Trivago, Almanya menşeili, en ucuz oteli bulmanızı sağlayan bir arama motoru. Fikrin yaratıcısı ve şirketin CEO’su Rolf Schrömgens, “Bir daha şirket kurarsam hiçbir zaman para kazanma güdüsüyle hareket etmeyeceğim” diyor.
Trivago,2005’te 4 üniversite arkadaşı arasında doğan, en düşük fiyata ideal oteli bulmanızı sağlayan bir otel arama motoru. 1 milyondan fazla otelin, 300 farklı internet sitesinden araştırılması sonucu oluşan arama motoru, 2015’te yarım milyar dolar provizyon kârı elde etti. Ayrıca her yıl yüzde 50’den fazla büyümeyle otel seçimlerinde de ilk tercih olmayı başardı.
Rolf Schrömgens, Peter Vinnemeier, Stephan Stubner ve Malte Siewert tarafından kurulan Trivago fikri, ilk kez Schrömgens, Ciao.com’da kurucu ortak olarak çalışırken ortaya çıktı. İçerik yönetiminin ne kadar pahalı olduğunu fark eden Schrömgens, bunun yerine içeriği kullanıcıların yöneterek toplumun bu işten para kazanmasının daha iyi olacağını düşündü. Shrömgens ve Vinnemeier birlikte Trivago’nun ilk versiyonunu konsept olarak ortaya koymaya ve programlamaya başladılar. Programlama başladıktan sonra fikrin içerik oluşturmak değil, içeriği gelir kaynağı haline getirmek olduğunun farkına vardılar. Bu, Trivago’nun başlangıç noktası oldu.
Trivago’nun ilk çalışanları Skype üzerinden mülakatlarla İspanya, İtalya ve Kanada’dan işe alındı. Silikon Vadisi tarzında bir çalışma kültürüyle Trivago, genel merkezi Almanya Düsseldorf ’ta olmasına rağmen çalışanlarının yüzde 90’ını sınır ötesinden işe aldı. Trivago’nun nasıl kurulduğunu ve nasıl bugünlere geldiğini kurucu ortağı ve CEO’su Rolf Schrömgens ile konuştum:
“METELİKSİZDİM, İŞ KURDUM”
“1976’da Mönshebgladbach’da doğdum. Leipzig İşletme Fakültesi’nde eğitimimi tamamladım. İlk girişimim ise Ciao.com oldu ve 2005’te 500 milyon dolara Microsoft tarafından satın alındı. 2005’te 4 ortak olarak Trivago’yu kurduk ve hala bu şirketin CEO’su olarak çalışıyorum. Trivago’nun yanı sıra Delivery Hero, HelloFresh ve Blablacar gibi şirketlerde yatırımım var ve Almanya Entrepreneurship Organisation’ın (EO) başkanlığını yapıyorum.
Trivago nasıl hayata geçti diye sorarsanız aslında neredeyse meteliksizdim ve gerçek bir iş bulup bulamayacağımdan bile emin değildim. Bu nedenle bir şirket kurmak, kötü bir fikirmiş gibi gelmedi.
Hayatınızdaki kriz durumlarının düşüncelerinizi keskinleştirebileceğine inanıyorum. Neredeyse en kötü halimdeyken bir gece yarısı uyandım ve Trivago’nun ilk fikrini yazmaya başladım. Şirketin temel ilkelerini abartısız 12 sayfaya yazdım ve hemen ertesi gün kurucu ortak Peter’a gösterdim. Tabii ki bu kavramlar sonradan yeniden şekillendirildi ve gerçekten başarılı olana kadar birçok kez değiştirildi; isim gibi bazı şeyler ise hala o ilk gece belirlediğim haliyle kaldı.
EN ÖNEMLİ KARAR
Başlangıçta iş modelimiz, çok farklı ihtiyaçlara ve aynı anda çok fazla müşteriye hizmet edecek şekilde genişti. En önemli an, şu anki modelimizi yalnızca otellerin dikey aranmasına odaklamaya karar verdiğimiz andır. Bu çok zor bir karardı, çünkü bize sürekli gelir akışı sağlayacak bazı iş olanaklarını kaybediyorduk. Ancak şanslı bir biçimde birkaç ay içerisinde bu gelirler işin temelinin hızla büyümesi sayesinde fazlasıyla telafi edildi. Bu bizim için Trivago’nun şu anki başarısının başlangıcıydı. Bu nedenle önemli olanın bir başlangıç fikri değil, onu nasıl işleyeceğiniz olduğunu düşünüyorum. Hiç şüphesiz bir başarıyı devam ettirmek başlangıçta başarılı olmaktan çok daha zor.
