Dünya Apple’dan Facebook’a, Yahoo’dan Google’a çok ortaklı girişimlerin başarısını konuşuyor. Ancak araştırmalar tek kuruculu girişimlerin şansının daha yüksek olduğunu söylüyor. Hatta New York Stern Üniversitesi akademisyenlerinin yaptığı çalışmaya göre tek kuruculu girişimler 2,6 kat daha başarılı.
Elçin Cirik [email protected]
Türkiye’de de tek başına yola çıkan birçok kurucu var. Peki tek başına olmak gerçekten bir avantaj mı yoksa dezavantaj mı?
Harry Page ve Sergey Brin’in Google’da, Steve Jobs ve Steve Wozniack’m Apple’da yarattığı başarı hikayesi, belki en bilineni olabilir ama Facebook’tan Netflix’e, Uber’den Airbnb’ye birçok girişimin çok ortaklı yola çıkması başarının neredeyse birden çok girişimciyle doğrudan bağlantısı olduğu görüşünü kuvvetlendirmişti.
Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
Ancak NYU Stern’de profesör olan Jason Greenberg ile Ethan Mollick’in “Tek Başına Ayakta Kalanlar” adlı araştırması bu görüşü kanıtlarla yıkan bir çalışma oldu.
İki akademisyenin Kickstarter’a başvuran projeleri analiz ederek yaptığı çalışmanın sonuçları çarpıcı. Buradaki projelerin yüzde 28’inin tek kuruculu, yüzde 31’inin iki kuruculu yüzde 41’inin üç ve daha fazla kuruculu olduğunu gören Greenberg ile Mollick, bu girişimlerin başarısını analiz ettiklerinde şunu görüyorlar:
“Tek kuruculu girişimler, iki ve daha fazla kuruculu girişimlere göre 2,6 kat daha başarılı. İşlerinin sürdürülebilirliği ve kâr yaratma performansı da çok daha yüksek.”
Wharton School’un yaptığı bir araştırma da benzer sonuçlara dikkat çekiyor. Son 7 yılda kurulan 10 bin girişim üzerinde yapılan araştırma, “Çok ortaklı yapılara göre tek kuruculu girişimler daha küçük bütçelerle işe başlasa da girişimleri daha hızlı büyüyor, daha yüksek gelirlere imza atıyorlar” saptamasında bulunuyor.
Araştırma, bu başarının arkasındaki ana unsurları, “Gelirlerin paylaşılmaması ve masrafların ortak azaldıkça düşmesi” olarak gösteriyor. “Ayrıca tek adam olunca hem karar mekanizması çok hızlı ilerliyor hem alınacak risk de girişimcinin cesaretine göre artabiliyor” deniliyor.
Türkiye’de de tek kurucunun elinde hayat bulan pek çok start up var. Bu girişimler de “ortaksız” yola çıkmanın ve yürümenin pek çok artısını yaşıyor.
KÖTÜ TECRÜBELER ETKİLİ
Girişimcilik gibi riskli bir dünyada tek başına şirket kurma kararı almak cesaret istiyor. Bu adımı atan girişimciler ağırlıkla geçmiş tecrübeleri nedeniyle bu yolu tercih ediyor. Örneğin Adgager’ın kurucusu ve CEO’su Umut Vural, “Aslında tek başına yola çıkmak veya tek başına kalmak istemezdim. Ama şartlar böyle gerektirdi” diyor.
Vural, girişimin ilk aşamasını “Daha önce yaşadığımız kötü ortaklık tecrübeleri daha küçük hisselerle kurucu ortaklar almama neden oldu, onlar da ayrılınca tek başıma kaldım” sözleriyle aktarıyor. “Girişimciler hiçbir zaman tek başına yola çıkmak istemez” diyen giyilebilir teknolojiler üzerine çalışan WalkOVR Kurucusu Tuğra Şahiner, burada girilen alan ne kadar niş olursa ortaklık kurmanın o kadar zorlaştığına vurgu yapıyor.
CY Enerji’nin kurucusu Cantürk Yılmaz da iş hayatında birden fazla kurucu ortaklı projelerde yaşanılan sorunları görmesi sonucu böyle bir karar aldığını belirtiyor. “Tecrübelerim gereği profesyonel ilişkilerin daha sağlıklı yürüdüğünü, bu sebeple kurucu ortak sayısını artırmak yerine profesyonel iş birliklerinin daha sağlam ve güvenilir olduğunu deneyimledim” diyor.
