Fırsat pazarı

Start Up Dergisi’nin desteği ile Fintech İstanbul, Ödeme ve Elektronik Para Derneği ve Bizz Consulting tarafından bu yıl üçüncü kez hayata geçirilen Fintech Forum İstanbul’da finteklerin geleceği masaya yatırıldı. Son yıllarda bu alanda yaşanan en önemli gelişmeler ve yeni teknolojilerin yarattığı etkiler tartışılırken gelişimin hızlanması için çözülmesi gereken sorunlar ve Türkiye’nin finansal teknolojilerde daha rekabetçi olabilmesi için alınması gereken yol tartışıldı.

Hande Yavuz [email protected]

“GİDECEK DAHA ÇOK YOL VAR”
İstanbul Fintech Kurucu Ortağı Selim Yazıcı, fintek dünyasında son 1 yılda neler olduğunu şöyle anlatıyor: “2017’de ekosisteme 190 milyon dolarlık bir yatırım yapıldı. Finteklerin buradan aldığı pay yüzde 18. Yani 18 milyon dolar pay aldık. 2018’de ilk iki çeyrekte 28 milyon dolarlık bir yatırım yapıldı. Finteklerin buradaki payı 1,2 milyon dolar. Pazardaki daralmanın nedenine gelince… Sonuçta yabancı yatırımcı kendisini güvenli limanlarda görmek istiyor. Dolayısıyla yatırım ortamının iyileştirilmesi için yapılması gerekenler var. Bu anlamda baktığımızda kurumların kendi kurumsal VC’lerini kurduklarını gördük. Ülkeler günümüzde artık fintek üzerinden rekabet ediyor. Bizim rekabet içinde olmamız gereken ülkeler var. Fintech İstanbul’un da kurulma amaçlarından biri, bölgesel ve finansal teknoloji merkezi oluşturmaktı. Geldiğimiz noktada bunu biraz başardığımızı görüyoruz ama önümüzde gidecek daha çok yol var. Kamu tarafında, gelişmiş ülkelerden onların iyi örneklerini alıp Türkiye’de biz nasıl bu seviyeye geliriz diye tartışmak gerekebilir.”

“HEDEFLEDİĞİMİZİN 3 KATINA ULAŞTIK”
Papara Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet F. Karslı, kendilerini teknoloji şirketi olarak konumlandırmaya çalıştıklarını söyleyerek şöyle devam ediyor: “Aslında biz lisans almak zorunda kalmış bir teknoloji şirketiyiz. 2017’nin başında birkaç yatırım görüşmesi için KPI’larımızı hazırlamıştık. O dönem birçoğumuzun yaptığı gibi kendimize çok yüksek hedefler koymuştuk. Bugün o koyduğumuz hedeflerin 3 katına ulaşmışız. Geldiğimiz noktada bankaların ulaşmak istemediği veya ulaşmakta zorlandığı, özellikle banka hesabı olmayan kitleye hizmet vermeye çalışıyoruz. Onların dilinden konuşarak yaklaşmaya çalışıyoruz. 1,5 milyon kullanıcıya ulaştık. Gençlerin arasında özellikle popüler para transfer aracı olduğumuzu görmek çok güzel bir başarı. Her 5 saniyede yeni bir para transferi işlemi gerçekleşiyor ve bunu gerçekleştiren kişilerin yüzde 90’ı 25 yaşın altında. Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz işlerde de neredeyse sıfır pazarlama yaptık. Papara ağızdan ağıza yayılan güzel bir uygulama oldu. Son zamanlarda lanse ettiğimiz nakitsiz topluma katkı anlamında Kantin projemiz var. Amaç gençlere ulaşmak. Geçtiğimiz ay başladı, İstanbul’da 500 okulda varız. Önümüzdeki yılın sonuna kadar İstanbul’da 2 bin 200 okulun kantininde Papara olacak.