Ne kadar çok insanın şirketinizin başarısına ekonomik olarak katılmasına izin verirseniz uzun dönemde yaptığınız işten o kadar çok haz alırsınız. Almanya’da ilk çalışan hisse satın alma programını gerçekleştirdik ve bunu gerçekten işletebilen belki de tek biz varız. Daha sonrasında ilk çalışanlarımız için bir likidite etkinliğini yaptık ve şimdi o çalışanlarımızın birçoğu ekonomik olarak bağımsız durumda. Bu, çok müthiş bir duygu ve bunu yaptığımız için her ne kadar çok mutlu olsam da bunu daha geniş bir biçimde yapmalıydık.
NEYİ FARKLI YAPARDIM?
Bir dahaki sefere hiçbir zaman para kazanma güdüsüyle hareket etmeyeceğim. Tabii ki bunu yine mevcut şirketimle yapmak iyi bir fikir, ancak para artık odağımın küçük bir noktası olurdu. ‘Girişimcilerin Taahhüdü’ adlı bir grubun üyesiyim. Bu grubun üyeleri, gelecekteki işletmelerinin kârlarının yüzde 50’sini bir toplumsal ihtiyaç için harcama taahhüdünde bulundu. Elbette bu sadece bir başlangıç, ancak bunun yalnızca para kazanmak için değil ayrıca girişimci enerjiniz için iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum.”
(Hizliceviri.com’un katkılarıyla)
“YENİLİKÇİ FİKİRLERE İHTİYACIMIZ VAR”
FARKLI BAKIŞ AÇISI Sorun daha çok, iyi çalışanları kötü olanlardan ayırabilmektir. İlk olarak istihdam yaratma ve işe alma hakkında düşündüğünüzde, şunu düşünürsünüz: “Tabii ki piyasadaki en akıllı insanlarla çalışmayı kesinlikle istiyorum.” Gelişmekte olan bir teknoloji şirketinin, işe alımda farklı bir bakış açısına sahip olmak zorunda olduğuna inanıyorum.
YENİ ŞEYLER DENEMEK
Bizler için saf zekadan daha çok özgüven, kuralları yıkma isteği ve keşfedilmemiş yollara girme isteği daha önemli bir yoldur. Hızlı öğrenmek istiyorsanız, yeni şeyler denemek zorundasınız, mevcut statükoya meydan okumak zorundasınız ve bir sorunun esrarengiz bir çözümünü bulmak için yola çıkmalısınız. Bu da her zaman risk almayı gerektirir. Zeki insanlar bile risk almadan yalnızca mevcut olanla yetinir. Bizim her gün tamamen yenilikçi fikirler üreten insanlara ihtiyacımız var.
“ÖĞRENMEYEN HER SİSTEM BAŞARISIZ OLUR”
Başarılı olmanızda hangi alışkanlıklar size yardımcı oldu?
Fanatik bir öğrenci olmam ve hiçbir zaman durmamam. Geriye bakınca gerçekten akranlarımla ilişkilerimde rahat olduğumu düşünmedim. Etrafımdaki insanlar her zaman daha deneyimli, zeki ve hızlı oldu. Hala geriye baktığımda öğrenmede ve kendimi geliştirmede iyi olduğumu düşünüyorum. Hayat boyu öğrenmeye ve gelişime gerçekten inanıyorum. Reaksiyon gösteremeyen ya da öğrenmeyen her sistemin (şirket ya da ülke) sonunda başarısız olacağını düşünüyorum.
“BAŞARISIZ OLMAK BİLİNMEYENLERİ AZALTIR”
YOLDA ÖĞRENDİK Hızlı öğrenmek, hızlı uyum göstermek ve sonuçta daha fazla iş yapmak. Bence birçok insan yapılacak doğru şeyin farkında. Ancak eğer değişimi kucaklayacak bir kültüre sahip değilseniz fikir aşamasında kilitlenip kalırsınız. Yalnızca yüzde 10’un fikir, yüzde 90’ın uygulama olduğunu düşünüyorum.
BAŞARISIZLIĞIN KATKISI
Çok fazla başarısız olmak size çok fazla bilgi sağlar ve bilinmeyenleri azaltır. Bu nedenle başarısız olma oranınızı azamiye çıkarmak bunun için bir yoldur. Başlangıçta tercih edilemeyecek bir yolmuş gibi gözükebilir. Ancak eğer hiper büyüme eğrisi gösteriyorsanız, bugün yaptığınız bir hata, yarın yapılacak bir hatadan daha düşük maliyetli olabilir.
0 yorum