Yüksek lisans için gittiği ABD’de Olizzi girişimini başlatan Ece Er Aydın, “Bir ortak arayışım hiç olmadı. 2 yıldır hala tek çalışan benim, işlerimi freelance çalıştığım teknik ekibimle ilerletiyorum” diye konuşuyor. Fortuna Healing’in kurucusu Şevval Karadağ, girişimi kurmadan önce 3 yıl girişimciliği destekleyen projelerde yer aldı.
Karadağ, hikayesini şöyle paylaşıyor: “Çalıştığım projelerde yanlış kişilere güvenme hatasını yapmıştım. Duyduğum tavsiye şuydu: ‘Ortaklık evlilik gibidir, evleneceğiniz kişiyi nasıl seçiyorsanız ortağınızı da öyle seçin.’ Şirketi kurmaya karar verdiğimde ortada böyle bir insan yoktu.”
EN BÜYÜK AVANTAJ
Ortak olmadan kurulan girişimlerde en önemli artı, karar verme mekanizmalarında yaşanıyor. Best Personel’in kurucusu ve CEO’su Özlem Sökmen, projesinin başlangıç bütçesinin bir yatırımcı almayı gerektirecek kadar yüksek olmadığına değiniyor ve tek patron olmanın avantajını şöyle açıklıyor: “Avantaj elbette hareket özgürlüğü ve hız.
Hızla değişen bir dünyada karar ya da rota değiştirmek için birçok insanın onayının alınması zor. Bu nedenle de organizasyonların daha yavaş ilerlediğini hepimiz biliyoruz.” Haus’un kurucusu Hazel Topçu da aynı fikirde. “Burada hızlı karar alma ve özgür olma tek yöneticili şirketlerin en büyük avantajları. Zamansızsınız” diyor.
İlk girişiminde 3 ortakla ilerleyen ancak dugunbuketi.com’u yalnız kuran Bilgehan Yılmaz ise bu konudaki avantajları, “Açıkçası tek kurucu olmak bir tercih değildi. İş fikrini gerçekleştirmek için gereken teknik beceri, bilgi ve deneyime sahiptim. Daha fazla hisseye sahip olduğunuz için yatırım almaya açık oluyorsunuz. Yatırımlar başarı yolundaki mesafeleri kısaltıyor” sözleriyle özetliyor.
“Herkesin fırsat ve tehdit algısı farklıdır. Bazen sizi çok heyecanlandıran fırsatlar, başkaları için aynı şekilde görünmüyor” diyen Smartera Yazılım Kurucusu Zeki Şevik’e göre, birden fazla ortaklı girişimlerde herkesin aynı fırsatı görebilmesi gerekiyor, yoksa enerjinin bir kısmı herkesi aynı noktaya getirmek için harcanıyor. Şevik, tek ortak olarak en büyük avantajının da bu olduğunu düşünüyor ve fırsatı görüp hızla ilerlediklerini söylüyor.
DOĞRU EKİP KRİTİK
Söz konusu tek kuruculu start up’larda ise ekip, hayati öneme sahip. 3 boyutlu yazıcı geliştiren Zaxe’nin kurucusu Baki Gezgen, ürünü ve fikri ortaya koyarak doğru kişilerle bu süreci gerçekleştirdiğini söylüyor. “Olaylara tek başınıza karar vermek genelde doğru olmuyor. Bir kişinin verdiği karar genelde yanlış, ekiple verilen kararlar her zaman doğru oluyor” diyor.
Road Branding reklam ajansını 2014’te New York’ta kuran Başak Ilhan da benzer fikirde. “Tek
kurucu olduğunuzda ekibinizin çok iyi olması şart. Aksi halde siz durduğunuzda tüm işler durabiliyor. Bazı yönetimsel kararları verirken akıl danışmak istediğimde güvendiğim diğer girişimci arkadaşlarımla konuşuyorum” diyor.
KargomKolay.com’un kurucusu Önder Türker de aynı şekilde düşünüyor: “Türkiye çok zor dinamikleri olan, bazen sadece hızlıların, bazende güçlülerin kazandığı bir ticaret atmosferine sahip. Yöneticilerimizden,danışmanlarımızdan ve şirket içi uzmanlarımızdan tüm durum analizlerle önerileri alıyor, matematikle harmanlayıp anlık müdahalelerle uçaklarımıza yön veriyoruz.”
2018 yılında Pafta Atölye’yi kuran Can Uğurluoğlu, ortaklık kararının kişinin karakteriyle alakalı olduğu fikrinde. Uğurluoğlu, tek kurucu olmanın artısını şöyle aktarıyor: “Ekiple verilecek kararlar ortak olsa da bunun sorumluluğunu alabilmek oldukça stresli bir deneyim. Bunun yükünü azaltabilmek, fikir alışverişinin sağlanabileceği bir ortam oluşturmaktan geçiyor.”
