIRIYOR” Tek girişimcinin olduğu start up’larda kurucu her şeye kendisi karar verebiliyor. Bu start up’a çok büyük bir hız kazandırabilir. Ancak bunun dezavantajı da var; fikirlerinizi sorgulayacak kimse olmuyor. Birden fazla ortak olunca fikirler karşılıklı sorgulanıyor ve ekip kararları genelde bireysel olarak verilen kararlardan daha iyi oluyor.
“BİRBİRİNİ TAMAMLAMASI ÖNEMLİ” Genelde çok ortaklı yapılara yatırım yapılması tercih ediliyor. Bunun ana nedeni ekip kararlarının daha kaliteli olması. Hiç kimse tek başına her şeyi bilemez. Başarılı olmak ve ortak sayısı arasında doğrudan bir bağlantı var mı emin değilim. Markafoni çok ortaklı bir yapıydı, başarılı oldu. Aynı şekilde Mynet tek ortaklı bir yapı ve o da başarılı oldu. Ortakların sayısından ziyade, ortakların birbirlerini tamamlaması çok önemli. Herkesin kendini bilmesi ve ona göre ortak araması iyi olur.
TEK OLMAK ZOR
Tek başına yola çıkanlarla ortaklı olarak girişimlerini hayata geçirenler de konuya farklı yaklaşıyor. BiTaksi ve Getir’i tek başına kuran Nazım Salur, tek başına olmanın hem avantaj hem dezavantaj içerdiğini söylüyor ve ekliyor: “Maddi ve manevi olarak bütün yükleri tek başınıza yükleniyorsunuz. Önemli kararları alırken yalnız oluyorsunuz. Ortak bir aklı kullanamıyorsunuz. Avantaj ise ortaklı yapıya göre daha hızlı ilerlemek.” Salur, girişimlerin kuruluş aşamasında çok fazla sorun yaşamadığını da belirtiyor. Aynı fikre inanan ekiplerle karşılaştığı zorlukları aştığını anlatıyor.
Ankara merkezli Biarac.com.tr de tek bir girişimci tarafından kuruldu. Tek başına iş kurmanın çok ciddi bir dezavantaj olduğunu belirten kurucusu Mehmet Bıçak, “Kendini işe adayacak, sizi tamamlayacak ortakların varlığının projenin başarısı açısından oldukça önemli olduğunu düşünüyorum. Tüm işlere tek başına koşturmak yorucu ve bazen motivasyonu olumsuz etkileyebiliyor” diyor. Her ne kadar yola tek başına çıktıysa da diğer girişimcilere ise ortaklı hareket etmelerini tavsiye ediyor ve şöyle devam ediyor: “Sizinle aynı özelliklere sahip olan bir ortaktansa sizi tamamlayacak farklı kültür ve sektörden gelmiş insanların oluşturduğu start up’ların daha başarılı olacağını düşünüyorum. Çok ortaklı olmanın daha avantajlı olacağına inanıyorum.”
DEMET MUTLU
TRENDYOL KURUCUSU VE CEO’SU
“KENDİMİ HİÇ YALNIZ HİSSETMEDİM”
GEÇMİŞ DENEYİM Trendyol’u kurmadan önce İsviçre, Japonya, Amerika ve Hong Kong gibi birçok ülkede finans, pazarlama ve iş geliştirme pozisyonlarında çalışma fırsatım oldu. Bu dönemde yoğun çalıştığım, teknolojiyi ve modayı çok sevdiğim için neredeyse tüm moda alışverişlerimi online yapıyordum. Türkiye’ye geldiğimde moda sitesi çok azdı ve moda e-ticareti pazarı yok denecek kadar küçüktü.
MÜŞTERİ ODAKLI YAKLAŞIM Türkiye genç nüfusu ve hızla artan internet penetrasyonuyla e-ticaret için çok yüksek potansiyele sahip bir ülke. Moda e-ticaretindeki bu açığı gördüm ve Harvard MBA programının ilk yılını tamamlayıp Türkiye’ye döndüm. 2010’da faaliyete geçtik ve kısa sürede dünyanın en büyük fonlarından aldığımız yatırımlar, müşteri odaklı yaklaşımımız ve sıkı çalışan genç ekibimizle Türkiye’nin lider moda sitesi haline geldik.
“GÜVENDİĞİM BİR EKİP VARDI” İşi kurarken tek başına olmanın dezavantajını yaşamadım ve kendimi hiçbir zaman yalnız hissetmedim. Çünkü her zaman yanımda güvendiğim ve işine tutkuyla bağlı bir ekip vardı. İşimize olan inancımız ve özverili çalışmalarımız sayesinde bu kadar hızlı büyüdük.
Nazım Salur, tek başına olmanın hem avantaj hem dezavantaj içerdiğini söylüyor.
MÜKEMMEL KARIŞIM
Ortaklı girişimlerin kurucuları da bu kararlarından memnun. Ofisim.com’u iki arkadaş kurduklarını belirten Ofisim. com CEO’su Serdar Turan, start up dünyasında tek başına birşeyler yapılabileceğine inanmıyor. “Günümüzde büyük başarıların temelinde ortak çalışma, birbirine destek olma, fikirleri paylaşarak büyüme gibi sosyal dinamikler çok önemli rol oynuyor. Eğer ortaklar arasında sarsılmaz bir güven varsa ve aynı vizyonu paylaşıyorlarsa çok ortaklı bir yapı her zaman avantajdır” diyor. İyzico CEO’su Barbaros Özbugutu da doğru ortak seçildiğinde çok ortakla şirket kurmanın bir dezavantajı olmayacağını söylüyor. Kendi girişiminde bu ortaklığı nasıl hayata geçirdiğini şöyle anlatıyor: “Tahsin BT ve yazılım tarafını çok iyi bilen birisi. Ben ise daha çok operasyon, satış ve pazarlama odaklıyım. İçinde bulunduğumuz sektör hem BT hem satış hem de pazarlama alanında iyi olmayı gerektiriyor. İkimiz güçlü taraflarımızı bir araya getirdik ve birbirimizi tamamladık. Bununla birlikte de İyzico’nun başarısı geldi.” Paraşüt Kurucu Ortağı Sean Yu da en başarılı ortakların 3 kuruculu olduğuna inanıyor. 3 kurucu olarak yola çıkmanın kendilerine başarıyı getirdiğini söylüyor. Yu, doğru ortaklığı nasıl oluşturduklarını şöyle paylaşıyor: “Ben iş ve finans altyapısından gelen biriyim. Andaç, iş geliştirmeden geldi. Fahri ise tasarım deneyimine sahip. Şirketi kurmaya çalışırken üçümüzün sahip olduğu deneyim mükemmel bir karışımdı. Andaç’tan kodlamayı öğrendim. Fahri ise uygulamanın tasarımlanmasını sağladı. Ben onların teknik uzmanlıklarına onlar da benim iş tecrübeme güvenerek iş planı yaptık ve yatırım aldık. Uzmanlıklarımızın karışımının ötesinde Andaç ve Fahri ile start up’ı kurarken stresi de paylaşmak çok önemliydi. Yükü taşıyacak 3 omuz olması, zorlukları aşacak 3 kafanın varlığı, problemlerle uğraşacak 3 çift gözün olması çok önemli.”
0 yorum