“KANTİNDE QR ÖDEMEYE GEÇİYORUZ”
Nakitsiz toplumun çok fazla faydası var. Gençlerin elinde nakit olmazsa uyuşturucuya ve kötü alışkanlıklara erişimi zorlaşır. Aileler harcamaları takip edebilir. Çocuklar genç yaşta kendi bütçelerini yönetebilirse daha başarılı olur. O nedenle sadece finansal sektöre ulaşamayan insanlara hizmet götürmek değil, götürdüğümüz hizmetleri iyi bir kalitede tutarak nakit stok hedeflerine ulaşmada bir katkı sağlayacağımızı düşünüyoruz.

Ayrıca kantinlerde QR’la ödemeye geçiyoruz. QR ile ödemeyi bir fast food zincirinde de başlatıyoruz. Buna karar vermek çok uzun sürdü. Çünkü Türkiye Anadolu mu Avrupa mı karar veremediğimiz bir noktadayız. Doğu’ya baktığınız zaman çok ciddi bir QR deneyimi var. Batı’ya yüzünüzü döndüğünüzde inanılmaz bir temassız ve mobil ödeme deneyimi söz konusu. Biz QR’a inanıyoruz. O anlamda yatırımlar yapıyoruz. Bir de kurumsal kart yatırımımız var. Güzel, ihtiyacı çözen bir kart olmuş, belli ki çok fazla müşterisi var. İlk müşterisi Yemeksepeti oldu.”

TÜRKİYE’DE FİNTEKLERİN 2 KISITI
“Bence iki tip fintek var” diyen Commencis CEO’su Fırat İşbecer, finteklerden bazılarının bankalara rakip olduğunu bazılarının ise bankaları yeni döneme hazırladığını aktarıp şöyle devam ediyor:

“Aslında biz onlardanız. İlk mobil bankacılıkla işe başladık. Şimdi dijital bankacılık adı altında devam ediyoruz. Çeşitli ürünler geliştirip hizmetler veriyoruz. Pozitron olarak kurulduk. Pozitron.com Monitise olarak devam etti. Sonra Monitise’ın Amerika’nın 30 milyar dolarlık eski nesil fintek şirketi olan Fiserve’e satılmasından sonra biz de yolumuza Commencis olarak devam ettik. Türkiye’deki finteklerin iki kısıtı var: Birincisi regülasyon çok ciddi sıkıntı yaratıyor. İkincisi, Türkiye’deki bankalar, her şeyi kendi bünyelerinde çözmeye çalışıyor. Garanti Bankası’nın Garanti Teknolojisi, Türkiye İş Bankası’nın SoftTech’i çok değerli kuruluşlar ve yurt dışında da ihracat yapan şirketler ama genelde yurt dışında bunlar start up’larda ortaya çıkan bir olgu. Bankalar bunu alıyor ve uyguluyor. Amerika ve Batı Avrupa’ya baktığınız zaman fintek banka iş birliklerini daha çok görüyoruz. Türkiye’de bu yavaş yavaş olmaya başladı. Ama tabii binlerce kişilik teknoloji ekipleri olan bankaların finteklerle iş birliği yapması biraz zaman alacak gibi gözüküyor.

“BANKALAR VERİLERİ İYİ İŞLEYEMİYOR”
Biz Commencis olarak ihracat odaklı bir şirketiz. Türkiye’de birkaç bankanın dijital dönüşümünde çalışmaya devam ediyoruz ama yurt dışında da Avrupa’da çok popüler olan açık bankacılık, yani open banking API’larını tüm ekosisteme açıp “Gelin bunlar benim datalarım, siz de faydalanın ve açık bankacılığı beraber yapalım” dediği noktada hizmet veriyoruz. Türkiye’de bankalarda inanılmaz veriler var ama bunları çok iyi işleyemiyorlar. Bence Türkiye’deki finteklerin odaklanması gereken nokta, bu veriyi nasıl işleyecekleri olmalı. Yani her müşteriye aynı mesaj her müşteriye aynı e-mail gidiyor. Ufak ufak segmentasyonlar başladı ama istenilen noktada değil. Buraya kafa yormaları gerekiyor. Biz de aslında buraya kafa yoruyoruz. Türkiye’deki sıkıntılardan biri acil durumlar oluyor. Banka tam bir inovasyon fintek operasyonuna girişiyor. Bir anda bir döviz krizi oluyor ve bu durum bir anda 4’üncü 5’inci duruma atılıyor. Türkiye’deki start up’ların ilk öğrenmesi gereken şey, hayatta kalma stratejileri. Bunları becerebilirlerse birkaç yıl içinde birileri onları fark ediyor ve arzu ettikleri noktaya geliyorlar. Ama bu kolay değil. Bizde biraz daha ağır çekim ilerliyor ama şöyle bir avantaj var: Rekabet Amerika ve Batı Avrupa’da olduğu kadar keskin değil. Gerçekten iyi bir organizasyon, iyi bir ürün, iyi bir fintek geliştirdiğinizde Türkiye’de çok büyük bir rekabet çıkmıyor. Çünkü etrafta bunu yapabilecek kapasitede insanların sayısı az. O da aslında bir diğer avantajımız.”