“Tek kurucu olarak yola çıkmamın nedeni, başka kişileri bu belirsiz süreçten, olabilecek sıkıntılardan uzak tutmaktı” diyen Modsim Ergomomi Kurucusu Tolga Karasu, ekibin önemini şöyle anlatıyor: “Bir kişi ancak bir yere kadar ulaşabilir, gerisi ekiple mümkün.”
NERELERDE ZORLANDILAR?
Bir de madalyonun diğer tarafı var. Bütün işi tek kişinin yürütmesinin dezavantajları çok. Inarten Teknoloji’nin kurucusu Muhammet Halit Kasapoğlu, şirketin kuruluşunda tek kurucu olmanın itilafa düşmeden kararları hızlıca alıp projeleri ve işleri hayata dökebilmek açısından fayda sağladığını söylüyor. Ama Kasapoğlu, “Burada en büyük dezavantaj zaman.
Tek kurucu olunca her şeyle ilgilenmek gerekiyor ve burada soru ‘iyi bir zaman mühendisi misiniz’e dönüyor” diyor. ihracat sektöründe gördüğü eksiklikten yola çıkarak Koytola’yı kuran Kübra Yaradılmış’a göre de tek kurucu olmanın dezavantajları fazla. “Çoğu şeyi kendiniz yapıp takip etmek zorundasınız ve bilginiz yeterli olmayabilir.
Her zaman en doğru kararı veremeyebilirsiniz, farklı fikirlerden faydalanmak riski düşürüyor” şeklinde konuşuyor. Bitki doku kültürü yöntemleriyle ilgili cihaz ve yöntem geliştiren Margeht Biyoteknoloji’nin kurucusu Onur Sinan Türkmen, zorlandığı noktayı şöyle aktarıyor: “Tarım ve tarımsal biyoteknolojide ihtisas sahibiyim, ekonomi ve hukuk dersleri aldım.
Ancak iş planı, yatırım, konularında deneyim sahibi değildim. Kaynağım olmadığı için deneyimli yakınlarımdan mentorluk alıyorum, güvendiğim kişilerden destek alarak sorunların üstesinden gelmeye çalışıyorum.”
“içimde özel sektördeki geçmiş tecrübelerime ve önceki girişimlerime dayanarak tek başıma bir girişimde bulunmayı deneyimlemek, süreci tüm detaylarıyla yönetmek arzusu vardı” diyen Robotik Bilim CEO’su Salih Demirtaş için en büyük zorluk motivasyonda yaşanıyor. Demirtaş, “Öz motivasyonun yanında dönem dönem bir ekip olarak motive olmak çok daha etkili olabiliyor” diyor.
ORTAK YÜKÜ HAFİFLETİYOR
Girişime tek başına hayat vermek, girişimcinin çok daha fazla çalışması demek. Appcent Bilişim’in kurucusu Ozan Uysal, deneyimini şöyle özetliyor: “Yükü hafifletmesi açısından ortak iyi olurdu. Son 2 yıldır büyüme hızımız yükseldi ve bu, çeşitli sorunlar getirdi. Bir ortak yönetimsel kararlarda iş bölümü sağlayabilirdi.
Bir de para akışında sıkıntılar yaşadık, belki bir ortağın yatırım almamızda katkısı olabilirdi.’ “Belli bir yerden sonra yorucu olabiliyor, tüm süreçlerle doğrudan ilgilenmek yorucu” diyen Rubusoft Bilişim’in kurucusu Hüseyin inanç, hem proje geliştirmek hem satmaya çalışmanın oldukça zor olduğunu, bu iki ana kalemi ayırmak için bile en az iki ortak olmak gerektiğini düşünüyor.
Sanction Scanner’ı yaratan Fatih Coşkun, en çok doğru karar alma sürecinde zorlandığını belirtiyor. “Beyin fırtınası yaparak ve tartışarak alınan kararlar daha isabetli oluyor. Tek kurucu olarak en fazla bu noktalarda zorluk yaşıyorum. Bunu da ekibimizdeki değerli kimselerle ilgili konuları tartışarak aşıyoruz” şeklinde konuşuyor. Nesnelerin interneti alanında faaliyet gösteren Eigth Bilişim’in yaratıcısı Emir Çubukçu ise ortaksız gitmenin zorluğunu şöyle açıklıyor:
“En büyük dezavantaj hesap verilebilirlik konusunun eksik olması. Hem kurucu hem genel müdür olunca, insan kendi kendinden başka kimseye hesap veremiyor. Bu hem şirketin stratejik karar alma özelliğini hem yönetim şeklini etkiliyor.”
“ORTAKLA İŞ KURMAYI ÖNERİRİM”
DR. MUHAMMET AVCIL IMPERIAL BIOSCIENCE KURUCUSU VE CEO’SU
“DAHA AZ YIPRATICI OLABİLİRDİ”
Tek kurucu olmak kesinlikle zor olan bir tercih. Başta “karar verdim ve başladım” diyebilirsiniz ama iş büyüyünce her geçen gün daha da zorlaşıyor. Tek başına tüm süreçleri yönetmek, tüm zorluklarla mücadele etmek insan bedeni ve psikolojisi için uygun değil.
Örneğin aynı gün bir haberle dünyanın en mutlu insanı olurken aynı saat içinde bir olayla en mutsuzu olabilirsiniz. Bir ortağınız olsa zorluklarla mücadele daha az yıpratıcı olabilir ve girişim ömrünüz daha uzun sürebilir.
AYNI KÜLTÜR
Hedef noktaya daha hızlı ulaşabilirsiniz, önerim de bu yönde. Sadece seçeceğiniz ortağınızla mümkünse aynı şartlarda, aynı kültüre sahip olmanız ve evlilik gibi ortaklığınıza çok saygı göstermeniz gerekir. Ben resmiyette tek kurucu olarak görünsem de kendimi hiçbir zaman tek adam olarak görmedim. Tüm ekibi, danışmanlarımızı, yatırımcılarımızı ve çözüm ortaklarımızı büyük bir aile olarak gördüm. Sorunların istişareyle çözülmesi gerektiğine inanıyorum.
OKAN ARIKAN ADIM ADIM KURUCUSU VE CEO’SU
“TEK OLMAK KARAR VERMEDE AVANTAJLI”
“İLK DENEMEM DEĞİLDİ”
Aslında yayıncılık ve Adım Adım benim ilk girişimim değil. İlk girişimimde potansiyelli işi yapamamak ve Amerikalı ortaklarımın bir anda ülkeyi terk etmesiyle tahmin edemeyeceğimiz bir tecrübe edindim.
Ardından bir arkadaşımla sudoku bulmacalarının algoritmasını çözdük. Çocuk alanındaki boşluktan ilerleyip 2009’da Adım Adım ve Mikado Çocuk ile Türkiye’nin tanınan çocuk yayınevlerinden biri haline geldik. Bulmacaların algoritmasını oturturken bana yardım eden çok yakın bir arkadaşımı işe almak istedim ama çekindi.
BAŞTAKİ ZORLUK MADDİ
Gençken denediğim 4-5 farklı ortaklı yapının nerelerde sorun yarattığını görmek nasıl davranmam gerektiğini fark ettirdi, bu sebeple tek devam ettim. Tek kurucu olmak karar almak açısından avantajlı. Çünkü organizasyonlarda kararsızlık en büyük sorun. Ben çok güvendiğim kişilerin fikirlerini dinleyip sonrasında analiz yapmaya çok inanırım. Tabii tek olmanın maddi ve manevi zorlukları çok. Başta işin maddi boyutu var, kurarken tüm kaynakları siz sağlamak zorundasınız. İşin iniş ve çıkışlarında tek başınıza karar vermek kolay olmayabiliyor.
FEVZİ GÜNGÖR ÖDEAL KURUCUSU VE CEO’SU
“ORTAK ‘OLSUN’ DİYE ALINMAZ”
“BULAMADIM”
Eksik olduğum yönleri tamamlayabileceğine inandığım bir kurucu ortak bulamadım. Öte yandan beraber çalıştığımız arkadaşlar bir kurucu ortağı aratmadı. Ödeal’da daha önceki çalışma arkadaşlarımdan ve ilişkilerimden yola çıktım. Şu anda 88 kişilik bir ekibimiz var. Daha önce yaptığım işler, beni bu işe hazırladı. Türkiye’nin, özellikle aylık kotalar, sabit maliyetler ve bürokrasi nedeniyle POS yatırımı yapamayan KOBİ’ler ve bireysel girişimcilerin bu tür bir hizmete ihtiyacı olduğunun tespit edilmesi önemliydi.
“MOTİVASYON DA ÖNEMLİ”
Tek kurucu olmanın özel bir avantajı olduğunu düşünmüyorum. Aksine zorlukları var ama ortaklık da koşullar oluşursa mümkün. “Ortak olsun” diye ortak alınmaz. Ödeal’da ekipteki arkadaşlarımla kurucu ortaklarla paylaşmayı bekleyeceğim her şeyi paylaşabiliyorum. Öte taraftan önceki şirketlerimde ortakların projenin en başlarında motivasyonu korumada ciddi faydası olmuştu.
0 yorum