“15 YIL ÖNCESİNİN ARAÇLARINI KULLANIYORUZ”
Iyzico’nun bugün 25 binin üzerinde kurumsal müşterisi var. Iyzico’nun kurucusu ve CEO’su Barbaros Özbugutu, değişik noktalarda sundukları hizmetlerle birlikte 1 milyonun üzerinde müşterileri olduğunu aktarıyor ve şu bilgileri paylaşıyor: “130 kişilik bir ekiple faaliyet gösteriyoruz. Bunun yüzde 43’ü mühendis, yüzde 40’ı kadın ağırlıkta. Bu sayıyı daha da artırmaya çalışıyoruz. En küçük müşteriye sanal POS hizmeti verirken Amazon’un Türkiye’ye girişiyle birlikte dünyanın en büyük e-ticaret şirketine ödeme altyapısı sunar hale geldik. Geçen yıl ciro bazında yüzde 150 büyümüştük. Bu yıl da yüzde 130 büyümeye devam edeceğimizi öngörüyoruz. Hacimler büyüdükçe 3 basamaklı büyümeyi sağlamak kolay değil. Ama bu yıl içinde de bunu başarmış olduk ki gelecek yıl da bu şekilde devam edecek gibi duruyor. Amazon Türkiye’ye girdi ama gelecek yıl daha da büyük bir atakla büyümeye devam edecektir diye umuyoruz.

Türkiye’de inanılmaz problemlerimiz var. Bunu çok açık ve net söylemem gerekiyor. Teknolojiyi kullanarak bu problemleri nasıl çözebiliriz, dijital ticareti nasıl artırabiliriz diye bakmalıyız. Türkiye şu an dijitalleşiyor ama dijital ticaretin araçlarına baktığımız zaman biz hala Amerika’nın ya da Avrupa’nın 15 yıl önce kullandığı araçları kullanmaya çalışıyoruz.”

“KARTLANDIRDIĞIMIZ ESNAF SAYISI 100 BİNİ GEÇTİ”
Birleşik Ödeme Hizmetleri CEO’su İlker Sözdinler 200’ün üstünde kiosk’larının ve 2 milyona yakın müşterilerinin olduğunu aktarıyor ve şöyle devam ediyor:

“Birleşik ödeme olarak biz birkaç dikeyde hizmet veriyoruz. Bir tanesi self servis kiosklar. Kendi ürettiğimiz kioskların üzerinden birkaç ilin tahsilatını yapıyoruz. İkinci olarak ön ödemeli kartlarımız var. 2 ön ödemeli kart projesi aldık. Bunlardan biri TESK ile yaptığımız Esnaf Kart. Yaklaşık 2 milyon esnafımıza 40 ulusal markayla birlikte Esnaf Kart dağıtmaya başladık. Kartlandırdığımız esnafın sayısı 100 bini geçti. Benzinden sağlığa, giyimden eğlenceye kadar birçok fırsatı ve avantajı kullanabiliyorlar. Bizi yine çok heyecanlandıran kart projesi ise 3. havalimanımızın ihalesini almış olmak. İGA Kart ve havayolu ödeme sistemlerini Birleşik Ödeme yapıyor olacak. Biz bu projeyi sadece havalimanı içinde değil hem İstanbul hem yurt dışında da geçecek bir kart haline getiriyoruz. Onun dışında da irili ufaklı ön ödeme kart projeleri yapmaya devam ediyoruz. 3’üncüsü TransferWise ortaklığımız var. Açıkçası rakamlar bizim beklediğimizden de hızlı şekilde ilerledi. Şu anda Transferwise’da Avrupa’da en hızlı büyüyen ülkeyiz. Son bir ürünümüz de çıkacak olan gece transferi. Bankaların EFT yapamadığı saatlerde bankalar arasında para transferi sağlayan bir platform oluşturduk. Ayda yaklaşık 50 milyon EFT yapılıyor. Bakalım bunun kaçını insanlar bizim platform üzerinden kullanacak.”

“KOBİ’LERE ONLINE ÇÖZÜMLER SUNUYORUZ”
Paytabs Chief Digital Officer Philippe Berard’ın konuya ilişkin görüşleri şöyle:

“4 yıl önce Bahreyn’de CEO’muz online ödeme uygulaması olmadığını gördü. Her şeyi nakit ödemek zorunda kalıyordunuz. Bense online ödeme sistemini geliştirmek istiyordum. 2014’te 1,2 milyon dolara GNV’yi kurduk. Geçen yıl 25 milyon dolara ulaştık. Çok hızlı ilerliyoruz. Bahreyn’den Suudi Arabistan’a yayıldık, Kuveyt ve Orta Doğu’daki birçok bölgeye girdik. Orta Doğu’daki dinamik çok ilgi çekiciydi ve Avrupa’dan çok farklıydı. Bankacılık sektörüne bakarsanız, Orta Doğu’da son 20 yıldır sektör aynı şekilde devam ediyor. Fintek şirketlerinin yaşadığı en önemli mücadele bankaların lisans işinden dolayı olan maliyeti. Çünkü sizin bir depozit sağlamanız gerekiyor. Bu da fintek olarak işinize bir maliyet getiriyor. Biz de bunu avantaja çevirecek bir uygulama getirdik. E-ticaret yapan özellikle küçük ve orta ölçekteki girişimlere online çözümler sunuyoruz. Kabul edilebilir oranlarda kredi ve borç ödeme sistemi sağlıyoruz. Türkiye mühendislik altyapısı çok güçlü bir ülke. Bizim için önemli bir pazar. Zaten Türkiye’de bazı işlerimiz var, devlet projelerinde de yer alıyoruz. Genç nüfusu çok büyük bir avantaj. Bence bir sonraki jenerasyon teknolojiyle ödeme sistemlerine çok daha fazla adapte olacak. Bu nedenle genç nüfus çok önemli. Ama Orta Doğu’ya baktığınızda online olarak alışveriş yapan hala yüzde 10’luk bir kısım var. Yani nüfusun yüzde 90’ı nakit ödüyor. Bu da gidecek çok yolumuz olduğu anlamına geliyor.”

“DAHA FAZLA İŞ BİRLİĞİ YAPALIM”
AHMET F. KARSLI
PAPARA YÖNETİM KURULU BAŞKANI
REGÜLATİF YAVAŞLIK
İş birlikleri konusunda ümitliyiz. Papara faaliyeti gereği birçok özel ve kamu kurumuna dokunuyor. Kamu kurumlarından memnunuz. Sadece regülasyonlar anlamında biraz yavaşlık var. Onlar da bizlerin çabalarıyla düzelecek. Banka iş birlikleri konusunda şikayetçi kurumlardan birisiyiz. Faaliyetimiz gereği şu anda 16 bankanın yanı sıra PTT’de hesap sahibiyiz. 7/24 para transferini sağlayabilmemiz için her bankadan hizmet alıyoruz. Biz teknoloji olarak açık bankacılığı konuşuyoruz ama bankalarla konuşurken birbirimize açık değiliz.

“İŞLER AĞIR GİDİYOR” Daha çok yolumuz var. 15 bankadan web servis bekliyoruz. Henüz Türkiye’de kendi hesap hareketlerini web serviste sağlayamayan bankalar var. Dolayısıyla bankaların kendi içindeki teknolojilerini geliştirirken aynı zamanda iş birliklerini kolaylaştıracak servisler de gerektiğini düşünüyoruz. Birbirimizi anlamaya çalıştığımızda onay süreçleri bile 6 ay-1 yıl sürebiliyor. Dolayısıyla işler ağır gidiyor. Onun dışında bir sorunumuz yok. Geliştirmeye çalıştığımız vakit alacak bir servis varsa onu geliştirmiş bir fintekle iş birliği yapmayı tercih ediyoruz.

“EN BÜYÜKLER ARASINA GİRECEĞİZ”
BARBAROS ÖZBUGUTU
IYZICO KURUCU VE CEO’SU
MUTLU ÇALIŞMA ORTAMI
6 yıl önce kendi işimi yapıyorum dediğimde ilk gelen soru “Kaç kişi çalışıyor” olmuştu. Türkiye’de hala kaç kişinin çalıştığı çok önemli. Şirketin yüzde 43’ü mühendis olduğu için bizim şirkette rutin iş yapan, yani her gün aynı düğmeye düzenli olarak basan kişi neredeyse yok. Biz 500 kişiye vereceğimiz parayı 130 kişiye verelim ama onlar da çok daha verimli bir sistem kursunlar diyoruz. Çalışanlarımızın her gün severek işe gelmelerini ve mutlu bir çalışma ortamları olmasını istiyoruz.

KORUMALI ALIŞVERİŞ Iyzipark kampüsümüze taşındık. Iyzico uzun vadeli olarak burada olacak. 5 yıl içinde Türkiye’nin en büyük finansal kurumları arasına girmeyi planlıyoruz. Problem çözmeye devam edeceğiz. Eğer problem çözebilirsek müşteri kazanacağız. Korumalı alışveriş diye yeni bir hizmet devreye koyduk. Türk müşterisinin internetten alışveriş yapmamasının aslında iki nedeni var: Kazık yemekten inanılmaz korkuyorlar. Ödeme tuşuna basıp ürün teslim edilene kadar büyük stres yaşıyorlar. İkinci konu; hukuksal süreçlere inanmıyorlar. Ürünü beğenmedikleri zaman iade edebileceklerine ilişkin endişeleri var. Biz korumalı alışverişle tam da bu problemi çözüyoruz. Siz alışverişi yaptıktan sonra arkadaki tüm süreçlerinizi yönetiyoruz.

“TÜRK BANKACILIĞI REHAVETE KAPILMIŞ DURUMDA”
FIRAT İŞBECER
COMMENCIS CEO’SU
FIRSATLAR
Türkiye’de iş birlikleri anlamında fırsatlar şöyle. Birincisi, Türk bankaları API hizmeti vermekte sıkıntı yaşıyor ama gerçekten teknolojik olarak birçok dünya bankasının da önündeler. Örneğin siz şimdi şans oyunları oynuyorsunuz, gidip banka hesabınızdan o şans oyununa para transfer edebiliyorsunuz. Bunu yapabilen dünyada banka sayısı çok az.

DİJİTALDE İLERİDE Türk bankacılığı dijitalde çok ileride ama biraz da rehavete kapılmış durumda. Çünkü dünyada online bankacılık da çok hızlı gidince fintek devriminde biraz geride kalabiliyorlar. İngiltere’de bir hizmet çıktı. Google’a yazdığınız döviz dönüştürücü üzerinden paranızı anında dönüştürüp o ülkede harcayabiliyorsunuz. Artık bir bankanın paranızı dönüştürürken aldığı faizi alma lüksü var mı? İnsanlar bu paraları kesinlikle vermeyecek.

YENİ SERVİSLER Yüksek komisyonlarla para kazanma devri sona eriyor. Sizin inovasyon ve hizmetle para kazanmanız lazım. Bunun için de yeni servisler geliştirmelisiniz. Yeni servisleri de geliştirenler bizim gibi start up’lar. Onlarla direkt iş birliğine girmeliyiz. Bu açıdan, Türk bankacılığı teknolojik olarak gerçekten çok ileride ama bir tren de şu anda kalktı ve o istasyonu geçiyor. Yakalamak lazım.

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.